Eski Ankara Hakkında Bilgiler

0
Advertisement

Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olmadan önceki hali ile eski Ankara denilen bölgeler hakkında genel bilgilerin paylaşıldığı yazımız.

Eski Ankara
Ankara şehri, oldukça dik meyilli bir tepeden, doğu, batı ve güney yönlerinden ovaya iner ve ovaya yayılmış bulunmaktadır. Bu tepenin en yüksek noktasına kurulmuş olan Ankara Kalesi, şehrin üstünde dalgalanan bir bayrak heybeti taşır. Ankara Kalesi, bu kartal yuvası görünüşü ile, şehrin bir timsali haline gelmiştir. Nereden bakarsanız bakın, yeni ve eski Ankara’nın binaları üzerinde Kale görünür, Tepenin denizden yüksekliği 978, ovadan ise 120 metredir.

Ovadan Kale’ye ve Kale’den ovaya doğru bütün şehir gösterişli bir manzara içindedir. Ankara çayı şehrin içinden geçer.

Eski Ankara. — Tepeden eteklere kadar iner. Suların tepeden ovanın kenarına kadar inip şehri kuşattığı anlaşılmaktadır. Bugün bu surlardan eser kalmamıştır. Eski Ankara’nın sık mahalleleri arasında, dar, dik, kıvrıntılı yollar uzanır. Evler, bu dar sokaklar ve yollar boyunca omuz omuza sıralanmıştır. Şehrin kuruluş gününden yakın zamana kadar yüzyıllar boyu yapılmış olan çeşitli eserler, hep Eski Ankara’dadır.

Eski Ankara’nın bazı evlerinin yapılış yılı XVIII. yüzyıla kadar uzanır. Eski Ankara’nın birçok evleri tahta bir kaburganın arasına sıkıştırılmış kerpiçten yapmadır. Çoğunlukla bu evler tek katlıdır. Saçaklar sokaklara doğru uzanır. Bundan dolayı, yolların iki yanındaki evler karşıdan karşıya birbirlerine uzanmış gibi görünür. Pencere pervazlarının çoğu renklidir, pencereler tahta kepenklerle örtülüdür.

Eski Ankara’nın eski mezarlıkları yıkılmış sadece taşları kalmış halde, mahallelerin, hatta evlerin arasına sokulmuştur. Evler, tepeye tırmana tırmana, kalenin içine kadar girmiştir. Bazı yerlerde kale surları bu evlerin duvarlarından biri olmuştur.

Advertisement

Yeni yapılan okul ve diğer resmi binalar dışında eski Ankara, eski şeklini az çok devam ettirmektedir. Evler kale dışına çıktıkça daha büyük, daha yeni olmakta, yollar ve sokaklar genişlemektedir. Fakat yavaş yavaş, bu meyilli tepe üzerindeki eski Ankara’nın yerine yeni bir şehir kurulmaktadır.

Ankara’nın en eski eserlerinden biri Augustos Tapınağı, Hacı Bayram Camisi yanındadır. Uzun zaman buraya halk Ak Medrese adını vermiş, Hacı Bayram Camisi’nin parçalarından saymıştır. Augustos Tapınağı’ nın yıkılıp harap olmadan bugüne kadar erişmesi de bu sayede mümkün olmuştur.

Eski Ankara’daki cami, medrese, türbe gibi eserler tamamen Selçuklu ve Osmanlı devirlerine aittir. Camilerin en büyüğü Arslanhane Camisi’dir. Bu cami Ahi reislerinden Şerafettin tarafından yaptırılmıştır. Hacı Bayram Camisi’de XIV. yüzyıl ortasında Hacı Bayram Veli adına yaptırılmıştır. Bu cami XVI. yüzyılda Mimar Sinan tarafından onarılmış, ayrıca zarif bir minare ilave edilmiştir. Yeni Cami veya Kurşunlu Cami adları ile anılan Cenabi Ahmet Paşa Camisi Mimar Sinan’ın kendi eseridir (1565-1566).

Ankara camilerinin yanında inşa edilmiş olan medrese, tekke, imaret ve han gibi sayısız eser zamanla yıkılıp gitmiştir. Küçük bir kısmı, yıkık ve yüzüstü bırakılmış haldedir.

Şehrin en hareketli bölgelerinden biri olan Ulus Meydanı, eskiden dış kale surlarından şehre girilen büyük bir kapının bulunduğu noktadadır. Burada bir de büyük bir mezarlık vardı.

Eski Ankara’nın sınırları Hacıbayram, Çankırıkapı, Ulus Meydanı, İtfaiye Meydanı, Erzurum Caddesi ve Kayabaşı mahalleleriyle sınırlıdır. Eski Büyük Millet Meclîsi binası, Sayıştay, Maliye Bakanlığı, Opera, Numune Hastanesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Cumhuriyet Anıtı, Vilayet Konağı gibi binalar eski Ankara sınırları içindedir.

Advertisement


Leave A Reply