Cemal Abdül Nasır Kimdir? Mısır’ın Efsanevi Devlet Adamının Hayatı ve Etkileri

0
Advertisement

Cemal Abdül Nasır Kimdir? Cemal Abdül Nasır, Mısır’ın önemli bir lideri olarak tanınır. Hayatı boyunca Mısır’ın modernleşmesi ve bağımsızlığı için mücadele etti. İşte Nasır’ın hayatı, politik kariyeri ve etkileriyle ilgili detaylar.

Cemal Abdül Nasır

Cemal Abdül Nasır; Mısırlı devlet adamıdır (Beni Mor/Asyut 1918-Kahire 1970). 1939’da, Kraliyet Askeri Akademisi’ni bitirdi. Daha sonra Ordu Kurmay Koleji’nde eğitim gördü. İngiliz karşıtlığı nedeniyle İskenderiye’de tutuklandı. Serbest bırakıldıktan sonra krallık karşıtı çok sayıda örgütle ilişki kurdu. Çeşitli grupların içinde yer aldığı Özgür Subaylar Örgütü’nün kurulmasında önemli rol oynadı (1942). 1948’de İsrail’e karşı savaşmak için Filistin’e gitti.

Temmuz 1952’de Özgür Subaylar Örgütü, bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Başkanlığına General Muhammed Necib’in getirildiği “Devrim Komuta Konseyi”, Kral Faruk’u sürgüne gönderdi, partileri kapattı. Darbeye katılan Müslüman Kardeşler ve General Necip’i tasfiye ederek Mısır yönetiminin belirleyici tek kişisi oldu (Ekim 1954). Mısır İhtilalinin İçyüzü (Felsefetüs Sevre) 1954, adlı eserinde Siyonizm tehlikesini öne sürerek, Mısır’ın Arap Birliği’ni kurma yolunda oynaması gereken rolü açıkladı. Mısır’daki İngiliz üslerine yönelik silahlı saldırılara göz yumdu ve İngiliz birliklerinin Mısır’ı boşaltmasını bir antlaşmayla sağladı. Bu başarısıyla ülkesinde ve dünyada saygınlığı arttı. Bandung Konferansı’nda (Nisan 1955). Nehru ve Tito ile dostluk kurdu ve bağlantısızlık düşüncesine yönelik bir tutum içine girdi. Temmuz 1956’da İngiliz ve ABD kredilerinin kesilmesi üzerine, Süveyş Kanalı’nı kamulaştırma kararı aldı. İngiliz-Fransız-İsrail ortak müdahalesinde yenilgiye uğradıysa da, ABD’nın İngiltere Fransa’yı desteklememesi ve SSCB’nin Mısır’ın yanında yer alması, her üç devletin işgal ettikleri topraklardan çekilmesiyle sonuçlandı.

Bunalımın, Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda çözümlenmesi üzerine Mısır, Süveyş Kanalı’nın gelecekteki yönetimiyle ilgili ilkeleri saptadı (Nisan 1957). Nasır, elde ettiği diplomatik başarıyla daha güçlü bir konuma geldi. Afrika ve Üçüncü Dünya ülkelerinde etkisi artan Nasır, Cezayir bağımsızlık savaşını destekledi. 1956’da kabul edilen yeni anayasayla başkan seçildi ve yetkilerini artırdı. Suriye ile Mısır’ı birleştirerek Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin (BAC) kuruluşuna öncülük etti (1958). Değişik yapıda bir parti kurarak kendi denetimi altına aldı. 1961’de BAC, Suriye’nin birlikten ayrılması üzerine dağılınca (1961), ilk ciddi başarısızlığına uğradı. 1962’de, Arap Sosyalist Birliği’ni kurdu. Aynı yıl, Yemenli cumhuriyetçilerin yanında, Suudi Arabistan’ın desteklediği kralcılara karşı savaşıma girişti. Bu davranışı, tutucu Arap ülkelerinin kendisine karşı gösterdikleri ilginin yok olmasına yol açtı. Daha sonraki yıllarda Filistin sorununun çözümünde öncü bir rol üstlendi. Mayıs 1967’de, BM Barış Gücü askerlerinin İsrail sınırını boşaltmalarını istedi ve Akabe Körfezi’ni kapatarak, İsrail’e yeni bir savaş için bahane sağladı.

Altı Gün Savaşı’ndan (5-11 Haziran 1967) Mısır yenik, kendisi de başarısızlığa uğrayarak çıktı. Bu yenilgiden sonra, yerini başkan yardımcısı Zekeriya Muhittin’e bırakacağını açıkladıysa da, halkın desteği üzerine, bu kararını geri aldı. Sina’da, İsrail’in işgal etmiş olduğu toprakların geriye alınması işine yöneldi. Filistin lideri Yaser Arafat ile Ürdün Kralı Hüseyin’i uzlaştırmayı başardıktan kısa bir süre sonra bir kalp krizi sonucunda öldü (28 Eylül 1970). Yönetimi sırasında gerçekleştirilen toprak reformu ve kamulaştırmalar, kimilerince Arap sosyalisminin uygulamaları olarak değerlendirildi.

Advertisement

Leave A Reply