İnsan Hayatının Evreleri Nelerdir?

0
Advertisement

İnsan hayatının evreleri nelerdir? İslam dinine göre insan hayatı dört evreye ayrılır. Bu evreler hakkında kısa bilgilerin yer aldığı sayfamız.

İnsan hayatı dört devreye ayrılabilir:

a) Ruhların yaratılması:

‘Ben sizin Rabbiniz değimliyim?’ ilahi hitabından itibaren anne karnındaki cenine yaklaşık dört ay on gün sonra ruh üfleninceye kadar geçen devre. Bu devredeki halini Allah’ın izin verdiği kimselerden başkası hatırlamaz ve bilmez.

b) Dünya hayatı:

Beden, dünya şartlarına uygun bir şekilde yaratılmış ve dünyada ruhun geçici olarak yerleştiği bir mekan olmuştur.

Advertisement

c) Kabir hayatı:

Ölümle’kıyametin kopması arasındaki devredir. Bu hayat, dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında yer alır ve bu hayata berzah hayatı da denir. Kafirlere ve mü’minlerden bazı günahkar olanlara kabir azabı, diğer bir kısım müminlerin nimetlenmesi, Münker ve Nekir meleklerinin kabirde soru sorması Kitap ve Sünnet ile sabittir.

d) Ahiret hayatı:

Yeniden dirilme ile başlayıp sonsuza kadar devam edecek olan hayattır. Ahiret hayatı ise Haşr, Mizan ve Cennet-Cehennem hayatı olmak üzere kendi içerisinde üç evreye ayrılmaktadır.

e) Haşr:

Kıyamet ve diriliş gerçekleştikten sonra, haşr yani büyük toplanmaya sıra gelir. Mahşer kelimesi bu büyük toplanmayı, yerini ve zamanını içine alan daha geniş kapsamlı bir terimdir. Bu büyük toplanmada melekler, cinler, insanlar ve hayvanlar hepsi bir araya gelecektir.

Advertisement

Bu büyük ve dehşetli günde her insan ve insan toplulukları dünya hayatındaki inanç ve yaşam biçimlerine göre karşılık göreceklerdir. Kişi O gün annesinden, babasından, kardeşinden, eşinden ve çocuklarından kaçar.

f) Mizan, Hesap ve Şefaat:

Allahü Teala’nın bildiği ve takdir ettiği şekilde amellerin tartılma-sıdır. İnsanın tüm amelleri küçük-büyük, gizli-açık Yüce Allah tarafından tartılıp adaletli bir şekilde hiçbir haksızlık yapılmadan değerlendirilecek ve böylece kişinin ahiret hayatındaki yeri ve konumu Cennet veya Cehennem olarak belirlenecektir.

Mizan’da başkasının sıkıntısını gidermek veya bulunduğu makamdan daha yüksek konuma geçmek için aracılık yapmak anlamına gelen ‘şefaat’ kavramına da değinmemiz gerekmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v)’e verilen hasletlerden birisi de ‘şefaat makamı’dır. Şefaat haktır ve buna inanan kişi için kurtuluşa vesiledir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnetine tam olarak uyan O (s.a.v)’nun şefaatine layık olur.

Hz. Peygamber (s.a.v)’in şefaati ümmetinde bulunan büyük günahkârlar için olacaktır. Ayrıca resuller, nebiler, veliler, şehitler, alimler de yüce Allah’ın izni ile şefaat hakkına sahip olacaklardır.

Rabbimiz, O (s.a.v)’nun Livaü’l- Hamd sancağının altında toplanmayı ve şefaatına mazhar olmayı bizlere nasip eylesin.


Leave A Reply