Amelia Earhart, Atlas Okyanusu’nu Geçen Kadın Pilotun Sıra Dışı Hayatı

0
Advertisement

Amelia Earhart kimdir? Atlas okyanusunu ilk defa uçarak geçen Amerika’lı kadın pilot Amelia Earhart’ın hayatı, verdiği mücadele ve başarıları.

Amelia Earhart

Kaynak: commons.wikimedia.org

Amelia Earhart (1897-1937)

Amelia Mary Earhart, dünyaya geldiğinde ailesindeki hiç kimse onun bir uçakla dünyayı dolaşacağını düşünmemiş olsa gerek. Babası Edwin ve annesi Amy onu evladan olarak kucakladıklarında durumları pek de iyi değildir. Anne Amy, babası Alfred Otis’in pek de onaylamadığı bir evlilik yapmış, şimdi sık sık iş değiştiren, ailelerine gelir seviyesiyle de uygun olmayan bir adamla evlenmiştir. Oysa Amy’nin babası bir yargıç ve Kansas’ın önde gelen sayılı kişilerindendir. Amelia hemen hemen üç yaşına geldiğinde ailesinden ayrılarak büyük anne ve babasıyla Atchisonda yaşamaya başlar.

Kısa bir süre sonra, ondan yaklaşık iki buçuk yaş küçük kız kardeşi Grace Mruel de onlara katılacaktır. Kansas’ın iki kasabası arasında gidip gelerek büyür iki kız kardeş. Babaannelerinin onlara disiplinli bir eğitim vermek istemesine karşın, oldukça yaramazdırlar. Midilliye biner, sokak kavgalarına karışırlar, korkusuzca karda kızağa binerler, fare avladıkları bile olur. Yaşlı kadın, özelikle Amelia’daki bu erkeksi tavırlar için çok endişelenir, torunlarının bir hanımefendi gibi davranmalarını ister. Bu kadar yaramazlığa rağmen, gazete kupürlerinden kestiği başarılı kadın haberlerini bir albümde biriktirmeyi de ihmal etmeyecek kadar dikkatli ve zeki bir çocuktur Amelia.

Amelia Earhart çocukluğu

Amelia Earhart çocukluğu – Kaynak: commons.wikimedia.org

İlk Yılları

İki kız kardeşin eğitimi önce evde başlar. Kısa bir süre özel bir öğretmen ve anneleri tarafından eğitilirler. 1909 yılında ise ilk defa bir devlet okuluna gideceklerdir. Bu dönemlerde Amelia’nin hayatında önemli gelişmeler olur. Babası terfi eder ve Des Moines’e yerleşirler. Maddi açıdan da sıkıntıları hafiflemiştir. Kızlarını yanlarına alırlar. Amelia bir gün Lowa’da düzenlenen St. Louis Fuarı’nda -Amelia 10 yaşındadır- ilk defa uçakla karşılaşır. Daha sonradan “Paslı demir ve tahtadan ibaretti, ilginç değildi…” demesine rağmen, o günü hayatı boyunca unutmayacaktır.

Mutlu geçen birkaç yılın ardından babası alkol problemi nedeniyle işinden olur. Babaanneleri onlara eğitim harcamalarında kullanılmak üzere bir miktar para hariç, bir şey bırakmadan vefat eder. Maddi bir darboğaza doğru sürüklenirler. Kısa bir süre sonra annesi iki kızını alarak Chicago’ya taşınır. Genç kadın çocuklarına iyi bir eğitim vermek için büyük bir mücadele verir. Amelia annesinin bu çabalarını boşa çıkarmaz, Latince ve Almanca öğrenir, High Park Lisesi’ne girer ve 1916’da mezun olur. Ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan dönen erkeklerden çok etkilenir ve gönüllü hemşire olarak çalışmaya başlar. Ardından Columbia Üniversitesi tıp fakültesi hazırlık sınıfına kaydolur. Ancak bir yıl sonra 1920’de ailesinin yanına dönmeye karar verir, California’ya gider.

