Bağ Nedir? Sözlük Anlamı

0
Advertisement

Bağ ne anlama gelir? Bağ kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?

1. Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne
“Ayakkabının bağı çözüldü.”
2. Sargı
“Yaramın bağını değiştireceğim.”
3. Bağlam, deste, demet
“Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz.”
4. İlgi, ilişki, rabıta
“Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” – Anayasa
5. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti
“Eklem bağı, asıcı bağ.”
6. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm
7. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret
1. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
2. Meyve bahçesi
“Kadıköy’den Fenerbahçe’ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür.” – B. Akyavaş
Hücre sayısı az, hücre arası maddesi çok ve genellikle diğer dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku
Zarf-fiil
1. Bir teşkilat veya tüzel kişilikle arada bulunan ilişki
2. İş birliği veya çıkar ilişkisi sonucunda karşılıklı yarara dayanan ilişki
Bir kancanın ağız bölümüne ince bir halatı birkaç kez sıkıca dolayarak oluşturulan çıkıntı
Bir yere gidilmesine veya bir işin yapılmasına engel olan şey
Bel kemeri
Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan uzun, enlice kumaş parçası, kravat
“Arkadaşım boyun bağı ve yakasını çözdü, göğsünü açtı.” – P. Safa
Dizde çorabın tutturulduğu bağ
Başın el ve ayaklarla birlikte hareket edemeyeceği biçimde bağlanmasıyla yapılan işkence biçimi
Kadınların iç giysilerinin çarşaf altından görünmemesi için bellerine bağladıkları ince kuşak
1. Yeni doğan çocuğun göbeği kesildikten sonra kan gelmemesi için geri kalan damar örgüsüne bağladıkları bağ
2. Yakın ilişki
“Paris’te uzun yıllar yaşamalarına karşın ülkeleriyle olan göbek bağını hiç mi hiç gevşetmemiş gençler var.” – T. Uyar
3. Gebelik döneminde anne ile bebeği arasında beslenmeyi sağlayan bağ, kordon
4. Bir bitkide yumurtacığı yumurtalığın etenesine bağlayan kordon
Sevgi bağı, duygusal ilişki
1. El çabukluğu ve ustalıkla gerçekte olmayan bir şeyi oluyor gibi gösterme işi, illüzyon
2. Aklı ve duyguları yanıltan sebep
“Onun sözleri bana bir göz bağı olmuştu.”
Aynı soydan gelme durumu
“Benim için hiçbir önemi yoktu, aramızda kan bağı bile bulunmuyordu.” – A. Ümit
Fıtığı içeride tutmak için kullanılan bağ
Kadın bileziği
Gemideki işaret flamalarını, sancakları salvolarına bağlamak için kullanılan ip
“bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir” anlamında kullanılan bir söz
“her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir” anlamında kullanılan bir söz
bağın üzümlerini toplamak
bağdaki üzüm kütüklerini budamak
“kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır” anlamında kullanılan bir söz
“bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır” anlamında kullanılan bir söz
Bahçe, bostan vb. taşınmaz mal
Bağ ve bahçelerde yetişen meyve fidanlarını, bitki ve özellikle üzüm kütüklerini budamaya yarayan kesici alet
Küsküt
1.Bağda ürünün toplanması
“Yerlisi, çoğu dışarıdan gelme yeni sakinlerinin bağ bozumu hırsını kederli gözleriyle seyreder.” – B. Felek
2. Bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar
“Bağ bozumu zamanı ceviz çırpmaya giderlerdi.” – N. Meriç
Asma fidesi
Makaslı böcek


Leave A Reply