Flora Tristan Kimdir? Feminist Cesur Kadın Hakları Savunucusunun Hayatı

0
Advertisement

Flora Tristan kimdir ve ne yapmıştır? Feminist sosyalist yazarın hayatı, kadınlara ilham veren çalışmaları ve eserleri hakkında bilgi.

Flora Tristan

Flora Tristan (1803-1844)

Anne-Pierre Laisnay kadın bir akrabasıyla Fransız Devrimi’nin kanlı günlerinden kaçarak İspanya’ya gelir ve Bilboa’ya yerleşirler. Orada Don Mariano Tristan y Moscoso ile tanışır. Don Mariano Peru’da yaşayan ispanyol kökenli zengin bir ailenin oğludur, ikilinin arasındaki arkadaşlık kısa süre sonra aşka dönüşür. Don Mariano Anne-Pierre’le evlenmek ister. Ancak subay olan genç adamın evlenmesi için ispanya Kralı’nın izni gerekmektedir. Bu nedenle dini bir nikâhla evlenmeye karar verirler. 1802’de Paris’e dönerler. Maalesef, evlilikleri o dönemin Fransa’sında Devrim Yasalarına göre yasal kabul edilmez. Evliliklerinden kısa bir süre sonra 7 Nisan 1803’te Flore Therese Henriette Tristan Moscoso dünyaya gelir. Bu küçük bebek ilerde adının Flora Tristan olarak anılmasını isteyecektir.

Çocukluğu ve İlk Yılları

Evliliklerinin beşinci yılında baba Don Mariano ani bir şekilde hayatını kaybeder. Babanın ölümünden üç ay sonra ise Flora’nın küçük kardeşi Mariano dünyaya gelir. Aile ekonomik bir darboğazın içindedir. Anne-Pierre, Vaugirard’da oturdukları evi kiraya verir ve iki küçük çocuğuyla Paris’in güneyinde kırsal bir bölgeye yerleşirler. Flora henüz dört yaşındadır. 1818de annelerinin Nogent’te aldığı arazi ve evde yaşarlar.

Ne yazık ki Floranın küçük kardeşi Mariano Pio on yaşındayken hayatını kaybeder. Anne-Pierre bu acı ayrılığın ardından, arazisini satar, kızını alır ve Paris’e yerleşir. On beş yaşındaki bu yetim kızın önünde iki seçenek durmaktadır. Ya kendisini geçindirecek bir işi olacak ya da münasip bir damat adayıyla evlenecektir. Okul hayatıyla ilgili kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Floranın dönem dönem eğitim aldığı tahmin ediliyor. Ancak gelecekteki broşür ve kitaplarından kendi kendini yetiştirdiğini de anlayabiliyoruz. Ayrıca Paris’te dans dersleri aldığı ve Armandine adlı genç bir kadından porselen boyamayı öğrendiği de biliniyor.

Evlenmesi

On yedisindeki bu genç kızın iri siyah gözleri vardır. Uzun kapkara saçlara ve koyu bir tene sahiptir. Çarpıcı güzelliği karşısında Chazal etkilenmemiş olamaz. Anne-Pierre ve Andre Chazal’ın baskısıyla Flora evlenmeye karar verir. Bu kararda anne kızın çok zor geçiniyor olmalarının da etkisi olabilir. Ayrıca Anne-Pierre Chazal’ı damat adayı olarak çok sevmektedir. Edindikleri gelir, mum ve odun gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaya ancak yeterli gelir çoğu zaman. O dönemde genç adam Andre, yirmi dört yaşındadır. 3 Şubat 1821 de evlenirler.

Advertisement

Evlenmeden önce aralarındaki yakınlık, evlilik sonrasında hüsranla sonuçlanır. Genç çiftin evlilikten beklentileri çok farklıdır ve aradıklarını bu ilişkide bulamazlar. Daha sonradan yayınladığı kitabında Flora Tristan bu evliliği sonsuz bir işkence olarak tanımlayacaktır. Kocasının kumar alışkanlığı nedeniyle para bulması için onun fahişelik yapmasını önerecek kadar ileriye gittiğini iddia etmiş, ancak Chazal bu suçlamaları reddetmiştir. Dört yılın ardından felakede sonuçlanacak evliliğinden üç çocuğu olur. İlk çocuğunun adı bilinmemekle birlikte iki oğlundan diğerinin adı 24 Haziran 1824’te dünyaya gelen Ernest Camille, üçüncü çocuğu ve ilk kızı ise 16 Ekim 1825’te doğan Aline Mariedir.

