Sadrazam Mithat Paşa Kimdir?

0
Advertisement

19. yüzyıl Osmanlı sadrazamlarından olan Mithat Paşa’nın hayatı ve görev yaptığı dönem hakkında bilgiler içeren yazımız.

Sadrazam Mithat PaşaMİTHAT PAŞA, Osmanlı sadrazamı (18 Ekim 1822, İstanbul – 8 Mayıs 1884, Taif, Suudi Arabistan). 1834’te Divan-ı Hümayun Kalemi’ne girdi. İstanbul’da cami derslerine devam ederek dersler aldı; Arapça ve Farsça öğrendi, kendi kendine Fransızcaya çalıştı. 1840’da Sadaret Mektebi Kalemi’ne atandı. 1842’de tahrirat kâtibi yardımcılığı göreviyle Şam’a gitti. Aynı görevle 1844’te Sayda’ya geçti.

1846’da bu görevden ayrılarak İstanbul’a döndü. Konya valiliği divan kâtibi oldu. Aynı görevi Kastamonu’da da sürdürdü. 1849’da atandığı Meclisi Vâlâ mazbata odasında Tanzimat ileri gelenleriyle tanışma olanağı buldu. Bu görevdeyken birçok yolsuzluğu devlet yararına çözümleyerek güven kazandı. 1852’de Ahkâm-ı Adliye’nin Anadolu Kalemi’ne ikinci kâtip oldu. 1854-1855 arasında Balkanlar’da teftiş gezisine çıktı; dönüşünde, gerekli gördüğü düzenlemelerle ilgili bir raporu Mustafa Reşit Paşa’ya verdi. Padişahın ilgisini kazanarak Paris, Londra, Brüksel, Viyana elçiliklerinde çalıştı.

1859’da dönüşünde Meclis-i Vâlâ başkâtipliğine atandı. Serasker Rıza Paşa ile “Kuleli Vakası“nın soruşturmasını yürüttü. Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’nın ikinci sadrazamlığında, Rumeli’de aldığı önlemler nedeniyle 1861’de vezirlik verilerek ödüllendirildi ve Niş Valiliği’ne atandı. Valiliği sırasında Silistre ve Vidin, Niş’e katılarak Tuna Vilayeti oluşturuldu. Halkı tefeci soygunundan kurtarmak için “Menafi Sandığı” adı ile ilk kredi kurumunu burada kurdu. Köylüye gereksiniminin belli bir oranda, düşük faizle kredi dağıttı. Bu girişimi, Ziraat Bankası’nın başlangıcı oldu. 1868’de İstanbul’a çağrıldı o güne kadar ki en önemli kurul durumunda bulunan Meclis-i Vâlâ-ı Ahkâm-ı Adliye, Şura’yı Devlet olarak yeniden örgütlendi. Böylece kuvvetler ayrımı konusunda ilk adım atıldı. Aynı yıl Şura’ yı Devlet reisliğine atandı.

Bu görevdeyken İstanbul’da Emniyet Sandığı’nın ve ilk Sanayi Mektebi’nin açılmasına öncülük etti. 27 Şubat 1869’da Bağdat Valiliği’ne atandı. Mahmut Nedim Paşa, Bağdat’ın artan gelirlerinden bayındırlık işlerine ayrılan paranın İstanbul’a gönderilmesinde diretince, istifa ederek İstanbul’a döndü. Mahmut Nedim Paşa’nın muhaliflerinin yardımıyla 1872’de sadrazamlığa getirildiyse de çok katı mutlakiyetçi olan Abdülaziz ile geçinemeyerek iki buçuk ay sonra görevinden istifa etti. Adliye ve hariciye nazırlıklarında bulunduğu yıllarda çalışmalarını ülkenin hayrına gördüğü meşruti bir yönetim kurmaya yöneltti. 30 Mayıs 1876’da Abdülaziz’in tahttan indirilip yerine V. Murat’ın çıkarılması üzerine Şura-yı Devlet reisliğine getirildi. Bu arada V. Murat’ın düşürülmesi ve tahta II. Abdülhamit’in çıkarılması (31 Ağustos 1876) üzerine de yeniden sadrazamlığa getirildi (19 Aralık 1876).

Bu görevdeyken meşrutiyet yönetimi için çabalarına girişti. Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın katkısı ile Kanun-ı Esasi taslağını tamamladı. Taslağa, II. Abdülhamit’in isteğiyle, “Tehlikeli kişilerin padişahça sürgüne yollanması” fırkası da eklendi (113. Madde). 23 Aralık 1876’da ilk anayasa ilan edildi. Aydınlar 113. madde yüzünden tedirginken II. Abdülhamit Mithat Paşa’nın Osmanlı Hanedanı’nı yıkıp ülkede Cumhuriyet yönetimi kuracağı yolundaki jurnallerle Jön Türkler ile ilişkisinden kuşkulanmaya başladı. Sonuçta, Kanun-ı Esasi‘nin 113. Maddesi uygulanarak kendisi yurt dışına sürüldü.

Advertisement

Bir süre Paris’te sonra Londra’da kaldı. Girit’e gelmesine izin verildi. Aralık 1878’de de Suriye Valiliği’ne atandı. Ağustos 1880’de Aydın (İzmir) Valiliği’ne atandı. 1881’de II. Abdülhamit tarafından Abdülaziz’in öldürülmesiyle ilgili bir araştırma yapmak için görevlendirilen kurul, Mithat Paşa’yı da bu öldürme olayından suçlu bulunca çıkarıldığı mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Padişah cezasını ömürboyu hapse çevirdi ve Taif’e sürülmesini buyurdu. Baskı altında geçirdiği sürgün yıllarında anılarını yazdı. Sağlığını yitirerek kansere yakalandı. Tedavi edilmediği gibi, birkaç kez zehirlenmesi için girişimde bulunuldu. 8 Mayıs 1848 gecesi, bir infaz ekibince odasında boğularak öldürüldü.


Leave A Reply