Atatürk İlke ve İnkılapları Nelerdir? İlke ve İnkılaplar Hakkında Detaylı Bilgi

0
Advertisement

Atatürk’ün ilke ve inkılaplarının özellikleri, detaylı olarak açıklaması. Atatürk ilke ve inkılaplarının özellikleri nelerdir? Atatürkçülük nedir?

Atatürkçülük nedir?

Atatürkçülük Nedir?

Atatürk, Türk devletinin yücelmesi, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi için ekonomik, kültürel, politik ve manevi alanlarda Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Lâiklik, Devletçilik ve İnkılâpçılık adı altında görüşlerini belirten ilkeler koymuştur. Bu altı ilkeyle oluşan dünya görüşüne “Atatürkçülük” denir. Atatürkçülük, Batıdan yapılan bir çeviri ve Batıda ilgi gören akımların bir taklidi değildir.

Atatürkçülük, Türkiye şartlarından kaynaklanmış, Türk halkının isteklerinden, ülküsünden esinlenmiş ve Atatürk’ün kafasında biçimlenerek oluşmuştur. Atatürkçülük, Türk milletini sevmek onun yüksek ideallerine bağlı kalmak demektir. Atatürkçülük demek, önce Türkçülük demektir. Atatürkçülük, Atatürk ilkelerine bağlı kalarak, Türk milletini O’nun gösterdiği hedefe yöneltmek demektir. Atatürkçülük, ölmez bir hedef, yükselen bir şereftir. Atatürkçülük, hiçbir siyasî akım veya yabancı ideoloji ile bağdaşamaz. Atatürk, Atatürkçülüğün tanımını, “biz bize benzeriz” sözleri ile yapmıştır.

Dünyada Şimdiye Kadar Ortaya Atılmış Fikri Sistemlerle Atatürkçülük Arasındaki Farklar: 

Diğer sistemler (Liberalizm, Faşizm, Komünizm, Nasyonal Sosyalizm) birer doktrindirler. Tüm şartların değişmesi ve zamanın geçmesiyle güçlerini yitirmişler, değerlerini büyük oranda kaybetmişlerdir. Atatürkçülük iseı prensiplere dayanan bir sistemdir. inkılâpçılık ilkesiyle böyle sonuçtan kendisini kurtarmıştır. Atatürkçülere daima ileriyi gösteren bu ilke, değişen şartlar içinde ortaya çıkan nedenleri, aklın ve bilimin ışığında çözmek yolunu göstermiştir. Atatürkçülük, Türk milletinin mutluluğunu hedef alan hürriyet, demokrasi ve hukuk nizamını koruyan, özgürlük isteyen medeniyetçi, gerçekçi, dinamik, aydınlık bir yoldur.

Komünist ve Faşist Doktrin Ugulamaları Karşısında Atatürk’ün Tutumu:

Mustafa Kemal Atatürk, 1920 ve 1930’ların komünist ve faşist uygulamalarını görmüş ve bunları reddetmiştir. Atatürk, katı bir doktrin oluşturmak yerine bu işi akıl ve bilimin ışığında, Türk toplumun ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda oluşturma yolunu seçmiştir.

Advertisement
Atatürkçülük (Kemalizm) İdeolojisi

Milli egemenlik prensibine bağlı demokratik ve ekonomik ve aynı zamanda modernleşme yanlısı bir ideolojidir. Bu ideolojinin en önemli özelliği ise; Akıla, bilime dayanan bir davranış ve görüşü yansıtmasıdır.

Mustafa Kemal’i Kendisinden Önce Gelen Reformculardan Ayıran Farklar:

Mustafa Kemal, kendisinden önce gelen reformcular gibi yalnız kanun ve yönetim alanında kalmayıp, bütün hayatı içine alan bir değişiklik yapmıştır. Paul Gentizon, “Mustafa Kemal Heriant en menche” adlı eserinde, Türkiye’de cereyan eden olaylara benzer bir şey dünyada olmuş değildir. Tabiri caizse, bütün bir millet derisini değiştirmiştir” der.

