İskeleti Olmayan Hayvanlar Hangileridir? Özellikleri ve Şekilleri Nasıldır?

0
Advertisement

Sert iskelet yapısı bulunmayan hayvanlar hangileridir? İskeleti olmayan hayvanların özellikleri nelerdir, vücutları nasıl şekil alır?

Renkli Denizanaları

Renkli Denizanaları

İskeleti Olmayan Hayvanlar Hangileridir?

Bütün canlıların yapıldığı peltemsi maddeye protoplasma denir. Yapısı henüz donmamış bir pelte halindedir. Böyle bir pelteyi kabından dışarı dökecek olursanız düzensiz bir şekilde çöküverir. Bunun gibi protoplasma da her bir hücrenin zarı tarafından çevrilmemiş olsa, büyük hayvanlarda hücreler birbiriyle yapışık olmasa, aralan bağdoku ile doldurulmuş bulunmasa, ya da bir iskelet doku ile desteklenmese, aynı şekilde bir yığın halinde çöküverecekti. Bir filin kemikleri olmasa, hareketten bütünüyle yoksun bir et yığınından başka bir şey olmayacaktı.

Bununla beraber, bir çok hayvanın herhangi bir şekilde, ne iç iskeleti ne dış iskeleti ne de kabuk halinde sert bir iskeleti yoktur. Bunlardan birçoğu, kendilerine destek olan su içinde yaşar. Örneğir, bir denizanasının su yüzeyinde durabilmesi, suda bulunduğu sürede kazandığı yüzme yeteneğindendir. Bu durumda denizanasının protoplasması birçok lifle desteklenmiş olur, ama denizanası kıyıya atılacak olursa, hareketsiz ve yığılmış olarak kalır, çünkü onu destekleyecek bir iskeletten yoksundur. Denizanasının çanında bulunan kas liflerinin uzanıp, kısalmasıyle, çan kısmı kasılıp gerilir ve dışarı fışkırttığı su hayvanın ilerlemesini sağlar.

a) HYDRA hareketsiz; b) Uzunluğuna kas lifleri sağda kısalma; e) Uzunluğuna kas lifleri her yerde kısalmış; d) Çevrel kas lifleri kasılmış.

Bir amib de su içinde yüzer. Protoplasması çok ince bir zarla çevrelenmiştir. Bir amibe mikroskop altında bakacak olursanız, düzensiz bir kitle şeklinde olduğunu görürsünüz. Hareket ettiği zaman, ön tarafa doğru çıkıntılar uzatır ve arkada kalan kısmı ön tarafa doğru sürükleyerek yüzer. Hydra suda yaşayan küçük bir hayvandır. Sert bir iskeleti yoktur. Vücudu, ucunda bir delik (ağız) bulunan içi boş uzun bir torbadan oluşmuştur. Ağız deliğinin etrafında uzantılar bulunmaktadır. Torba, iki çeperden (birer sıra hücre) yapılmış olup, bu iki çeper arasında peltemsi bir madde bulunur. Her çeperin peltemsi maddeye doğru olan yüzeyinin bazı hücreleri, uzun kas lifleri halini almışlardır. Bu lifler uzayıp, kısalarak hayvanın şeklini ve durumunu değiştirirler.

Uzunluğuna olan liflerin bir tarafta kasılması, hayvanın o tarafa doğru kıvrılmasına sebep olur. Uzunluğuna olan liflerin hepsinin kasılması hayvanın kısalmasını sonuçlar. Çevrel lifler kasıldıkları zaman hayvan daha ince ve uzun bir şekil alır.

Solucanlar

Bir yer solucanının da sert bir iskeleti yoktur. Hücreleri, yapıştırıcı bir maddeyle, birbirlerine yapışmış bulunurlar ve iç organları bağdokuyla yerlerinde tutunurlar. Yer solucanlarının vücudu da kapalı bir boş torba halindedir, ancak bu torbanın içinden boydan boya iki ucu delikli düz bir boru (bağırsak) geçmektedir. Hayvanın vücudunun dış çeperi ile bağırsakarası bir sıvıyla doludur. Hayvanın silindirik şeklini korumasını sağlayan, kasların çalışabilmesi ve böylece hayvanı hare,ket ettirebilmesi için direnç sağlayan bu sıvıdır.

Advertisement

Yer solucanında başlıca iki takım kas vardır, derinin altında bulunan dış kas takımı çevrel durumda, bunların iç tarafında bulunan kas takımıysa uzunluğunadır. Çevrel kaslar kasıldığı zaman, uzunluğuna olan kaslar uzar ve böylece hayvan ince uzun bir şekil alır.

Solucanın Yapısı

Solucanın Yapısı

Solucan hareket edeceği zaman, bu işlem ön tarafta başlar ve arkaya doğru yayılır. Arka halkalarda bulunan sert tüyler toprağın içine girerek solucanın arkaya doğru kaymasına engel olur. Ön halkalar öne doğru yeter derecede uzandıkları ve buradaki tüyler sağlam bir dayanak buldukları zaman arka halkalardaki tüyler takıldıkları yeri bırakır ve böylece solucanın arka kısmı öne doğru çekilmiş olur. Genellikle bu iş tamamlanmadan evvel, uzunluğuna kas liflerinin kısalması ve çevrel kas liflerinin gevşemesiyle, solucanın ön kısmı şişman bir durum almaya başlamış bulunur. Bu yüzden solucanın vücudu sırayla, incelip, kalınlaşır.

Kaslarla bağırsak arasındaki sıvıyla dolu olan boşluk, halkalar arasında dikey bölmelerle ayrılmış bulunur. Kaslar çalıştığı zaman sıvıyı iter ve böylece basıncını çoğaltmış olur. Bu basınç artması bölme şiştiği zaman, yanındaki bölmeye yayılır. Bölmeler kastan yapılmış olduklarından, sıvının itmesine karşı koyarlar. Bu yüzden kasların itiş etkisi, aynı zamanda, ancak birkaç halkada görülür.

Denizlerde oyuklar içinde yaşayan, örneğin kum kurdu gibi, kurtlarda vücut boşluğu içindeki sıvı, kurdun kıyılarda çamur ve kumu kolaylıkla delebilmesini sağlaması bakımından önemlidir. Kurdun yuvasını kazması için genellikle iki, üç dakika yettiği halde, bir şırıngayla sıvıdan az bir miktar alındığı zaman, bu süre üç katına yükselir.


Leave A Reply