Temaşa Sanatı Nedir? Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Temaşa sanatı nedir? Temaşa sanatının özellikleri, tarihçesi nedir? Temaşa sanatı hakkında bilgi.

Temaşa Sanatı

Yaşanan, görülen ya da duyulan olayların başkalarına aktarılmasında insanoğlu yüzyıllar boyunca şu iki yöntemden yararlanmıştır: Anlatma ve gösterme, iletişimin bu vazgeçilmez yöntemleri günümüzde de geçerliğini korumaktadır. Söz gelimi sınıfta gerçekleşen bir olayı, o olaya şahit olmayan arkadaşlarına aktarmak isteyen bir öğrenci ya olayların oluş sırasını dikkate alarak “Önce şöyle oldu, o şunu söyledi, ardından diğeri de şunları söyledi, sonra da şunlar şunlar oldu…” gibi cümleler aracılığıyla o olayı anlatacak (öyküleme) ya da kendisini o olayı gerçekleştirenlerin yerine koyarak o olayı canlandıracaktır (dramatize etme).

Birçok iletişim çeşidinde geçerli olan bu yöntemler, edebiyata da yansımış; buna bağlı olarak edebiyatta anlatmaya ve göstermeye bağlı edebî metinler oluşturulmuştur.

Göstermeye bağlı edebî metinler günümüzdeki yaşarlığını tiyatro metinleri aracılığıyla sürdürmektedir. Aslında tiyatro, kendine özgü kuralları olan, edebiyattan farklı ama edebiyatla içli dışlı olan bir sanat dalıdır. En basit şekliyle “insan yaşayışının sahnede canlandırılması sanatı” olarak tanımlanabilecek tiyatronun edebiyatla ilişkisi, repliklerin yer aldığı tiyatro metinlerinin birer kurmaca metin olmasıyla açıklanabilir. Tiyatro metinleri, sanatsal gerçeklik temelinde oluşturulmuş, dilin şiirsel işlevde kullanılmasıyla meydana getirilmiş, “bağlam”a bağlı olarak farklı anlamalara ve yorumlamalara uygun edebî metinlerdir.

Edebiyat hemen hemen en eski sanat dalıdır. Çünkü insanoğlu, çağlar boyunca en temel insanî özellik ve ihtiyacı olan “kendini ve doğayı ifade etme” eylemini gerçekleştirmiş, bunu da seslerden kurulu en doğal sanatsal malzeme olan “dil” aracılığıyla yapmıştır. Yeryüzünde “söz”ün, “konuşma”nın, “sözlü iletişim”in var olmasıyla birlikte edebiyat sanatı da ilk ürünlerini vermeye başlamıştır. Ama bu ilk ürünlerle günümüzdeki edebî ürünler arasında çok fark vardır. Çünkü günlük yaşam, insanoğlunun yaşama, olay ve olgulara bakışı, zaman içinde değişmektedir. Hayatla arasında kopmaz kökler bulunan, kendi varlığını insanın var olmasına borçlu olan edebiyat sanatının, bu değişimin dışında kalması beklenemez. Kısaca hayat ve insan değiştiği için edebiyat da değişmektedir. Bu anlamda göstermeye bağlı edebî metinlerde de zaman içinde türlü değişiklikler olmuştur. Bu değişimin Türk edebiyatındaki seyri incelerken “geleneksel Türk tiyatrosu” ve “modern Türk tiyatrosu” ayrımından hareket edeceğiz.

“Tiyatro” sözcüğünün Osmanlı Türkçesindeki karşılığı “temaşa”dır.

Tiyatro sanatı; temelde yazar, eser ve oyunun icra edilmesi (temsil)iyle varlık kazanır. Yazar, imzası belli bir kişi olabileceği gibi, bilinmeyen bir kişi ya da topluluk da olabilir. Eser, ya yazılı bir metindir ya da ana hatları önceden belirlenmiş fakat dile getirilmesi oyuncuların ustalığına bırakılmış sözlü bir metindir. Tiyatro sanatının en önemli öğesi “temsil”dir. Çünkü tiyatro metinleri, okunsun diye değil oynansın (temsil) diye yazılır. Bu, tiyatro metinlerini diğer edebî metinlerden ayıran en önemli özelliktir. Oynanmayan bir tiyatro eserinin gerçek anlamda var olduğundan söz etmek güçtür.

Advertisement

Geleneksel Türk tiyatrosu dört alt gelenekten oluşur: Karagöz, orta oyunu, meddahlık, köy seyirlik oyunları.


Leave A Reply