Amelia Earhart

Amelia Earhart, Los Angeles, 1928 – Kaynak: commons.wikimedia.org

İlk Uçuş Deneyimi

O dönemde uçak gösterileri oldukça revaçtadır. Amelia, karşılığında bir dolar vererek uçtuğu ilk uçak deneyiminin ardından, göklerin aşığı olur. Amatörce başlayan ve bir tutkuya dönüşen bir macera olacaktır onun deneyimleri. Ders alması için gerekli parayı bulması, bu arada annesi ve kız kardeşine de bakması gerekir. Pek çok değişik işte çalışır. Kıpır kıpır hayat dolu bir insandır. Genç kızların o dönemde ilgilendiği pek çok şey onun ilgisini çekmez. Kariyerini belirleyecek uçak eğitimi için bin dolar kazanıp, ilk on saatlik dersini alır. Derslerin ardından tek başına uçacaktır artık. İlk defa 1921 yılında tek başına uçuşunu başarıyla gerçekleştirir. Bir yıl sonra kendi uçağını alır ve sarıya boyayıp adını “Kanarya” koyar. O dönemde hem kadın hem erkekler için uçmak kariyer olarak görülecek bir şey değilken, Amelia, bu işi meslek edinmeye karar verir. Tipini bir havacıya benzetmeye başlar. Deri ceket giyer, ayağına postalları geçirir, hatta saçlarını kademe kademe annesine hissettirmeden kısaltır.

Advertisement

Başarıları

Amelia Earhart bütün kalıpları yıkmak üzeredir. 1922de 14.000 feete yükselen ilk kadın olur. 1923’te ise Uluslararası Havacılık Federasyonundan pilotluk lisansını alan 16. kadındır. 1924’te anne ve babası boşanır, Boston’a taşınırlar. Uçma hayalleri bir süre için ertelenir. Hatta uçağını bile satmak zorunda kalır. Boston’da bir göçmen yuvasında çocuklara İngilizce öğretmeye başlar.

Hayatını değiştirecek telefon Hilton Railey’den gelir. Projeye göre, yanında iki refakatçi ile Atlantik Okyanusunu geçen ilk kadın olacaktır. ABD ve İngiltere arasında iyi niyet gösterisinin bir parçası olarak bu halkla ilişkiler çalışmasını gelecekteki kocası George R Putnam organize ediyordur. 17 Haziran 1928’de New Foundland’dan ayrılan uçak yaklaşık yirmi bir saat sonra Burry Limanı’na Wales’a ulaşır. Uçakta kaptan koltuğunda Wilmer Stultz, yardımcı pilot koltuğunda Louis Gordon vardır, yolcuları ise Amelia Earhart’tır. Earhart, yolcu koltuğunda gitmesine rağmen, bu olay o dönem için çok önemlidir. Çünkü aynı yıl içinde Atlantik’i geçerek bir ilki gerçekleştirmeye çalışan üç kadın hayatlarını kaybetmiştir.

Amelia Earhart

Kaynak: commons.wikimedia.org

Ünleniyor

Amelia, bu tarihten sonra gazetelerin sayfalarını süslemeye başlar. Kadınların medyada fazla yer almadığı bir dönemde o meşhur bir kadın olur. Akıllı bir adam olan Putnam, bu işi de iyi bir reklam ve halkla ilişkiler kampanyasına çevirmeyi bilir. Genç kadın için iyi bir gelir kapısı da olacak konferanslar ayarlar, Amelia’nın imajı gibi konularla da ilgilenir. O artık herkesin gözünde “Gökyüzünün Kraliçesf’dir. Cosmopolitan Dergisinde yazmaya başlar. Havacılığı tanıttığı gibi, kadınların bu yabancı alana kabul edilmelerinde de büyük bir rol oynar.

