Temel Hak ve Özgürlüklerimiz Nelerdir? Temel hak ve Özgürlüklerin korunması

0
Advertisement

Temel hak ve özgürlüklerimiz nelerdir? İnsanların temel hak ve özgürlüklerin önem, tek tek açıklaması, hakkında bilgi.

Temel hak ve özgürlüklerin korunması

Temel Hak ve Özgürlükler

İnsan hak ve özgürlüklerini belirleyen uluslararası belgelerde belirtilen, insanların sahip oldukları evrensel nitelikli haklardan bazılarını inceleyelim.

1. Yaşama Hakkı

Yaşama hakkı, kişinin fiziksel varlığının sürdürebilmesinin güvencesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde, herkesin yaşama hakkının yasayla korunacağı, hiç kimsenin kasten öldürülemeyeceği belirtilmiştir. Bu, insanın öldürülmezliği hakkıdır; kişinin beden bütünlüğünün doğal ölümüne kadar korunmasına da denmektedir. Tüm hak ve özgürlüklerin içinde en temel olanıdır.

2. Kişi Dokunulmazlığı Hakkı

İnsanın maddi ve manevi varlığının, vücut tamlığının korunması anlamına gelir. Anayasamızın 17. maddesi ile insanın vücut bütünlüğüne dokunulamayacağı (kişi dokunulmazlığı hakkı) güvence altına alınmıştır. Böylece yaşama hakkı da bir yerde güvence altına alınmıştır.

3. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği

Herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Hiç kimse kanuni bir neden olmaksızın tutuklanamaz. Kanunda belirtilen yakalama ve tutuklama halleri dışında hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Advertisement

Anayasa Madde 19

Bu hakkın kapsamına hiç kimsenin keyfi olarak bedenen bir yerde kapalı tutulmaması, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına izin verilmemesi girmektedir. Bu hak, mutlak bir hak değildir; kişinin özgürlüğünü kısıtlamayı gerektirecek kabul edilebilir nedenler olabilir. Kişi özgürlüğünü sınırlamanın istisnaları hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde hem de Anayasa’mızın 19. maddesinde kişi özgürlüğü ve güvenliğinin koruma altına alındığı maddesinde belirtilmiştir. Kişinin özgürlüğü şu hallerde kısıtlanabilir:

  • ♦Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi.
  • ♦Mahkeme kararının veya kanunda öngörülen yükümlülüğün yerine getirilmesi.
  • ♦Küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen kararın yerine getirilmesi.
  • ♦Toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık yayabilecek kişinin bir kurumda tedavi, eğitim veya ıslahı için alınan tedbirlerin yerine getirilmesi.
  • ♦Usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren kişinin ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen kişinin sınır dışı edilmesi.

4. Özel Hayatın Gizliliği

Bir kişinin başkalarından farklı, yalnızca kendine özgü ve kendisinin bilebileceği ayrıntılara sahip olduğu hayatı, özel hayat olarak adlandırılır. Herkesin yaşam biçimi, alışkanlıkları, beğenileri, giyimi farklı olabilir. Hiç kimse yaşam biçimini başkalarına göre düzenlemek zorunda değildir. Bu hak, kişiye özgü olma özelliğini, yalnızca o kişi tarafından biliniyor olmasından alır. Kişinin yaşamının her anının baş-‘ kalarınca bilinmesi gerekmemektedir. Anayasa’mızın 20. maddesinde “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” denilmektedir.

Bir ailenin kendi üyeleri arasındaki ilişkiler, bir kişiye ait olan kişisel bilgiler (örneğin nüfus kayıt bilgileri), başkalarının bilmesini istemediği ve yasalara aykırı olmayan iletişim verileri (telefon görüşmeleri, mektup, e-mail vb.), resimler, filmler vb. özel hayatın kapsamı içinde değerlendirilebilir. Özel yaşamın gizliliği hakkı, en çok ihlâl edilen haklardandır. Günümüzdeki haberleşme ve uydu teknolojilerindeki gelişmeler özel yaşamın içine girmeyi kolaylaştırmıştır. Bu durum, özel yaşamın ihlâl edilmesine neden olmakta, sıklıkla hukuk mücadelelerinin yapıldığı görülmektedir.

Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

5. Konut Dokunulmazlığı

Belli koşulların gerçekleşmesi dışında, kişilere ait konutlara girilemez, arama yapılamaz ve buralardaki eşyaya el konulamaz. Konut dokunulmazlığı anayasada güvence altına alınmıştır, ihlali, Ceza Kanunu’nda ağır bir suç olarak değerlendirilmiştir. Konut dokunulmazlığı, bireyin özel yaşamının bir parçasıdır. Bu anlamda her bireyin konutunun dokunulmazlığı söz konusudur

Advertisement

Kimsenin konutuna dokunulamaz.
Anayasa, Madde 21

Birinin konutuna veya eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişiye mağdurun şikayeti üzerine hapis cezası verilmektedir.

