Taş İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Taş Geçen Deyim

0
Advertisement

İçinde taş kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Taş hakkında deyimler ve anlamları, içinde taş geçen deyim.

Taş İle İlgili Deyimler ve Anlamları

Taş İle İlgili Deyimler ve Anlamları

  • ***arkadaş değil, arka taşı
    zarar veren arkadaş için söylenen bir söz.
  • ***ayıkla pirincin taşını!
    bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz: arıya bir de nikâh yaptırdı mı ondan sonra ayıkla artık pirincin taşını! -O. Kemal.
  • ***baltayı taşa vurmak
    farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak: Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım. -M. Ş. Esendal.
  • ***başı taşa değmek
    ağır bir durum kendisine ders olmak.
  • ***başını taştan taşa vurmak
    çaresiz kalarak çok pişman olmak.
  • ***bir taşla iki kuş vurmak
    bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak.
  • ***çeki taşı gibi
    ağır ve kımıldamaz.
  • ***dağlara taşlara
    kötü bir durumdan söz edilirken hepimizden ırak olsun anlamında kullanılan bir söz.
***dalgasını taşlamak
birinin işini bozmak.
  • ***dama taşı gibi oynatmak
    birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak.
  • ***ekmeğini taştan çıkarmak
    1) geçimini sağlamakta çok becerikli olmak; 2) en zor koşullarda bile kazancını sağlamak: Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum. -S. F. Abasıyanık.
  • ***elini taşın altına koymak (sokmak)
    bir konuda sorumluluk üstlenmek.
  • ***eteğindeki taşı dökmek
    bütün bildiklerini açıklamak.
  • ***fal taşı gibi
    iri, büyük: Bu elleri güzel, yüzü çirkin delikanlı, ilk defa, gözleri fal taşı gibi açık, ruhundan bir ses koparabildi. -N. F. Kısakürek.
  • ***gözlerini fal taşı gibi açmak
    şaşkınlıkla, hayretle bakmak.
  • ***kafasını taştan taşa çarpmak (vurmak)
    başını taştan taşa çarpmak.
  • ***körün taşı
    rastlantı sonucu birine zarar veren, hesapta olmayan iş.
  • ***orman taşlamak
    bir kimsenin düşüncesini dolaylı olarak öğrenmeye çalışmak.
  • ***taşa çekmek
    bileği taşında kılağılamak.
  • ***taşa tutmak
    1) üst üste taş atmak, aralıksız taşlamak: Sokaktan her geçişinde çocuklar taşa tutarlardı onu, canını yakmanın bir yolunu bulurlardı. -T. Uyar. 2) tek. zımparalamak amacıyla çok hızla dönen bileği taşına hafifçe dokundurmak, pürüzlerini almak, düzgünleştirmek.
  • ***taşı gediğine koymak
    gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söyleyerek karşısındaki kimseyi susturmak, zekice davranmak: Fırsat çıkmışken kim bilir hangi uzak meseleden tutturup taşı gediğine koymak ve tenkit etmiş olmak için kaplarına sığamıyordu. -M. Ş. Esendal.
  • ***taşı sıksa suyunu çıkarır
    birinin vücutça çok güçlü olduğunu belirtmek üzere söylenen söz: Aslan gibidir maşallah, taşı sıksa suyunu çıkarır, diyor. -A. İlhan.
  • ***taşı toprağı altın olmak
    1) arazisi çok değerli olmak; 2) her türlü zenginliğe, olanağa, fırsata sahip olmak.
  • ***taşın altına elini koymak
    elini taşın altına koymak.
  • ***taşlar yerine oturmak
    1) her şey yerli yerinde olmak; 2) her makama, işin veya görevin gereklerine uygun kişi yerleşmek.


Leave A Reply