Flora Tristan

Boşanma Çabaları

Flora Tristan evliliğinin bağlarını koparmak için harekete geçer. Ancak o dönem Fransa’sında boşanmak yasal bir durum değildir. Kadının toplumdan dışlanmasına kadar varan sonuçları vardır. Ayrıca kocasından ayrıldıktan sonra Floranın bir dul olarak iş bulması da neredeyse imkânsızdır. Evliliği ve sonraki sürecinde kendisini “talihsiz parya” olarak nitelendirir Flora. Sonraki yıllarda kadının toplumda yabancılaşması, kişisel özgürlüğü, siyasal hakları ve toplumsal rolü üzerine kaleme aldığı yazılarına bu dönemde çektiği sıkıntılar temel oluşturacaktır. Kadının finansal açıdan erkeğe bağımlılığını sorgulayacak ve ona yüklenen “iyi kadın ve anne” rolünün kadın üzerinde uyguladığı baskıyı dile getirecektir.

Yirmi bir yaşına gelmiş henüz çok genç olan Flora, çocuklarının geçimini sağlamak için, onları annesinin sorumluluğuna bırakarak iki İngiliz kadının refakatçisi olarak ingiltere, İtalya ve İsviçre’ye gider. 1828’de Paris’e geri döner. Ancak kocasının tacizleri nedeniyle tekrar ayrılmak zorunda kalır. 1833 yılında Peru’ya doğru yola çıkar. Peru’ya gitmesinin nedeni, babasının mirasından yararlanmak için amcasıyla görüşme ve geleceğini garanti altına alma isteğidir.

Yola çıktığı gemide beş yolcu ve 15 mürettebatın arasındaki tek kadındır. Aylar süren yolculuğun ardından Peru’ya varır, amcasından küçük bir miras payı da almayı başarır. Bu yolculuk onun Paris’e dönüşünün ardından yazarlık kariyeri için de büyük bir deneyim olacaktır.

1834’te Paris’e döndükten kısa bir süre sonra Flora Tristan yazılar yazmaya başlar. Kariyerinin yazar olarak devam etmesini istemektedir. 1835 yılından itibaren broşür ve makaleleri yayınlanır. İlk broşürü “Yabancı Ülke Kadınlarına İyi Bir Kabul Göstermenin Gerekliliği” adlı eserdir. Bu eserin bir kopyasını sosyalist düşünür Charles Fourier e, bir diğer kopyasını ise, Gazete des Femmes e yollar. Yavaş yavaş ismi duyulur, sosyalist ve feminist çevrelere karışmaya başlar. Politik görüşleri eserlerinde de etkisini gösterir.

Advertisement

Bir Parya’nın Yolculukları

1837’de en ünlü eseri “Bir Parya’nın Yolculukları” yayınlanır. Yarı otobiyografik olan bu kitapta aile içi hayatından, çocukluğuna kadar kişisel gerçeklerini ve yolculuğu sırasındaki gözlemlerini aktarır. Kitabın yayınlanmasının ardından eski kocasıyla arasındaki ilişki daha da gerilir. 10 Eylül 1838’de Andre Chazal, Flora Tristan’a arkasından yaklaşarak ateş eder. Flora göğsünden vurulur ve mermi hassas bir bölgede olduğu için çıkarılamaz. Bu cinayet teşebbüsünün ardından Andre Chazal yirmi yıla mahkûm olur ve hapse atılır. Bu olay gazetelerde de yer alacak ve kınama yazıları yayınlanacaktır.

Cinayet girişiminin ardından Flora boşanma hakkının yasal olması için kalemini çekinmeden konuşturur. Sorunlu evliliklerin sosyal bir problem olduğundan bahseder. Yasak ilişkiler, aile içi şiddet, kayıt dışı çocuklar üzerine yazılar yazar. Hatta kiliseyle bu nedenle karşı karşıya gelir. Ayrıca eski kocasının tehdidi ortadan kalkınca yazılarını daha rahat kaleme alır ve politik konulara daha çok eğilir.

1838’de “Mephis” adlı romanı basılır. Kitap feminizmin ve sosyalizmin gelecek idealinden bahseder. Bu kitabı İngiltere’ye yaptığı gezinin ardından kaleme aldığı 1840’ta yayınlanan “Londra Gezisi” kitabı takip eder. Bu kitapta devasa şehirdeki zengin ve yoksul arasındaki zıt hayatı dramatik bir biçimde açıklar.

İşçilerin Birliği

Bir diğer önemli eseri “İşçilerin Birliği” ise 1843’te yayınlanır. İşçi sınıfının kurtuluşu için çareler arar, kadın ve erkek işçilerin birleşmesi ve örgütlenmesi gerektiğinden bahseder. Kapitalizmin insanlar üzerinde yol açtığı korkunç etkilerine değinir. Kadın işçi sınıfının gelişmesi gerektiğini savunur.

Üstün bir zekâya ve güçlü bir karaktere sahip bir kadın olan Flora Tristan 14 Kasım 1844’te 41 yaşında Bordeaux’da beyin kanamasından vefat eder.


Leave A Reply