Atatürkçülüğün İlkeleri:
  • 1- Cumhuriyetçilik
  • 2- Milliyetçilik
  • 3- Halkçılık
  • 4- Lâiklik
  • 5- Devletçilik
  • 6- İnkılâpçılık

Bu ilkeler, bir bütünü oluşturan ve ortak özellikleri bulunan ilkelerdir. Atatürk ilkeleri, Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğduğundan, bunlarda baskı, taklitçilik veya özenti yoktur. Bu ilkeleri sözlük anlamıyla tanımlayamayız. Bunlar, Atatürk tarafından hem sözle, hem de uygulama ile belirlenmiştirler. Bu ilkeler, bir bütünü oluşturan unsurlardır. Bunların sağladığı uyum ve bütünlük, Atatürkçülük (Kemalizm) dediğimiz yeni dünya görüşünü oluşturur.
Yurtta Sulh, Dünyada Sulh

Önce yurt içinde barışı sağlamak; Türkiye’nin yaşadığı bölgede barışı sağlamak; sonra da o bölge ile birlikte dünyada evrensel barışı sağlamak çabasıdır. Türkiye, bu ilkeye bağlı kalarak güçlü ordusuyla yurdumuzda ve bölgede 60 yıldır barışı sağlayan tek ülkedir. Bu ilke, dış siyasetimizin temelini oluşturmaktadır.

Cumhuriyetçilik İlkesi:

Cumhuriyet, halkın kendi istekleri doğrultusunda kendisini yönetmesidir. Vatandaşlar, seçtikleri temsilcilerle Millet Meclisinde devletin yönetilmesine katılmış olurlar. Kimse babasından, atasından dolayı toplumda imtiyazlı olamaz. Kentlisi, köylüsü, fakiri, zengini yasalar önünde eşittir.

Atatürk, cumhuriyet yönetimini sarsacak, onun yıkılmasına veya tekrar padişahlık dönemine yol açacak, bütün tehlikelere karşı, Cumhuriyetçilik ilkesini getirmiştir.

Advertisement

“Türk ulusunun yaradılışına ve karakterine en uygun idare, cumhuriyet idaresidir.”

(Nutuk, Cilt 3, s. 75)

Milliyetçilik İlkesi:

Türk milliyetçiliğinin temeli, kişinin nereli, hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun, kendisini Türk bilmesine dayanır. Türk milliyetçiliğinde ırk, dil, cins ayrımı yoktur. “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleri bu durumun açık bir ifadesidir. Türk milliyetçiliği, Türkiye içinde ya da dışında yaşayan, anavatanı olarak Türkiye’yi bilen, bu vatanın bölünrrfezliği, bütünlüğü, milletin saadeti ve selâmeti için, yeri geldikçe canını vermekten çekinmeyen insanların taşıdıkları düşüncedir. Milliyetçilik, Türk İnkılâbını başarıya ulaştırmak, Türk istiklâl Mücadelesi’nin temelini teşkil etmiş, Türkiye’ye barış getirmiş, millî bağımsızlığı her yönüyle geliştirmiştir.

“Biz, doğrudan doğruya milliyetperveriz, Türk milliyetçisi-yiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, topluma dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.

Atatürk (İlköğretim, cilt: 4, s. 6)

Halkçılık İlkesi:

Halkçılık, bir taraftan devlet yönetimine halkın katılmasının sağlanması, diğer taraftan da devlet hizmetlerinin, halkın hizmetine sunulmasıdır. Her tabakadan halkın, devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanmasını öngörmektedir. Bu ilkede, devlet halk içindir görüşü hakimdir.

