Sigara ile savaşan Allen Carr’dan sizin de sigarayı bırakmanıza yardımcı olacak güzel sözleri, Allen Carr’dan alıntılar.
Allen Carr
Allen Carr (2 Eylül 1934 – 29 Kasım 2006), sigarayı ve alkol bağımlılığı dahil diğer psikolojik bağımlılıkları bırakmayla ilgili kitapların İngiliz yazarıydı. Carr, sigara içenlere sigaranın destek olmadığını ve sigaranın yalnızca önceki sigaradaki yoksunluk semptomlarını hafiflettiğini ve bunun da bittikten sonra daha fazla yoksunluk semptomları yarattığını öğretir. Bu şekilde uyuşturucu bağımlılığı kendini devam ettirir.
Allen Carr Sözleri
Tüm sigara içenler çocuklarının sigara başlamamasını ümit eder, kendileri de hiç başlamamış olmayı isterlerdi.
İçmemenizi değil içmenizi gerektiren nedenlerden sigara içiyorsunuz.
Kokusunu seviyorsanız neden evinizi sigaranın hoş kokusuyla doldurmuyorsunuz? Aslında berbat kokusu sigara içenlerin bırakmak istemesinin nedenlerinin biridir. Hatta sigara içenlerin çoğu başkalarının sigara kokusundan hoşlanmaz.
Sigaradan kaynaklanan uyuşukluk ve kayıtsızlık kronik can sıkıntınızın ana nedenidir.
“Sadece bir tane (sigara) içeyim”, aklınızdan çıkarmanız gereken bir efsanedir.
Ne zaman sigara içmeyi düşünürseniz, onu bir ömür boyu sürecek bir pislik, hastalık, korku, sefalet ve kölelik zinciri olarak görmelisiniz.
Sigaranın yararından çok zararı var demiyorum. Demek istediğim sigaranın hiçbir yararının olmadığıdır. Sigarayı bıraktığınızda hiçbir fedakarlıkta bulunmazsınız.
Sigara iradeyle değil mantıkla bırakılır.
Sadece bir sigara diye bir şey yoktur. Yanıtlamanız gereken ‘Sigara içsem mi?’ sorusu değil, ‘Tekrar sigara içen biri olmak istiyor muyum?’ sorusudur.
Duman çekmeyi seviyorsanız, bahçenizde kuru otlar yakın ve dumanını içinize çekin. Buna boğulmak denir. Sigaranın en kötü yanı, içerken kendinizi boğarak öldürmek zorunda kalmanızdır. Peki, sigara dumanını özel kılan ne? Çünkü nikotin içerir ve bu madde bağışıklık yapar.
Sigarayı bıraktığınızda bağımlılığınız kötüye gitmez.
Sigara içmeyen biri olarak kalmak için gereken tek şey bir daha sigara içmemektir.
Eroin bağımlıları iğne yapma ritüelini sevdiklerine inanırlar. Ama sevmezler, bunu sadece uyuşturucuyu vücuda vermenin bir yolu olduğu için ve bir önceki alımın azalan etkisini gidermek için yaparlar. Sigara içenlerde aynı bu durumdadır.
Sigara içme nedenlerinizin tümü birer yanılsamadır.
Herhangi bir sigara içicisinin bir sigara yakmasının tek nedeni, önceki sigaranın yarattığı boş, güvensiz duyguyu sona erdirmeye çalışmaktır.
Yarın bir otobüste çarpabilir diyebilirsiniz, peki kasıtlı olarak önüne atlar mısınız?
Hangi aşamada sigara tuzağına düştünüz? Kaçamayacağınızı anladığınız anda mı? İlk sigaranıza geri dönün, hoşunuza gitmediğine göre şöyle düşündünüz; bağımlı olmayacağım. Ama olmuştunuz bile, çünkü nikotin tek seferde bağımlılık yapan bir güven tuzağıdır. Tuzağa çekiliriz ve kurtulmaya çalışana kadar bağımlılığımızın farkına bile varmayız.
Sigara içmek, çıkarınca rahatlamak için ayağı sıkan bir ayakkabıyı giymeye benzer.
Gülün kokusunu sevseniz de bu sizde gül içme isteği uyandırmaz.
Arabamıza vücudumuza davrandığımız gibi davransaydık, bir yılda hurdaya dönerdi.
“Bildiğiniz gibi sigara konsantrasyona yardımcı olur. Ve bu iş de yüksek konsantrasyon gerektirir. Sigara içmediğinizi fark ettim. Eğer sigaraya başlamayacaksanız sizi işe alamam. ” Bu tabii ki saçma bir durum. Gürültü, açlık ya da başka bir şey dikkatinizi dağıtıyorsa konsantre olabilmek için o şeyi ortadan kaldırırsınız. Her sigara istediğinizde aslında dikkatiniz dağılıyor demektir.
Sigarayı bıraktığınız an, hayatınızda ters giden her şey için, sigarayı bırakmış olmanızı suçlarsınız.
Sigarayı bırakma konusundaki korkular, ömür boyu beyninizin yıkanmasının bir sonucudur.
Tuzağı anlarsanız bağımlılıktan kurtulmak çok kolaydır.
Egzoz dumanları sigara içmekten daha çok zarar veriyor, peki ağzınızı bir egzoz borusuna dayayıp bilerek dumanları çeker misiniz?
Sorumluluk, ancak başa çıkacak kadar güçlü hissetmediğinizde stresli hale gelir.
Sigara endişeyi azaltmaz, endişeye neden olur. Örneğin sigaranız azaldığında nasıl telaşlandığınızı bir düşünün. Ama sigara içmeyenlerde bu olmaz.
Sigara içenlerin yaşadığı gerçek stres fiziksel kriz yüzünden değildir. Neyse ki bu kriz belli belirsiz hissedilir. Zaten sigarayı bırakmak bu yüzden kolaydır işte. Ama sigarayı arzulamak ve içmemek insana daha büyük bir stres yaşatır. Tıpkı kaşınan bir yeri kaşıyamamak gibi.
İlk başta denemek istemiş olabiliriz ama kimse hayat boyu sigara içmeyi seçmez.
Sigara yerine konan her şey, bırakmayı zorlaştırır. Çünkü bir fedakarlık yaptığınız yanılsamasına neden olurlar. Gribi atlattığınızda yerine bir şey koymak istemezsiniz.
Sahneye yanlış bir tavırla çıkarsanız veya performansınızda bir şey yoksa, ilk dakikada seyirci kaybedebilirsiniz. O ilk dakika çok önemlidir.
Sigarayı bırakmayı çok zor bir şey olarak düşünüyoruz. Yapacak zor bir şeyimiz olduğunda neye ihtiyacımız var? Küçük arkadaşımıza ihtiyacımız var. Bu yüzden sigarayı bırakmak çifte bir darbe gibi görünüyor. Yeterince zor olan, gerçekleştirmesi gereken zor bir görevimiz olmakla kalmıyor, normalde bu tür durumlarda güvendiğimiz koltuk değneği artık mevcut değil.
Sigara içiyorsanız iki tip korku arasında kalırsınız. Bir tarafta ‘Beni öldürüyor, çok para gidiyor, pis, iğrenç ve hayatımı kontrol ediyor.’ korkusu var, diğer tarafta ‘O küçük zevkim, desteğim olmadan hayatın tadını nasıl çıkarırım, stresle nasıl baş ederim.’ korkusu.