Gladyatör Nedir? Gladyatörün Tarihçesi, Oyunun Kuralları Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Gladyatör nedir ve gladyatörlük nasıl ortaya çıkmıştır? Gladyatör ne demektir? Gladyatörün tarihçesi, oyunlarının kuralları, Gladyatörler hakkında bilgi.

Gladyatör

Kaynak: pixabay.com

Gladyatör Nedir?

Eski Roma’da bir gösteri olarak yapılan kanlı dövüşlerde savaşanlara «gladyatör» denirdi. Bu ad Latince “kılıç” anlamına gelen «gladius» kelimesinden türemiştir. Fakat gladyatörlar kılıçtan başka daha birçok silahları da kullanırlardı.

Gladyatörlar çoğunlukla esirler arasından seçilerek yetiştirilirdi. Sonradan para, ya da ün kazanmak için Romalılardan da gladyatör olanlar da çıkmıştır. Romalı asillerden, hatta kadınlardan bile kendilerine şöhret sağlamak için gladyatör olanlar vardır.

İlk gladyatör gösterisi M.Ö. 264’te, Marcus Brutus’un babasının cenaze töreni şerefine yapılmıştı. Bu tarihten sonra gladyatör gösterileri düzenlemek gelenek halini aldı. Devlet idaresinde görev almak isteyenler, en mükemmel gladyatör gösterisini düzenliyebilmek için birbirleriyle yarış ederlerdi. İmparator Traianus’un yaptırttığı bir gladyatör gösterisi yüz gün sürmüş, iki bin gladyatörün ölümü ile sonuçlanmıştı.

Bu gösterilerde iki gladyatörun birbirleriyle savaşmalarından sonra kazanan gladyatörün yenileni öldürüp öldürmemesine seyirciler karar verirlerdi. Öldürülmesi için karar vermişlerse bunu başparmaklarını aşağı doğru çevirerek belirtirler; öldürülmeyip ertesi gün savunabilmek için döğüşe devam etmesi kararlaştırılmışa bu da alkışlarla anlatılırdı.

Usta gladyatörlar hem seyircilerin takdirini toplayabilecek cesur atılışlar yaparlar, hem de önceden aralarında anlaşmış olduklarından birbirlerini yaralamayacak şekilde dövüşebilirlerdi.

Advertisement

gladyatör gösterileri, bir bakıma, bugünkü güreşlere, boks karşılaşmalarına benzetilebilir. Yalnız, gladyatör gösterileri yapıldıkları çağın zevklerine, duygularına uygun olarak çok daha çetin ve tehlikeli geçerdi.

Esirlerin arasından seçilmiş gladyatörlerden başarı gösterenlere bazen hürriyetleri geri verilirdi. Hatta gladyatör dövüşünde üstün gelenlere değerli hediyeler, ödüller vermek de gelenekti.

Tarihteki en ünlü gladyatör, Trakyalı bir esir olan Spartacus’tur. Spartacus kendi sınıfına yapılan haksızlıkları göz önünde bulundurarak esirlerin, gladyatörlerin katıldığı büyük bir ayaklanma düzenlemiş, Roma’nın birçok ünlü birlikleriyle savaşarak onları yenilgiye uğratmıştı. Yalnız, M. Ö. 73 ile 71 yılları arasında iki yıl süren Gladyatörler Savaşı Sırasında Spartacus’un ihtilâl kuvvetleri bozguna uğratıldı.

Gladyatör

Kaynak: pixabay.com

Gladyatörün Tarihçesi

Gladyatör; Eski Roma’da seyirci önünde gösterime çıkan silahlı dövüşçüdür. Latince “kılıç” anlamına gelen “gladius” sözcüğünden türetilmiş olup, “kılıç ustası” ya da “silahşor” karşılığında kullanılırdı.

Eski Roma tarihi boyunca ölüleri gladyatör dövüşleriyle anmak bir gelenek haline geldi. Ancak zamanla gladyatör oyunlarının yaygınlaşması sonucu İÖ 1. yüzyıldan başlayarak bunlar Roma İmparatorluğu’nun her yerinde tatil günlerini kutlamak amacıyla yılda birçok kez yinelenir oldu. Gladyatörlerin büyük çoğunluğu savaş tutsağı olmasına karşın, kimini de hükümlüler ya da özellikle Hristiyanlar oluştururdu. Bunların arasında bir de yalnızca canları istediği için gladyatör olarak görev yapan az sayıda özgür kişi de vardı. Başta İmparator Commodus olmak üzere, çok az sayıda Romalı soylu bile arenada vuruştu. Bir gladyatör belirli sayıda dövüşten sağ çıktığı takdirde kendisine azat edildiğinin simgesi olarak bir tahta kılıç (rudis) verilip bu zorunlu görevden ayrılmasına olanak tanınırdı. Belalı ya da gözü yükseklerde olan bazı devlet yöneticilerinin zamanla çevrelerine bu kişilerden oluşan koruma görevlileri toplamaları sonucu gladyatörler siyasal yönden de önem kazandılar.

İÖ 73-71 ayaklanmada olduğu gibi, kendi özgür iradeleriyle davranan gladyatörler imparatorluk için tehlike oluşturdular. Gladyatörler başlıca Roma, Capua, Ravenna, Pompeii, İskenderiye gibi kentlerdeki imparatorluk okullarında (ludus) eğitilirlerdi. Gladyatörler temelde ağır silahlı ve hafif silahlı olarak iki türe bölünmelerine karşın her tür de kendi içinde birçok alt sınıfa ayrılırdı. “Samnitler”, “Galyalılar” ve “Trakyalılar” ünü en yaygın ağır silahlı gladyatörler olup, ülke adları kuşandıkları özel silah cinslerini belirlerdi.

Advertisement
Ancak, aslında tüm ağır silahlı gladyatörler eşit biçimde giyinip kuşanırlardı:

Tolga, kılıç, kalkan, sol bacakta baldır zırhı, üreme organlarını koruyan bir kuşak ve sağ ön kolda deri bantlar. Ağır silahlı kimi gladyatörler de ata ya da savaş arabasına binmiş olarak vuruşurlardı. Başlıca silahlar; hançer, üç çatallı mızrak, zıpkın, ağ, gürz, topuz ve kement idi. Gladyatör dövüşleri, kural olarak teke tek vuruşmalar olmalarına karşın, genelinde toplu çarpışmalar yapılırdı. Gladyatörler başlarında çalıştırıcıları, yanlarında onları birbiriyle vuruşmaya zorlayan kırbaçlı Zenci köleler eşliğinde arenaya çıkarlardı.

Oyunları düzenleyen kişinin işaretiyle kanlı dövüşler başlardı. Altta kalan ya da yenik düşen gladyatörün yaşayıp yaşamayacağına oyun sahibi karar verirdi. Oyun sahibinin (genellikle imparator ya da en yüksek düzeyde delet yöneticisi) “başparmaklar yukarı” işareti adamın yaşayacağı, “başparmaklar aşağı” işaretiyse öleceği anlamına gelirdi. Buna karar vermede en büyük etmen, genelinde izleyicilerin tepkisi olurdu. Böylece Roma İmparatorluğunun amphiteatrlarında her yıl binlerce gladyatör ölürdü. Hristiyanlığın benimsenmesiyle giderek ortadan kalkan gladyatör dövüşleri, ileri olduğu savunulan bir uygarlıkta en kanlı ve barbarca sporlardan biriydi.


Leave A Reply