Laiklik

Lâiklik İlkesi

Lâiklik,din işleriyle devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, din hürriyetinin sağlanması; din işlerinin, dinî inançların Allah’la kul arasında sayılarak, ferdin vicdanına terkedilmesidir. Lâiklik ilkesiyle, din duygusu, politik alanlarda, çıkar çevrelerinde sömürülmesi engellenmiştir.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Dinde rahiplik yoktur, dinde zorlama yoktur” “Benim dinim bana, seninki sana” buyurmuştur. işte, Lâiklik bu anlayışla, Allah’a, tek başına gönül rahatlığı ile yönelmeyi gerçekleştirmiştir.

Devlet, dünya ihtiyaçlarına hizmet eder ve cevap verir. Din ise, fertlerin ruhî ihtiyaçlarına hizmet eden mukaddes bir varlıktır.

Gerçekte Lâiklik, din düşmanlığı ve aleyhtarlığı değil, aksine din duygusuna saygılı, vicdan hürriyetini sağlayan bir ilkedir. Lâiklik, modern devleti belirten bir özellik; uygar yaşayışın bir şartıdır. Devletin dini olması, ayrı dinlere mensup veya inanmayan vatandaşların kanun önünde eşitliği prensibine ters düşer. Hukuk devleti fikri, mevcut dinlerden, birinin üstün tutulması fikri ile bağdaşamaz.

Advertisement

“Din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfın din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddî çıkar temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz, bu vaziyete karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz.”

(Atatürk’ün Hususiyetleri-Kılıç Ali, s. 116)

Atatürk ve Devletçilik İlkesi

Atatürk ve Devletçilik İlkesi

Devletçilik İlkesi:

Özel sermaye ve kişisel girişimleri esas tutmakla beraber, küçük sermayenin yapamayacağı işlerin, devletin güvenliği ile ilgili kaynakların devletçe yapılması ve işletilmesi demektir. Bu görüşle, bugün Türkiyemiz’de madenler, hava, demir ve denizyolları devlet tarafından işletilmekte, devletin kontrolünde çalıştırılmaktadır. Bütün enerji güçleri devlet elindedir. Böylece devlet, yurt savunmasında yerli ve yabancı hiç kimseye danışmadan karar verme gücü ve imkânına sahiptir. Atatürk, devleti ekonomik katarın lokomotifi olarak kabul etmiştir. “Devlet ferdin yerine kaim olmalıdır. Fakat ferdin inkişafı (gelişmesi) için umumi şartları göz önünde bulundurmalıdır.”

İnkılâpçılık İlkesi:

Türk İnkılâbı, Türk milletini çağdaş medeniyet seviyesine yükseltirken, sosyal bünye değişiklikleriyle bağdaşacak şekilde, devamlı ve dinamik inkılâp anlayışına yer vermekte; daima ileriye dönük yönelmeyi öngörmektedir. Geçmişi öğrenmekle, ondan ders almakla beraber günümüz gerçeklerine uymak gereklerini yerine getirmek ve geleceği tayin etmek zorundayız.

Bunun için, inkılâpçılık, Atatürk’ün yaptığı inkılâpları çağdaş şartlar içinde geliştirmek, ilerletmek, yüceltmek, onlara yenilerini katmak demektir.

“Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir, inkılâbımızın asıl hedefi budur. Bu gerçeği kabul etmeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur.”

(Atatürk, 1925, Kurtuluş ve Sonrası, A.Doğan, s. 165)

Türk İnkılâbının Temel Prensipleri:

Türk İnkılâbının temel prensipleri Atatürkçülük’ün devamlılığını sağlayan ve Atatürk’ün öngördüğü bütünleyici ilkeleridir. Bunlar: Milli egemenlik, millî birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü, yurtta barış, dünyada barış ve çağdaşlıktır.

Bağımsızlık Prensibi:

Bağımsızlık: Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli bağımsızlık üzerine kurulmuştur. “Ya İstiklâl Ya Ölüm!” Türk milletinin bağımsızlık parolasıdır. Türk bağımsızlığını korumak hepimizin görevidir.
Türk İnkılâbının Millî Egemenlik Prensibi:

Millî Egemenlik: 23 Nisan 1920’de Millî Hükümet kurulurken “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke, Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratmıştır.

