Tasavvufta Aşk Nedir?

0
Advertisement

Tasavvuf anlamda aşk ne demektir? Tasavvufta aşkın özellikleri, İslamda aşkın yeri hakkında bilgi.

Tasavvufta Aşk Nedir?

Aşk, tasavvufta, varlığın temeli ve yaratılış nedeni sayılan sevginin en yüksek düzeyidir. Hadis bilginlerinin mevzu (uydurma) kabul etmelerine karşılık, mutasavvıfların üzerinde önemle durdukları “kenz-i mahfi” (gizli hazine) hadisine göre Tanrı gizli bir hazine iken tanınmayı ya da başka bir rivayete göre güzelliğini seyretmeyi sevdiği için evreni yaratmıştır. Bu nedenle evrenin yaratılış, varoluş nedeni bilgi ve sevgidir. Mutasavvıfların evren ve metafizik konusundaki görüşlerinin temel belirleyicisi olan bu anlayışa göre evren, mutlak güzellik (cemal-i mutlak) olan Tanrı’nın güzelliklerini yansıtan bir aynadır. Bu nedenle güzele âşık olan insan gerçekte Tanrı’ya, evrende yansıyan Tanrı güzelliğine âşık olmaktadır.

Bu anlayışa bağlı olarak mutasavvıflar aşkı geçici (mecazi) ve gerçek (hakiki) olarak ikiye ayırırlar. Geçici aşk, bir güzele gönül vermek, ona vurulmaktır. Başka bir deyişle bütün özlem duygularının tutkuyla bir kişiye yöneltilmesidir. Mutasavvıflara göre bu geçici aşk gerçek aşkın köprüsüdür. Çünkü aşk, âşığın gözünden bütün varlıkları, gönlünden bütün istekleri siler, boşaltır; sevgiliden başka bir varlık ve istek bırakmaz. Bu ise tevhide hazırlıktır. Bu duygunun evrimiyle kişi güzelden güzellere, güzellerden güzelliğe, insanlığa ve dünyaya geçer. Böylece âşığın gözünde sevgili salt bir simge durumuna gelir. Yaratılışı, yaratılıştaki hikmetleri, kudreti görmeye, yaratılanı sevmek, onda yok olmaktan yaratanı sevmeye, onda yok olmaya yönelir. İşte bu yönelişle kişi geçici aşktan gerçek aşka, Tanrı aşkına ulaşır.

Aşk sözcüğü Kuran’da geçmez. Sözcük her iki anlamı birlikte içerdiği için Tanrı’nın kullarını sevmesine ya da kulların Tanrı’ya duydukları sevgiye aşk denmesi İslam hukukçuları (fakihler) tarafından hoş görülmemiştir. Buna karşılık mutasavvıflar aşkı dinsel duygunun en yüksek görünümü olarak kabul etmişlerdir. Örneğin Muhyiddin Arabi’ye göre Hz. Muhammed “Habibullah”tır (Tanrı’nın sevgilisi) ve bu nedenle İslam katıksız bir aşk dinidir.

Mutasavvıfların yorumuna göre, Miraç gecesi Hz. Muhammed’i sidretu’l-münteha’ya kadar getirip oradan öteye geçemeyen Cebrail aklı, oradan öteye geçebilen ve kılavuzluk görevini devralan Refref ise aşkı simgeler. Bu nedenle Mutasavvıflar aşkı Tanrı’ya ulaşmanın en güvenli, en doğru ve en hızlı aracı kabul etmişlerdir.

Advertisement

Leave A Reply