6. Düşünce ve Kanaat Özgürlüğü

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği düşünebilmesidir. İnsanın bu yeteneğini kullanması engellenemez. Anayasa’mızda bu hak, 25. maddede yer almıştır. Bu maddede, “Herkes,düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaat sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz, denilerek düşünce ve kanaat özgürlüğüne açıklık getirilmiştir.

7. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Özgürlüğü

Herkes, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber ve fikir almak veya vermek serbestliğine sahiptir. Ayrıca bireyler düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü, “çoğunluk gibi düşünmeme, kurulu düzeni sorgulama, eleştirme ve hatta sarsıcı nitelik taşımayı” da kapsamaktadır. Ancak şiddet kullanmayı özendiren ve kamu düzenine tehdit oluşturan ifadeler, ifade özgürlüğünün dışında kalmaktadır.

Herkesin düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğunu belirten Anayasa’mızın 25. maddesidir. Bu maddeye göre herkes düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. İnsanlar sahip oldukları düşünce ve kanaatleri açıklamaya zorlanamazlar, kınanamazlar ve suçlanamazlar.

Bu özgürlüklerin kullanılması suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usûlünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret ve haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

8. Din ve Vicdan Özgürlüğü

Din özgürlüğü, herhangi bir dine inanan kişi veya grupların, o dinin emirlerini hiçbir engelle karşılaşmadan yerine getirilebilme halidir. İnsan, yapmak istediği bir şeyi yapamadığında rahatsız olur. Bunun nedeni sorumluluk duygusudur. insanın mutlak varlık karşısında duyduğu sorumluluk duygusu en kuvvetli sorumluluk duygusudur. Din özgürlüğünün sınırı dışarıdan belirlenemez. İnanç özgürlüğünün sınırları, ilgili inanç tarafından belirlenir. Her inancın kendi sınırları vardır.

Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.

Vicdan özgürlüğü kavramının kapsamı daha geniştir. Vicdan özgürlüğü içinde, din dışı fikirlere inanma özgürlüğü de bulunur. Dini inancın dayandığı temel ile felsefi inancın dayandığı temel birbirinden farklıdır.

9. Örgütlenme Özgürlüğü

Demokrasi kültürünün ve hukukun üstünlüğünün yerleşmesinde kilit bir öneme sahip bulunan örgütlenme özgürlüğü, modern dünyanın temel hakları arasındadır.

Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 22. maddesinde “Herkes başkalarıyla birlikte dernek kurmak hak ve özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, herkesin çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını da içerir.” denmektedir.

Advertisement

İnsanlar çıkarlarını korumak, toplumu ilgilendiren kararların alınmasını etkilemek, ülke yönetimine gelmek amacıyla sendika, sivil toplum kuruluşu, dernek ya da parti kurarak örgütlenebilirler. Bu, insan haklarının en iyi biçimde korunduğu ve geliştirildiği demokratik yönetimlerin en temel gereklerinden biridir.

Örgütlenme özgürlüğü sayesinde demokrasinin katılımcılık ve çoğulculuk ilkelerinin gerekleri yerine getirilebilir. Hak ve özgürlüklerin daha fazla gelişebilmesi için örgütlü hareket etmek gereklidir. Yasal ve toplumsal engeller konusunda farkındalık yaratmak, bu engelleri ortadan kaldırmak birlikte hareket etme ile mümkün olabilmektedir.

Anayasa’mızın 51 maddesinde, “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” denmektedir.

10. Sağlık, Çevre ve Konut Hakkı

Sağlık hizmetleri ve sağlıklı çevre insanların en önemli hakkıdır. Bireylerin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmelerini sağlamak, sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermek devletin görevlerindendir. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Konut hakkı, vatandaşların bir tür hayat güvencesidir. Kişilere ve ailelere güvence sağlar. Kişiler ve aileler ne tür sıkıntı ile karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, başlarını sokacakları bir konutları olduğunu bilirler ve kendilerine güven duyarlar. Ayrıca bu hak, insanların bir topluma ya da bir yöreye mensup olma bilincini geliştirir.

11. Eğitim Hakkı

Eğitim ve öğretim, insanların yaratılıştan sahip olduğu en temel uğraş alanlarından birisidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 26. maddesi eğitim hakkı ile ilgilidir. Bu maddeye göre her insanın öğrenim hakkı vardır. Eğitim insanın kişiliğinin tam olarak gelişmesini sağlayacak ve insan haklarıyla temel özgürlükleri pekiştirecek şekilde gerçekleştirilmelidir.

Avrupa Temel Haklar Şartı’nda da eğitim hakkına yer verilmiştir. Burada eğitimin, bölünmez ve evrensel değerler olan insan onuru, özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleri üzerine inşa edildiği belirtilmiştir.

