Ultraviyole Litografi nedir, ne işe yarar? Ultraviyole Litografinin özellikleri, kullanımları, Ultraviyole ışığın özellikleri hakkında bilgi.
Ultraviyole Işık
Işığın frekansları geniş bir tayfı kaplar ve biz bunun ancak görünür ışık dediğimiz bölümünü görebiliriz. Oysa göremediğimiz elektromanyetik dalgalar vardır ve ultraviyole (UV) bunlara bir örnektir 1801 ‘de keşfedilen ultraviyole ışık, tayfın mor (violet) ucunda yer alır, görülebilir ışığa oranla daha kısa dalga boylarına sahiptir, insan gözüyle algılanamıyorsa da yabanarısı gibi bazı böceklerin gözleri UV ışıklarını algılayabilir. Ultraviyole ışık Güneş’ten gelir ve yoğunluğuna göre en az zararlısı A, en zararlısı C olarak sınıflandırılır.
Ultraviyole Litografi
İşlemcilerin içindeki mikroçipleri daha da küçültme ve güçlendirme peşindeki araştırmacılar ve mühendisler, UV litografi ya da ekstrem UV teknolojisi denilen bir teknoloji üzerine çalışıyor. ABD Enerji Bakanlığı, Motorola, Advanced Micro Devices (AMD) ve Intel ortak girişimiyle bu konu üzerine araştırmalar yapılıyor. Başarılı olunması halinde, mikro işlemciler günümüzdekilere oranla 100 kat daha güçlü ve 1000 kat daha fazla veri depolama kapasitesinde olacak. Mikroişlemcilerin üzerine devreleri işlemek için kullanılan bugünkü teknolojide, bir dizi karmaşık merceğin silikon bir devre levhası üzerine hassas bir yöntemle ışık demetlerini kırdığı optik litografiden yararlanılıyor. Oysa ultraviyole ışığın, örneğin dalga boyu gibi görünebilir ışıktan farklı özellikleri vardır. Yani, istenilen hassasiyet düzeyine ulaşmak için, silikon devre levhasının üstüne aşırı yoğun bir UV ışık demeti yansıtmakta mercek yerine ayna kullanılması gerekir.
Günümüzde UV litografi makinelerinin sadece prototipleri kullanımda ve halen çözülmesi gerekeni bazı sorunlar bulunuyor.
Örneğin, araştırmacılar halen istenilen hassaslık düzeyinin aynalarla nasıl sağlanacağını ve ayrıca günümüzdeki UV litografi işleminin yarattığı kimyasal atık miktarının nasıl etkisiz hale getirilebileceğini -ya da tamamen yok edileceğini- bulmaya çalışıyor.
Bu atıklar UV fotonları gazlarla tepkimeye girdiğinde oluşuyor.
UV IŞIK VE GÖZLER
Utraviyole ışığın insan gözüyle görülememesi tehlikesiz olduğu anlamına gelmez. Dünya’nın koruyucu ozon tabakasını aşabildikleri için özellikle UV-A ve UV-B ışınları çok tehlikelidir. UV ışık, DNA’nın temellerinden birinin (timin) molekülleri arasında bir tepkimeye yol açarak hücrelerin DNA’sına zarar verir Gözle uzun temas, katarakttan sarı nokta hastalığına kadar her tür soruna yol açabilir. Peki, bu yüzden hep kapalı mekânlarda kalmanız ve sadece geceleri mi sokağa çıkmanız gerekir? Hayır. Dışarı çıktığınızda güneş gözlüğü ve geniş siperlikli şapka kullanarak gözleri koruyan basit çözümlere başvurabilir, göz sorunlarına erken teşhis için düzenli aralıklarla bir göz doktoruna muayene olabilirsiniz.
GÜNEŞ YANIĞI VE KREMİ
Güneş kremini, ultraviyole ışınlarını tenimize değmeden emerek ince bir koruyucu kimyasal tabaka sağladığı için kullanırız. Dünya’nın güneş kremi, ozon tabakasıdır. Stratosferde 15-30 kilometre yukarıda bulunan ozon, normalde gezegenin yüzeyine ulaşacak UV ışınlarının büyük bölümünü emer. UV ışınları canlılar için son derece tehlikelidir çünkü yüksek enerji dalgaları, her tür hücresel üremenin temel genetik materyali DNA’nın mutasyonuna ya da hasar görmesine yol açar UV ışınlarının verdiği zararın can yakan bir kanıtı da güneş yanığıdır. UV ışınlarının yarattığı genetik hasar katlanarak artar. Bu nedenle, ilerleyen yıllarda cilt kanserine neden olabileceği için bebeklerin ve çocukların güneşten zarar görmesi özellikle endişe vericidir.
