I. Nikolay (Nikolay Pavloviç) Kimdir? Rusya’yı 30 Yıl Boyunca Yönetmiş Çarın Hayatı

0
Advertisement

Rus Çarı I. Nikolay kimdir? Nikolay Pavloviç asıl adı olan ve 30 yıl boyunca Rusya’nın gelişimini durduran çar ile ilgili bilgiler.

Nikolay I, tam adı Nikolay Pavloviç (d. 6 Temmuz 1796, Tsarskoye Selo [bugün Puşkin], Petersburg yakınları – ö. 2 Mart 1855, Petersburg, Rus Çarlığı), 1825-55 arasında Rus çarı. Klasik otokrat tipinin başlıca temsilcisi ve tutucu politikalarıyla Rusya’nın gelişimini 30 yıl boyunca donduran kişi olarak anılır.

Gençliği ve Eğitimi

Büyük Prens Pavel ile Büyük Prenses Maria’nın oğluydu. Daha birkaç aylıkken II. Yekaterina’nın (Büyük) ölmesi üzerine babası, I. Pavel adıyla tahta çıktı. Nevrotik, zorba bir insan olan Pavel 1801’de sarayda çıkan bir ayaklanmada öldürülünce, Nikolay’ın kendisinden 19 yaş büyük ağabeyi, I. Aleksandr adıyla çar yapıldı.

Nikolay 7 yaşına değin İskoç mürebbiye Jane Lyon tarafından yetiştirildi. Ondan sonra da General Matthevv Lamsdorfftan ders almaya başladı; generalle ilişkisi katı bir askeri disipline ve resmiyete dayanıyordu. Tarih, coğrafya, ahlak felsefesi, hukuk, matematik gibi genel derslerin yanı sıra Nikolay usta bir binici olarak yetişti; İngilizce, Fransızca, Almanca, Yunanca ve Latince öğrendi. Ama onun en sevdiği konu askerlik, gönlünde yatan da iyi bir subay olmaktı. Nikolay ile kardeşi Mihail’in eğitimi, Napolyon Savaşları (1812-15) sırasında kesintiye uğradı. 1814’te iki büyük prensin de orduya girmesine izin verildi. Fiilen çarpışmasalar bile savaş her ikisini de etkiledi; bu arada Avrupa’nın birçok yerini görme olanağı buldular. Nikolay Kasım 1815’te Prusyalı prenses Charlotte’la (Ortodoks olduktan sonra Aleksandra adını aldı) nişanlandı, iki yıl sonra da evlendiler. Bu evlilik, Napoleon’a karşı güç birliği yapmış olan iki hanedan arasındaki siyasal birleşmeyi temsil ediyordu.

Nikolay, yarım kalan eğitimini tamamlamak için Mayıs-Eylül 1816 arasında bütün çarlık topraklarını kapsayan bir geziye çıktı ye 1817 başlarına değin dört ay kadar da İngiltere’de kaldı. Kısa sürede çok fazla yer dolaştığı Rusya gezisi oldukça yüzeyseldi. Gene de, annesinin öğütlerini tutarak Nikolay’ın gezi boyunca duyup gördüğü her şey hakkında aldığı notlar tarihçiler açısından ilginçtir. Büyük prensin gözlemleri nedenlerden çok olguları içeriyor ve Polonyalılarla Yahudilere duyduğu güçlü nefret gibi birçok önyargısını yansıtıyordu. Sonradan böyle hızlı inceleme gezileri Nikolay için neredeyse tutku halini aldı. Evlendikten birkaç ay sonra Nikolay, ordunun istihkâm birliğine genel müfettiş atandı. Daha sonraki yıllarda ikincil önemde başka birçok askeri görev aldı.

Hükümdarlığı

Hiç oğlu olmayan I. Aleksandr’ın beklenmedik ölümü sarayda bunalıma yol açtı. Nikolay’ın öbür ağabeyi Konstantin de halktan biriyle evlenerek taht üzerindeki haklarından feragat etmişti. Aleksandr 1822’de kaleme aldığı bir bildirgede Nikolay’ı vâris göstermişti. Ama gerek bu bildirgenin yayımlanmamış olması, gerekse halkın Konstantin’i desteklemesi yüzünden Nikolay, bir süre beklemeyi yeğledi. Sonunda Konstantin ve yönetimindeki Polonya Krallığı ona bağlılık yemini ederken, Nikolay ve ordusu da Konstantin’e bağlılık yemini ettiler. Bir süre sonra Nikolay, Aleksandr’ın bildirgesini yayımlayarak çar oldu. 26 Aralık 1825’te Petersburg’daki muhafız alayı kendisine bağlılık yemini ederken, Dekabristler adıyla bilinen devrimciler bir ayaklanma başlattı. Ama iyi örgütlenemeyen ayaklanma hemen bastırıldı ve böylece Nikolay’ın çarlığı kesinleşmiş oldu.

