Çocuğu Hangi Sanata Doğru Yöneltmeli

0
Advertisement

Sanata ilgisi, hevesi olan çocuğu hangi sanata ve nasıl yöneltmeliyiz? Çocuğumuzun hangi sanata eğilimi olduğunu nasıl anlarız, hakkında yazı.

cocuk-sanatÇocuğu Hangi Sanata Doğru Yöneltmeli

Anne, babanın elbette kendileri ilgi duydukları bir sanat dalma karşı çocuklarını da yöneltmek isterler. Ne var ki bu konuda gözü kapalı, davranmamalı, dediği-dedik bir durum takınmamalıdırlar. Çocuk, aile çevresindekinden ayrı bir dala da eğilimli olabileceği gibi, sanat zevk ve eğiliminden yoksun da olabilir. Bütün bu durumlarda ana-babaya birtakım görevler düşer. Bazı ailelerin yanlış, yersiz davranışlarının çocukta sanat sevgisini uyandıracağına, bunu bütün bütün körleştirdiği, çocukta sanata karşı bir isteksizlik, hattâ tiksinti uyandırdığı da görülmüştür. Meselâ birçok aile vardır ki alışılmış, hattâ beylikleşmiş bir gelenek olarak, çocuklarının eline kendisi istesin, istemesin, bir mandolin tutuşturup onu bir müzik hocasına yollarlar. Çocuklarında müziğe karşı bir eğilim, istek bulunup bulunmadığını incelemeye lüzum bile görmezler. İşte bu hal sanat konusunda anne-babanın yanlış bir tutumundan başka bir şey değildir.

Onlar, böylece, çocuklarına sanat sevgisi aşılamak isterken, bunu, tersine, baltalamış olurlar. Çocuğun belki başka bir sanata karşı ilgisi, hevesi vardır. Onun için, çocuğu kendi isteklerimizden yana zorlamamalı, hele isteksiz, eğilimsiz olduğu alana sokmaya asla kalkışmamalıdır. Böyle bir davranışın iki büyük sakıncası vardır:

*** Çocuk isteği, eğilimi bulunmayan bir sanat dalma ailesinin zoru ile itilmişse, yalnız o daldan büsbütün soğumakla kalmaz, genel olarak, güzel sanatlardan da soğuyabilir, hattâ onlara düşman olabilir.

*** Sevmediği, eğilimi olmadığı için başaramadığı o sanat dalının verdiği başarısız sonuç kendisini umutsuzluğa düşürebilir; bu umutsuzluk hayatın çeşitli alanlarına da sıçrayabilir; bütün bunların sonucu olarak da çocuk hayata karşı bezgin, aşağılık duygusuna kapılmış bir kimse olup çıkar.

Advertisement

Ana-baba çocuklarına sanat sevgisi vermeye mutlaka çaba göstermelidirler. Ancak, bu çaba bilinçli, bilgili olmalı anlayışlı, plânlı, programlı esaslar içinde düzenlenmelidir.

Çocukta bir sanat dalma karşı istek ve eğilim varsa o bunu kısa zamanda türlü belirtilerle dışarı vurur. Bütün iş bu isteği, eğilimi gerçek niteliğiyle, ölçüsü ile sezebilmektedir.

Meselâ çalgılı oyuncakları seven, kendi basit imkânlarıyla müzik aletleri yapmaya çabalayan her çocuğun geleceğin müzisyeni olacağını düşünüp bu konuda hemen paçaları sıvamak, çoğu zaman, peşin bir hüküm, acele bir iş sayılacağı gibi, çocuğun bu tutumunun ısrarla devam ettiğini görüp ilgilenmemek de o derece hatalı bir hareket olur. Çocuk bu oyunlarında bıkmaksızın ayak diriyorsa, radyolarda, şurada burada işittiği melodilere hayranlıkla dalıyorsa, bu melodileri tekrarlamak çabası içinde bulunuyorsa, ana-babanın yapacağı şey onu sürekli bir gözlem altına almak, bu eğilimin çeşnisini, derecesini bulmaya çalışmaktır. Bu gözlemin sonucu da olumlu ise çeşitli sorularla, denemelerle çocuğu yoklamalı, çocuk farkında olmadan geçirdiği bu sınavı da kazanmışsa ailesi kendisini bir müzisyene götürmelidir. Çocuğun müzik eğilimini işten anlar bir kimse gözü ile inceleyen bir müzisyenin yanılma ihtimali hayli azdır. Müzisyen de olumlu bir kanıya varmışsa ana-babaya yakışan en güzel davranış yavrularını bir müzik öğretmeninin ellerine teslim etmektir. Sonuç aşağı yukarı kesindir: Bu çocuk geleceğin belki büyük bir müzisyeni, değilse bile çok iyi bir müzikseveri olacaktır. Bu örneği pek az değişiklikle, bütün öteki sanat dalları —edebiyat, resim, dans, tiyatro, heykel, mimarlık — için de verebiliriz.

