Edebiyat Tarihi Halk Bilimi İlişkisi

0
Advertisement

Edebiyat tarihi ile halk bilimi arasındaki ilişki nasıldır, özellikleri nelerdir, edebiyatın diğer bilimlerle ilişkisi hakkında bilgi.

EDEBİYAT TARİHİ – HALK BİLİMİ İLİŞKİSİ

Halk bilimi Avrupa’da olduğu gibi bizde de yeni bir kavramdır. Bizde bu bilim dalıyla ilgili çalışmalar Avrupa’dan 50 – 60 yıl sonra başlamıştır. Kavram da henüz tam olarak yerleşmemiştir. Folklor, halkiyat, halk bilgisi bu bilim dalı için kullanılan terimlerden birkaçıdır.

Halk bilimi ürünlerinin en belirgin özelliği, sözlü (kuşaktan kuşağa sözle aktarılması) ve anonim (ilk söyleyenin bilinmemesi) olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı halk bilimi ürünleri, dilden dile aktarılırken bir değişime uğrayabilir.

Halk biliminin konuları içine efsane, destan, bilmece, atasözü, ağıt, orta oyunu vb. türler girer. Bunlar sözlü gelenekte dilden dile aktarılırken sürekli bir değişime uğrar. Bu eserler, yazıya geçirildiğinde, araştırmacılar için değerli bir malzeme özelliği kazanır. Çünkü yazıya geçirilen eserler, oluşturulduğu dönemin dil ve kültür özelliklerini sonraki dönemlere yansıtan belge niteliği taşır. Başlangıçta bir kişiye ait bir edebi ürün de zamanla ilk söyleyeni unutularak anonim hâle gelir. Bu eserler, dilden dile aktarılırken değişik şekilleri ortaya çıkıp halk biliminin alanına girebilir. Zaten bütün halk bilimi ürünleri bu şekilde ortaya çıkmıştır. Örneğin halk bilimi içinde değerlendirilen bir türkü başlangıçta bir kişi tarafından söylenmiştir. Sonradan dilden dile aktarılırken ilk söyleyeni unutulup anonimleşmiştir. Diğer ürünler için de aynı şey söz konusudur.

Halk bilimi bir sanatçı için de oldukça değerli ürünlere sahiptir. Sanatçı, kahramanları ve olayları ya kendi çevresinden seçer veya daha önce anlatılanları yeni baştan düzenler. Bu yolla halk bilimi bir çok ürününü edebiyata malzeme olarak vermiştir. Ömer Seyfettin, halk bilimi ürünlerinden yararlanan başarılı öykücülerimizden biridir. Sözlü gelenekten derlediği birçok efsaneyi öyküleştirmiştir.

Advertisement

Bu karşılıklı ilişkiler bize göstermektedir ki sanatçıyı ve eseri konu alan edebiyat tarihi ile sözlü gelenekteki ürünleri inceleme konusu yapan halk biliminin birbiriyle ilgisiz olduğu düşünülemez, bunların konuları iç içedir.


Leave A Reply