Advertisement
İçinde taş kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Taş hakkında deyimler ve anlamları, içinde taş geçen deyim.
Taş İle İlgili Deyimler ve Anlamları
- ***arkadaş değil, arka taşı
zarar veren arkadaş için söylenen bir söz. - ***ayıkla pirincin taşını!
bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz: arıya bir de nikâh yaptırdı mı ondan sonra ayıkla artık pirincin taşını! -O. Kemal. - ***baltayı taşa vurmak
farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak: Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım. -M. Ş. Esendal. - ***başı taşa değmek
ağır bir durum kendisine ders olmak. - ***başını taştan taşa vurmak
çaresiz kalarak çok pişman olmak. - ***bir taşla iki kuş vurmak
bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak. - ***çeki taşı gibi
ağır ve kımıldamaz. - ***dağlara taşlara
kötü bir durumdan söz edilirken hepimizden ırak olsun anlamında kullanılan bir söz.
***dalgasını taşlamak
birinin işini bozmak.
- ***dama taşı gibi oynatmak
birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak. - ***ekmeğini taştan çıkarmak
1) geçimini sağlamakta çok becerikli olmak; 2) en zor koşullarda bile kazancını sağlamak: Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum. -S. F. Abasıyanık. - ***elini taşın altına koymak (sokmak)
bir konuda sorumluluk üstlenmek. - ***eteğindeki taşı dökmek
bütün bildiklerini açıklamak. - ***fal taşı gibi
iri, büyük: Bu elleri güzel, yüzü çirkin delikanlı, ilk defa, gözleri fal taşı gibi açık, ruhundan bir ses koparabildi. -N. F. Kısakürek. - ***gözlerini fal taşı gibi açmak
şaşkınlıkla, hayretle bakmak. - ***kafasını taştan taşa çarpmak (vurmak)
başını taştan taşa çarpmak. - ***körün taşı
rastlantı sonucu birine zarar veren, hesapta olmayan iş. - ***orman taşlamak
bir kimsenin düşüncesini dolaylı olarak öğrenmeye çalışmak. - ***taşa çekmek
bileği taşında kılağılamak. - ***taşa tutmak
1) üst üste taş atmak, aralıksız taşlamak: Sokaktan her geçişinde çocuklar taşa tutarlardı onu, canını yakmanın bir yolunu bulurlardı. -T. Uyar. 2) tek. zımparalamak amacıyla çok hızla dönen bileği taşına hafifçe dokundurmak, pürüzlerini almak, düzgünleştirmek. - ***taşı gediğine koymak
gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söyleyerek karşısındaki kimseyi susturmak, zekice davranmak: Fırsat çıkmışken kim bilir hangi uzak meseleden tutturup taşı gediğine koymak ve tenkit etmiş olmak için kaplarına sığamıyordu. -M. Ş. Esendal. - ***taşı sıksa suyunu çıkarır
birinin vücutça çok güçlü olduğunu belirtmek üzere söylenen söz: Aslan gibidir maşallah, taşı sıksa suyunu çıkarır, diyor. -A. İlhan. - ***taşı toprağı altın olmak
1) arazisi çok değerli olmak; 2) her türlü zenginliğe, olanağa, fırsata sahip olmak. - ***taşın altına elini koymak
elini taşın altına koymak. - ***taşlar yerine oturmak
1) her şey yerli yerinde olmak; 2) her makama, işin veya görevin gereklerine uygun kişi yerleşmek.