V. Karl Kimdir?

0
Advertisement

V. Karl kimdir? Almanya, ispanya ve Kutsal Roma İmparatoru ünvanlarını taşımış olan V. karl hayatı ve dönemi ile ilgili bilgilerin yer aldığı bilgiler.

V. KarlV. Karl (24 Şubat 1500, Gent, Belçika – 21 Eylül 1558, Cuacos de Yuste, İspanya)

(1500-1558) Almanya imparatoru olarak V. Karl (saltanatı: 1519-1556), İspanya Kralı olarak IV. Carlo (1516- 1556), Holanda – Belçika hükümdarı olarak I. Karl (1516- 1556) hep aynı şahıstır ki, Fransızların verdiği «Charles-Quint» (Şarlken = Beşinci Charles) adı ile tanınır.

Karl V. talih ve tesadüf şevkiyle, Charlemagne (Şarlman) dan yani IX. yüzyıldan beri, Avrupa’nın görmediği büyüklükte bir devlete sahip olmuştur. Babası Habsburg hanedanından Arşidük Güzel Philippe, annesi Kastilya Kraliçesi Deli Juana’dır. Belçika’da Gand şehrinde doğdu, özenle büyütüldü. Büyükbabası İmparator Max 1516’da öldü, oğlu Arşidük Güzel Philippe de 1506’da öldüğü için, Karl 16 yaşında muazzam bir mirasın sahibi oluverdi. Aynı yıl içinde annesinin babası olan Kastilya, Aragon, Napoli, Sicilya Kralı Fernando ölünce, 4 krallık tacı birden başında birleşti, kısaca «İspanya ve İki Sicilya Kralı» oldu. Uçsuz bucaksız Amerika sömürgeleri de, İspanya mirasının içinde bulunuyordu.

Karl, 1519’da İmparator seçilince, Alman devletlerinin de en yüksek önderi durumuna geldi. Böylece Fransa ile İngiltere korkunç büyüklükte bir Avrupa devletinin karşısında kalıyorlardı. Fransa Kralı 1. François, bütün gayretlerine rağmen Karl’la başa çıkamadı.

V. Karl’a Karşı Osmanlı

Bu sırada Osmanlı, İmparator’un karşısında göründü. I. François’nın Kanuni’den resmen yardım istemesi üzerine, esasen bu kadar büyük bir Avrupa devletinin ortaya çıkmasını endişeyle takip eden Kanuni, 1526 seferine çıktı. İmparator’un yakın akrabası olan Macaristan Kralı II. Layoş’u yenip Macaristan’ı, Transilvanya’yı Osmanlı’ya kattı.

Advertisement

Macaristan’ın o zaman sahip olduğu Bohemya krallık tacı da, Slovenya, Hırvatistan gibi ülkelerle birlikte şimdi Karl’ın kardeşi Ferdinand’a geçmiş bulunuyordu. Bunun için İmparatorluk bir kat daha güç kazanmış görünüyordu. Yalnız, Kanuni’ nin devamlı olarak Almanya’yı, İspanya’yı birkaç cepheden birden vurması üzerine durum, temelinden değişikliğe uğradı. Devamlı Almanya seferlerinden, akınlarından başka, Barbaros’un Akdeniz’de İmparator V. Karl’ı kahredici durumlara düşüren zaferleri, Osmanlı’nın Fransa’yı her türlü şekilde desteklemesi büyük Avrupa İmparatorluğu’nun geleceğini kararttı. Kanuni, Fransa’ya Türk donanması göndererek, uzun vadeli borç veya bağış, olarak para vererek, Fransız ticaretine imtiyazlar tanıyıp Fransa’yı iktisaden kalkındırarak, Almanya ile savaşmalarında ona ikinci ve üçüncü cepheler açarak yardım ediyordu. Luther’in zuhuru üzerine imparatorlukta mezhep birliği de bozulunca Kari büsbütün ümitsizliğe düştü.

En sonunda, Karl’ın, Osmanlı karşısında bir başarı kazanmak şöyle dursun, her yandan feci yenilgilere uğratılması onu tahtından vazgeçirmek zorunda bıraktı. Zaten osmanlı onu hiçbir zaman «imparator» olarak kabul etmemiş, bütün resmî muamele ve yazışmalarda «İspanya Kralı Karlos» diye anmıştır Çünkü, Divan-ı Hümayun’a göre, Avrupa’da ancak bir tek imparatorluk bulunabilirdi. Bu da, Roma imparatorluk tacını, Bizans yolundan elde eden Osmanlı İmparatoru idi. Padişah, hukukan olduğu gibi fiilen de nasıl Osmanlı ve Mısır imparatorluk taçları ile daha birçok taçları taşıyorsa, aynı şekilde Roma İmparatoru sıfatı da ona aitti. Nitekim Bizans’ın yıkılmasından sonra Fatih, İtalya’da «Roma İmparatoru» olarak anılmış ve kabul edilmişti.

Böylece, V. Karl siyaset alanından elenmiş oluyordu. O sıralarda Osmanlı’dan sonra dünyanın en güçlü devleti durumunda bulunan İran’daki Safevî Türk İmparatorluğu ile sonu gelmez savaşlar, çekişmeler olmasaydı, Almanya ile İspanya’nın Osmanlıya karşı koyması hemen hemen imkansızlaşırdı. Halbuki Safevî hükümdarı Şah Tahmasb Karl’la bağlaşmış, iki yandan gidip gelen elçilerle, Osmanlı’ya göz açtırmamak için daimi şekilde çalışmıştır.

V. Karl çekildikten sonra imparatorluktan iki büyük devlet çıktı: Bunlardan birincisi V. Karl’ın oğlu Felipe’ye bıraktığı İspanya krallığı ki, İtalya’nın, Belçika’nın, Hollanda’nın en önemli kısımları ile Amerika’nın tanınan ülkelerinin en büyük bölümünü de içine alıyordu; Avrupa’nın — Osmanlı hariç — en kudretli devletiydi. İkincisi, Karl’ın kardeşi Ferdinand’a bıraktığı Almanya İmparatorluğu ki, Bohemya, Avusturya gibi birçok ülkeleri de kaplıyordu, başkenti Viyana idi.

V. Karl, İspanya’da 2 yıl bir köşeye çekilerek yaşadıktan sonra 58 yaşında öldü. Karşısında Osmanlı gibi bir devlet bulunmasaydı pek muhtemeldir ki, Fransa’yı ortadan kaldıracaktı. Avrupa’da Napolyon devrindeki milli fikirler henüz teşekkül etmekten pek uzak bulunduğu için, bunun sonucunda Avrupa ve dünya tarihinin nasıl bir yola girebileceği kolayca düşünülebilir.

Advertisement


Leave A Reply