Advertisement

Nikolay’ın görüşleri tam anlamıyla kişisel gelişiminin ürünüydü. I. Aleksandr’ın tersine Napoleon Savaşları ve gericilik dönemlerinde yetişmişti. Avrupa, gericiliğinin I. Nikolay ve hükümetince temsil edilen Rusya kanadı, ideolojik ifadesini resmî milliyet öğretisinde buldu.

1833’te çarın eğitim bakanı Kont Sergey Uvarov tarafından resmen ilan edilen resmî milliyet öğretisi üç ilkeye dayanıyordu: Otokrasi, Ortodoksluk ve milliyet. Otokrasi, Rus devletinin vazgeçilmez temeli sayılan çarın mutlak iktidarının kabulü ve sürdürülmesi anlamına geliyordu. Dış politikada bu ilke, Viyana Antlaşması’nın (1845) savunulması biçiminde yansıma buldu. Ortodoksluk resmî kilisenin Rusya’daki önemli rolünü, insan yaşamına ve topluma anlam kazandıran ahlak ile ideallerin kaynağını belirtiyordu.

Milliyet (narodnost) ise, hanedan ile hükümetin güçlü ve sadık destekçisi sayılan Rus halkının özgün karakterini tanımlıyordu. I. Aleksandr değişim düşlerinden hiçbir zaman tümüyle vazgeçmemişken, I. Nikolay anayurdunda var olan düzeni, özellikle otokrasiyi savunmaya kararlıydı. Bu ilkelere dayanan yeni rejim temelde militarist ve bürokrattı.

Çar çevresine o kadar çok asker toplamıştı ki, son yıllarında yakın çevresindeki yardımcıları arasında neredeyse hemen hiç sivil kalmadı. Bütün devlet mekanizmasına, en azından resmî raporlar ve görünüm açısından, doğrudan emir, mutlak itaat ve dakiklik gibi öğelerin öne çıktığı askeri bir ruh egemendi. Ama bu disiplin ve düzgün işleyiş görünümünün ardında yolsuzluk ve karışıklık hüküm sürüyordu.

Nikolay’ın hükümdarlığı sırasında Bakanlar Komitesi, Devlet Konseyi ve Senato’nun önemi azaldı. Bu kurumları tam olarak kullanmayan Nikolay, emrinde ve denetiminde kalarak kendi isteklerini anında uygulayacak özel bürokratik aygıtlar kurdu. Olağan devlet aygıtının dışında geçici komisyonlar oluşturmak sık sık başvurduğu bir yöntemdi. İlke olarak komisyonlar görevlerini gizli yürütüyor, böylece imparatorluğun zaten hantal olan yönetim aygıtını daha da kanşık hale getiriyorlardı. Serflik sorununu çözmek için dokuz ayrı komisyon kurulmuştu.

Çarın otokratik eğilimleri, çeşitli işlevler yüklenen özel bir kalemin kuruluşu ve işleyişinde de ifadesini buldu. Başlangıçta çarın kişisel katılımını gerektiren konularla ilgilenmek ve emirlerinin yerine getirilmesini denetlemek için kurulan kaleme bir süre sonra beş daire eklendi. 1826’da yasama ve yeni kurulan jandarma kuvvetleriyle ilgili ikinci ve üçüncü daireler, 1828’de Ana Çariçe Maria’nın yardım ve eğitim kurumlarını yönetmek için dördüncü daire, 1836’da köylerin durumunu iyileştirmek amacıyla beşinci daire (kısa süre sonra yerini Devlet Toprakları Bakanlığı’na bırakacaktı), 1843’teyse Transkafkasya için bir yönetim planı oluşturmak amacıyla altıncı daire oluşturuldu. Siyasi polis niteliğindeki üçüncü daire, çarın yönetim karşıtı güçlere yönelik başlıca silahı, tebasını denetlemek için temel aracıydı.

Advertisement

Otokrasiyi korumakta kararlı, serfliği kaldırmaktan korkan, her türlü bağımsız girişim ve halk katılımına kuşkuyla bakan I. Nikolay yönetimi, Rusya için çok gerekli olan temel reformları gerçekleştiremedi. Avrupa’daki devrimlerden korkan Nikolay tümüyle gerici politikalara sarıldı. Hükümdarlığının son yıllarında bir zamanlar başarıyla yürüttüğü dış politikası çöktü, bu da tek başına kalmasına ve Kırım Savaşı’nda (1853-56) yenilgiye uğramasına yol açtı. 1848 Devrimleri’nden sonra Doğu ve Orta Avrupa’da fiili hegemonyanın gözüpek savunucusu olan Nikolay, kısmen yanlış hesaplan, katılığı ve pervasızlığı nedeniyle Fransa, İngiltere ve Sardinya gibi devletlerin desteğindeki Osmanlı Devleti’yle savaşta yalnız kaldığını gördü.

Ölümü

Nikolay’ın bazı tarihçilerin öne sürdüğü gibi intihar etmiş olması zayıf bir olasılıksa da, ölüm bu yorgun ve yıpranmış çar için bir kurtuluştu. Şubat 1855 sonlarında yakalandığı soğuk algınlığı zatürreeye dönüştü, kısa bir süre sonra da öldü.


Leave A Reply