Ebubekir Hazım Tepeyran Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

Ebubekir Hazım Tepeyran Kimdir? Ebubekir Hazım Tepeyran hayatı, biyografisi, önemli eserleri ve konuları hakkında bilgi.

Ebubekir Hazım Tepeyran

Kaynak: wikipedia.org

Ebubekir Hazım Tepeyran; politikacı, yazardır (Niğde 1864 – İstanbul 1947); yazar Oktay Akbal’ın büyükbabasıdır.

Özel öğretmenlerden dersler alarak Arapça, Farsça yanı sıra Fransızcaya da çalıştı, kâtiplikle başladığı memurluk yaşamında yeteneklerini kanıtlayarak kademe kademe yükseldi, becerikli bir yönetici olarak tanındı. Şurayı Devlet (Danıştay) üyeliğinden Bağdat Valiliği’ne gitti. İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra da yerini ve düzeyini yitirmedi, İstanbul Şehreminliği’ne (belediye başkanlığı) getirildi, Hicaz ve Beyrut’ta valilik sorumluluğunu yürüttü, Mütareke yıllarında iki kez dahiliye nazırlığı (içişleri bakanlığı) yaptı, Kuvayı Milliye’ye yardım ettiği gerekçesiyle Damat Ferit Paşa’mn sadrazamlığında divan-ı harbe verildi, ölüm cezasına çarptırıldı (1920; bu olaylarla ilgili eseri Zalimane Bir İdam Hükmü, 1946); Sultanahmet Cezaevi’nde dokuz ay bekledikten sonra cezası askeri yargıtayca ömür boyu hapse çevrildi, hapisten çıkma fırsatını bulunca Anadolu’ya geçti, Ankara Hükümeti’nce Sivas ve Trabzon valiliklerine getirildi, TBMM’nin 2., 6., 7. dönemlerinde Niğde milletvekili olarak görev yaptı (yönetim ve siyasal yaşam anıları: Canlı Tarihler, 1947). Bir edebiyatçı kişiliği de olan Tepeyran’ın öyküler derlemesi: Eski Şeyler (1910); edebiyatımızın ilk gerçekçi köy romanı sayılan ürünü Küçük Paşa( 1910). Ölümünden sonra basılan eseri: Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları(1982).

Küçük Paşa, edebiyatımızda köyü, köy koşullarını sergileyen ilk romandır. Sütanne olarak İstanbul’da bir sadrazam konağında Suat Paşa) görevlendirilen Selime ile oğlu Salih (Küçük Paşa diye anılıp sevilir), askerliğini yapmakta olan Keleş oğlu Ali ile birlikte mutlu bir aile yaşamı sürmektedirler. Paşanın ölümü ve babanın askerliğinin bitmesiyle önce karı koca köye dönerler, ardından kendisinin kısır olduğunu hazırlattığı için paşanın eşi Naime Hanım Salih’i de köye göndertir. Eşlerin ayrılması ve değişik evlilikleri Salih’i üvey ana elinde bırakır; köy koşullarındaki yaşam ise onun hiç dayanamayacağı güçlüktedir, iş altında ezilir, hastalanır. Naime Hanım yeni eşinden gebe kalıp da vicdan azabıyla Salih’i yeniden İstanbul’a çağırtınca onun birkaç gece önce kurtlarca parçalandığı cevabını alır.


Leave A Reply