Bu böyle olduğu gibi, kimi ana-baba da çocuklarında bir sanat eğilimi görmekten âdeta korkarlar; bunun sezinler sezinlemez azarlayarak çocuğu bundan vazgeçirmeye çalışır, hiç değilse onu yöneldiği daldan kendilerince daha olumlu başka bir dala çelmeye çalışırlar. Tanınmış birçok büyük sanatçılar, anılarında: “… Çocukluğumda annem, babam benim bu isteğime şiddetle karşı koymuşlardı…” şeklinde dert yanmışlardır. Bunlar, bütün bu karşı koymalara rağmen, tesadüfün, hiç değilse pek büyük, pek şiddetli bir azmin temsilcisi olan kahramanlardır.

Çağımızın uygar şartlarını kabul etmiş ana-babalara yapılacak, en iyi niyetli tavsiye şudur: Gelenek, çevre baskısı sizi hiçbir zaman etkilememelidir. Çocuğunuzun kendi hesabınıza hoşlanmadığınız bir sanat alanında gerçekten üstün bir kabiliyeti varsa bunda bencil davranmamalısınız. Unutmamak gerekir ki, çocuk günümüzde sizinse bile, yarın önce kendisinin, sonra da çevrenin, ulusun, daha sonra da bütün insanlığın malıdır. Bundan dolayı onu, sizin sevmediğiniz, sakındığınız bir alan da olsa, gerçekten kabiliyetli bulunduğu bir sanat dalından çelmeyi düşünmemeli, bunda kendinizi haklı görmemelisiniz. Bu hem bir analık, babalık, hem de bir insanlık görevidir.

Sanat konusunda ailenin yetişmekte bulunan çocuklarına uygulayacağı en doğru yol şu olsa gerektir:

Advertisement

*** Çocuğunuzda sanat dallarından birine karşı üstün bir istek ve eğilim görüyorsanız, türlü eğitsel yollar ve çarelerle ona yol gösterici ve yardımcı olunuz; onu geleceğin büyük bir sanatçısı olarak görmek için elinizden gelen çabayı harcayınız.

*** Çocuğunuzda sanat dallarından hiçbirine küçük büyük her hangi bir ilgi belirtisi görmüyorsanız, ne yapıp yapıp, onda böyle bir ilgi uyandırmaya çalışınız. İleride tanınmış bir sanatçı olması, olmaması önemli değildir. Ama, en azından bir sanat dalının gerçek sanatseveri olması mutlaka gereklidir. Çünkü yaşayışın çeşitli çabaları, zorlukları, yorgunlukları arasında ileride kendisinin güvenle sığınacağı en büyük sığınak, bir sanat alanının sunduğu huzur dolu, avunç dolu kucağı olacaktır.

Sanatla uğraşmak, insana insanlığını en yakından duyuran işlerden biridir. Çocuk bu zevki ne kadar erken alırsa hayatta kendine karşı o kadar büyük bir güven duyar. Elinden hiçbir iş gelmeyen bir insan ne kadar betbahtsa en ufak bir sanat eseri yaratmış, ya da en azından bir sanat zevki olan bir kimse kendini o kadar mutlu hisseder.

Unutmayınız ki, sanatçı olsun, sanatsever olsun, “İnsanı gerçek insan yapan sanattır.”


Leave A Reply