Amelia George Petnam’la birlikte geçirdikleri zaman boyunca onun yakın ilgisiyle de karşılaşır. Amelia için bir evliliği yürütecek güce sahip olup olmamanın endişesi olsa da çift 1931 yılında evlenirler. Aralarındaki ilişki, evlilikten çok ortak bir hayatı sürdürmek üzere kurulmuştur.

Tüm bu şöhrete rağmen, Amelia’nın aklında Adantik’i tek başına geçme hayali vardır. 1932 Mayıs’ında 13 saat 30 dakika süren bir yolculuğun ardından Adantik’i tek başına geçen ilk kadın ve ikinci insan olur. (Charles Lindbergh 1927’de Atlantik’i tek başına geçen ilk insandır.) O dönemdeki teknolojiyi düşünecek olursak, yön bulmanın otomatik olarak gerçekleşmediği zamanlarda yapılan bu yolculuğun ne kadar cesaret isteyen bir iş olduğunu daha iyi kavrayabiliriz. O dönemin uçuşları büyük önsezi, deneyim ve harita bilgisi gerektirmekteydi. Telsiz kullanma ve mors alfabe bilgisi hayati önem taşıyordu. 1938’de dünyanın ilk savaş pilotu Sabiha Gökçen, Balkan Uçuşunu gerçekleştirdiğinde hiç bilmediği bir hava sahasında yönünü bulup, başarıyla gezisini tamamlamıştı. Bu olaylar o dönemin cesaret gerektiren büyük adımlarıdır.

Amelia’nın bu başarısına devlet de duyarsız kalmaz ve Başkan Herbert Hoover tarafından altın madalya ile ödüllendirilir. Bu dönemdeki konferanslarında kadınlar tek başına uçmamak diyen, erkeklere ateş püskürür. Pek çok kadını uçmaları için teşvik eder. Ekonomik Buhranın içindeki Amerika’nın gelecek umududur, herkesin kalbinde yer etmiştir. 1935’te Oakland Honolulu uçuşuyla tek başına Pasifik’i geçen ilk kadın olacaktır.

Advertisement
Amelia Earhart

Amelia Earhart’ın 17 Haziran 1928 transatlantik geçişinden önceki fotoğrafı – Kaynak: commons.wikimedia.org

Kaybolması

Başardığı bu büyük işler ona hem para hem de ün sağlıyordu. Ekvator üzerinden dünyayı dolaşmayı planladığında ise, bunun son uçuşu olacağının farkında değildi. 21 Mayıs 1937’de Amelia Earhart ve Fred Noonan’ın Los Angeles’tan başlayan yolculukları Porto Rico ve Güney Amerika’ya doğru devam etti. Ardından Afrika ve Kızıl Denizi geçtiler. Bangkok ve Singapur’a ulaştılar. 16 Haziranda Avustralya’da uçağın gerekli tamir ve bakımı yapıldı. 29 Haziranda Yeni Gine’de Lae’ye vardılar. 2 Temmuzda Lae’den Howland Adasına varmak üzere havalandıktan sonra Itasca adlı Amerikan gemisiyle irtibatları kesildi. Uçuşlarının dörtte üçünü tamamlamışlardı, kendi seslerini gemidekiler duyuyor, ancak onlar gemiden gelen mesajı akmıyorlardı. Maalesef, Mors alfabesini her iki pilot da bilmiyordu, Pasifik Okyanusunda kayboldular. Bir sorun olduğu anlaşılınca hızla denize ve havaya araştırma birlikleri gönderildi.

19 Temmuzda 4 milyon dolar harcanmış, ancak iki pilotun da izine rastlanmamıştı. Amerikan halkı Amelia’nın ölümüne inanmak istemedi. Onun bir ajan olarak gönderildiğini ve ortadan yok olduğunu ya da Japonlara esir düştüğünü iddia edenler bile oldu.


Leave A Reply