Cumhuriyet Atatürk

Advertisement
Türk İnkılâbının Millî Birlik ve Beraberlik İlkesi:

Millî Birlik ve Beraberlik: Türk vatanı üstünde yaşayan insanlar birbirinin kardeşi sayılır. Kederde, kıvançta ve tasada bölünmez bir bütündür. Ancak millî birlik ve beraberlikle bütün güçlükleri yenebiliriz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız. Vatanımız hepimiz için kutsaldır.

Türk İnkılâbının Ülke Bütünlüğü Prensibi

Ülke bütünlüğü: ülkemizin, içten ve dıştan gelecek tehlikelere karşı bütünlüğünü korumak hepimizin görevidir. Atalarımızın kanlarını vererek bize emanet ettikleri bu cennet vatanı korumak, bütünlüğünü sağlamak için, yeri geldiği zaman seve seve canımızı vermeliyiz.

“Yurtta Barış, Dünyada Barış” Prensibi:

Dünya tarihinin en büyük askerlerinden ve komutanlarından biri olan ve büyük zaferler kazanan Atatürk, savaşı sevmezdi; daima barış yanlısı idi. O’nun “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi, Türk siyasetinin temelini oluşturur. Türk Devleti, bu ilke ileA dışta barışın en güçlü savunucusu olmuş, içte halkın huzur ve güvenini sağlamıştır.

Türk İnkılâbının Çağdaşçılık Prensibi:

Çağdaşçılık: Türk inkılâbı, bir bütün olarak milletin isteklerinden, ihtiyaçlarından esinlenmiş; akılcı ve bilimsel yollarla Türk milletini çağdaş uygarlığa yükseltecek, ileri ve dinamik yönü ile çağdaşçılık ilkesine bağlı olarak devam edecektir.

Atatürkçülük

Türk İnkılâbının Özellikleri:
  • a) Türk İnkılâbı ya da Atatürk İnkılâpları, bir bütün olarak yeni bir fikrin, yeni bir idealin gerçekleştirilmesi için başvurulmuş bir halk hareketidir.
  • b) Türk İnkılâbı, eski düzeni yıkmayı, yerine yeni bir düzen kurmayı amaç bilir.
  • c) Türk İnkılâbı, fiilen sona eren Osmanlı imparatorluğu’nu devirerek yerine, bağımsız ve modern bir devlet kurmak için yapılmıştır.
  • d) Atatürk İnkılâpları, bir ıslahat değil, kökten değiştirmeyi kabul etmiştir. Kurtuluş Savaşı olarak başlamış, kurtuluştan sonra eski düzeni yıkarak, yerine yeni düzeni getirmiştir.
  • e) Bu İnkılâp, eski ve geçerliliğini kaybetmiş kurumları asrın gereklerine göre kökten temizleyerek, yepyeni bir sistem getirmiştir.
  • f) Türk inkılâbı, Pan-İslâmcılığa, Pan-Turancılğıa dayanan-bir vatan anlamı yerine, millî hudutlar içinde belirli bir vatan ilkesi kabul etmiştir.
  • g) Türk İnkılâbı, Türk toplumu içinde insanı değerlendiren, ona huzur ve saadet veren imkânları araştıran bir araç ve amaçtır.
  • h) Mİllet, Türk İnkılâbına göre siyasî, hukukî, sosyal ve tarihî bir gerçek olarak ele alınmış; millete bağlı olarak milliyetçilik de, ilmî açıdan değerlendirilmitir.
Atatürk, Evrensel Bir Liderdir:

Atatürk, Millî Mücadele’yi millete mal ederek, milletle başarıya ulaştırmış; İnkılâpları millete maletmiş, milletle gerçekleştirmiştir. Bu büyük başarı, köle ya da geri kalmış milletlere de örnek olmuş, onlar da Atatürk İnkılâplarını rehber edinerek bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Bu nedenle Atatürk aynı zama-da evrensel bir liderdir.


Leave A Reply