Homo Faber Kitap Konusu Kısa Özeti Yorumlar Bilgi, Max Frisch

0
Advertisement

Max Frisch’in Homo Faber isimli kitabının kısaca özeti ve konusu. Homo Faber hakkında yorumlar, yazar ve kitap hakkında bilgi.

Homo Faber

Homo Faber Konusu / Özeti

HOMO FABER “yaratıcı insan” olarak tercüme edilebilir, mecazi anlamda “teknisyen” de denebilir. WALTER FABER böyle biri: 50 yaşında, mühendis, mantıklı, rastlantılara ya da kadere inanmıyor. İşe bakın ki, FABER romanın akışı içinde bir yığın rastlantıyla karşılaşıyor.

New York’tan Caracas’a uçuyor ve Alman HERBERT HENCKE’nin yanında oturuyor. FABER, HERBERT’in ağabeyinin eskiden çok yakın arkadaş olduğu JOACHIM HENC-KE olduğunu (rastlantı!) ve JOACHIM’in FABER’in gençlik aşkı HANNA ile evlendiğini (rastlantı!) öğreniyor. HANNA, FABER’den ayrılmıştı, çünkü FABER onun hamile kalmasına hiç mi hiç sevinmemişti.

Bir acil inişin (rastlantı!) ardından FABER, HERBERT ile birlikte ağabeyi JOACHIM’i ziyaret etmeye karar veriyor. Ama JOACHIM Guatemala’daki çiftliğinde kendini asmış. FABER New York’a geri dönüyor ve oradan gemiyle Avrupa’ya gidiyor. Gemide, ona HANNA’yı hatırlatan genç SABETH ile tanışıyor. Ve gerçekten de SABETH, HANNA’nm kızı (rastlantı!). Birbirlerine âşık oluyorlar ve FABER Yunanistan’da bulunan annesinin yanına giden SABETH’e eşlik ediyor. Kumsalda SABETH’i bir yılan sokuyor, FABER yardıma koşuyor, kız birden FABER’i karşısında çıplak görünce ürküyor, bir yamaçtan düşüp başını vuruyor. Hastanede ölüyor, ama yılan sokmasından değil, beyin kanamasından; FABER, doktorlara onun düştüğünden söz etmeyi unutuyor.

FABER, HANNA’dan SABETH’in babası olduğunu öğreniyor (rastlantı!!!) -aslında bunu kendi de tahmin edebilirdi.
Tüm bunları ben-anlatıcının bakış açısından okuyoruz. FABER, yaşanan felaketleri kafasında oturtmaya ve kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. HANNA’yı o zamanlar yarı yolda bıraktığı için, SABETH’in kendi kızı olma ihtimalini göz ardı ettiği için ve onun ölümünden sorumlu olduğu için haklı çıkmaya çalışıyor.

Advertisement

Kitap Hakkında

Oedipus’un selamı var. Zaten kitabın tamamı Yunan mitolojisiyle paralellikler gösteriyor. Fakat tüm sembolleri ve metaforları çözmek için, “antik tanrılar ve dostları” başlıklı bir giriş dersi almak gerekiyor. FABER’in daktilosunun adının Hermes Baby olduğu da gözden kaçmamalı. Hermes tanrıların ulağı, diğer bir görevi de ölüleri Hades’e götürmek. FABER’in romanın sonundaki mide ameliyatından sağ çıkamayacağına ilişkin çok açık bir işaret.

HOMO FABER elbette en karmaşık romanlardan biri değil, ama kitabı bir çırpıda okumak da mümkün değil. Çok fazla katman, sembol, zamanda atlama ve yoruma açık boşluk var.

Yeni başlayanlar için MONTAUK adlı öykü çok uygun: Frisch’in kendisi başkarakter, Long Island’da genç bir kadınla geçirdiği bir haftasonunu anlatıyor. Tabloid gazete etkisi yaratan edebi eser: Öykü yayınlandıktan sonra Frisch ile ikinci karısı boşandı. Karısı, kaçamağının herkes tarafından öğrenilmesinden pek hoşlanmamıştı.

Max Frisch

Yazar Hakkında

Max Frisch neredeyse bütün fotoğraflarında siyah kemik gözlüğü ve piposuyla görünüyor. Frisch’in sert ve biraz da sıkıcı bir görünümü var. Çalışma masasında oturmuş taslaklarını daktilo ederken ki hali kolayca hayal edilebiliyor. Ya da mimarlık bürosunda müstakil ev projeleri çizerkenki hali. Ama onu çekici kadınları baştan çıkarırken düşünmek pek mümkün değil. Ne var ki bunu yaptı. Ve yaşamı boyunca arayış içinde oldu. Hayatın anlamını, doğru kelimeleri ve kendini aradı.

Max Frisch Alman dili ve edebiyatı okumaya başlıyor, okulu yarım bırakıp gazeteci olarak çalışıyor. Henüz 23 yaşındayken ilk romanını, bundan kısa süre sonra da bir sanatçı mı olsam, yoksa normal bir adam mı olsam diye düşünen kararsız bir adamı anlatan öyküsünü yazıyor. Frisch bu kitaptan hiç memnun olmuyor ve yazarlığı bırakmaya karar veriyor. Mimarlık okuyor ve kendi mimarlık bürosunu açıyor. Kısa süre sonra yine yazmaya başlıyor, ama yazarlık ikinci işi gibi ve daha çok tiyatro oyunları yazıyor (örneğin DIE CHINESISCHE MAUER). Böylece, neredeyse iradesi dışında, savaş sonrası Alman edebiyatının en önemli oyun yazarlarından biri oluyor.

Advertisement

1954’te STİLLER başlıklı romanı yayınlanıyor -ilk büyük başarı. Frisch mimarlık bürosunu kapatıp ailesini terk ediyor (karısını defalarca aldattıktan sonra). HOMO FABER’ı ve en önemli tiyatro oyunu olan BIEDERMANN VE KUNDAKÇILAR’ı yazıyor. Ve yazar Ingeborg Bachmann’a âşık oluyor. Bachmann, Frisch’ten başka adamlarla ilişkilerine müsamaha göstermesini bekliyor, ama bu Frisch’e zor geliyor. İlişki uzun sürmüyor. Sonra kendinden neredeyse 30 yaş küçük olan Marianne Oeller ile tanışıyor, kısa süre sonra da onunla evleniyor.

Kadınlar, ilişkiler, seyahatler, yazarlık -Frisch’in yaşamı böyle geçiyor. Yalnızca suç, kimlik, haklılık ve ilişkiler, evlilik, aşk konularını ele alıyor ve eleştirmenler tam da bundan dolayı onu eleştiriyor. Geniş kapsamlı günlüklerinin, eserlerinin önemli bir parçası olması da bu duruma uyuyor.

Ama yine de Max Frisch olmasa, savaş sonrası Alman edebiyatında bir şeyler eksik kalırdı.


Leave A Reply