Eğitim ve öğretim dünyanın sunduğu olanaklardan faydalanmanın ötesinde, insanın toplum içinde kendisine etkili bir yer bulabilmesinin de en önemli şartıdır.

Eğitim hizmetlerinin topluma sunulmasının en önemli nedenlerinden biri de sosyal devlet anlayışının gelişmesidir.

Sosyal devlet eğitim ve öğretimi devletin başta gelen ödevi sayar. Tüm vatandaşların eşit imkanlar içinde, bilime dayalı düşündüren, bilinçlendiren, yaratıcı, barışçı, laik ve demokratik eğitim görmesini sağlamaya çalışır. Bugünkü çağdaş demokrasilerde daha bireyci, insan onuruna saygılı, özgür ve uzman insan yetiştirmeyi hedefleyen sistemler ağırlık kazanmıştır.

12. Çalışma Hakkı

Bir şeyi meydana getirmek ve oluşturmak için emek harcanmasına çalışmak denir. Çalışma üretim hayatının önemli bir parçasıdır. Emek ortaya konmaksızın çalışma gerçekleşmez. Çalışma hakkı, istihdam hakkını, yaşa, cinsiyete ve güce uymayan işlerde çalıştırılmama hakkını içerir. Ayrıca işe almada ırk, renk, cinsiyet, inanç, siyasal düşünce ayrımcılığı yapılmama hakkını, istediği alan ve işte çalışabilme hakkını da ifade eder.

Advertisement

Ülkemizde Anayasa’mızın 49. maddesinde çalışma hakkı yer almıştır. 49. maddede, “Çalışmak herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” denmektedir.

13. Bilgi Edinme ve Dilekçe Hakkı

Dilekçe hakkı, bireysel hak aramanın önemli yollarından biridir. Kişisel veya kamusal konularla ilgili dilek ve şikayetleri yalnız veya başkaları ile birlikte yargı organı dışındaki resmi kuruluşlara sunabilme hakkıdır. Bu hak, Anayasa’ya konularak güvence altına alınmıştır. Anayasa’mızın 74. maddesinde, “Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir.” denilmiştir.

Bilgi edinme hakkı, yurttaşların ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının elinde bulunan bilgilere erişebilmesi hakkıdır. Bu hak, demokratik ve şeffaf bir yönetimin gereğidir. Anaya-sa’nın 74. maddesinde, “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” denilmiştir. Bu hakkın kullanımı ise 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile belirlenmiştir.

Bu kanuna göre, herkesin kamu kurum ve kuruluşları (Merkezi Yönetim kapsamındaki tüm devlet kurumları, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, sosyal güvenlik kurumları ve yerel yönetimler) ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (odalar, borsalar, barolar ve bunların birlikleri) sahip oldukları, kayıtlarında bulunan her türlü veriyi istemeye hakkı vardır. Kamu kuruluşları, kanunda belirtilen istisnalar dışında ellerindeki tüm bilgileri başvuranlara sağlamak zorundadır. Kanuna göre aşağıdaki durumlar bilgi edinme hakkı kapsamının dışındadır:

  • ♦Devlet sırlarına ve ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin belgeler, açıklanması haksız rekabete neden olabilecek bilgiler.
  • ♦İstihbarat çalışmalarına ilişkin bilgi ve belgeler, idari ve adli soruşturmalar sırasında toplanmış, açıklanması sakıncalı olacak bilgiler.
  • ♦Açıklanması özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal edecek bilgiler.
  • ♦Ticari sır niteliğindeki bilgiler.
  • ♦Kurum içi düzenlemelere ilişkin ya da görüş ve bilgi notu niteliğinde olup açıklanması kurumca sakıncalı görülecek çalışma belgeleri.

Vatandaşlar, bunların dışındaki her türlü bilgiyi kamu kurum ve kurluşlarından isteyebilmektedir.

14. Seçme ve Seçilme Hakkı

En önemli haklarımızdan ve vatandaşlık görevlerimizden birisi de seçme ve seçilme hakkıdır. Katılımcılık ve çoğulculuk demokrasinin en önemli özelliklerinden biridir. Bunun gerçekleştirilmesinin temel yollarından biri seçme ve seçilme hakkının kullanılmasıdır.

Anayasa’mızın 67. maddesinde, ‘Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı yönetimi ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.” denilmektedir.

Seçimde oy kullanabilmek için seçmen kütüğüne kayıtlı olmak gerekir. Kayıtlı olmayanlar oy kullanamazlar. Serbest oy ilkesine göre yapılan bir seçim, seçmenin oyunu baskıya, yasadışı bir müdahaleye uğramadan kullanabildiği bir seçimdir. Böyle bir seçimde ancak vatandaşlar ülke yönetimi konusundaki iradesini ortaya koymuş ve katılımcılık sergilemiş olur. Bu katılımcılık ülke yönetiminde milli egemenlik anlayışının işlerliğinin devamını sağlar.


Leave A Reply