Karaca Ahmet Kimdir?

0
Advertisement

Karaca Ahmet kimdir? İstanbul’da büyük ve melhur bir mezarlığa ismini vermişolan karaca Ahmet ile ilgili bilgiler.

İstanbul’un hikaye ve romanlara konu olmuş büyük bir mezarlığı vardır: Karaca Ahmet… Birbirinden değerli pek çok mezar taşını bir araya toplayan bu mezarlıkta yazı ve bezeme yönünden Türk sanatının en güzel eserlerine rastlamak her an için mümkündür. Büyük çoğunluğu tarihi birer belge niteliği taşıyan mezar taşları; Selimi, Celâlî, Edhemî, İmâdî, Kallavi, Yusufî, İlmî, Enderunî başlıkları ile tarihî kişileri, meslekleri, kuruluşların sembollerini, nişancılık, kapuçuhadarlığı, çöp eminliği, telhisçilik, silâhşorluk gibi bazı müesseselerin isimlerini göstermektedir.

Sanat yönünden değer taşıyan bir takım mezar taşları Şeyh Hamdullah, Mustafa Rakım, Trabzonlu Ömer Lütfi Efendi gibi devrin ünlü hattatlarının yazılarını, bazı şairlerin şiirlerini ihtiva eder. Bunun yanı sıra Karaca Ahmet mezarlığına önemli fikir ve sanat adamları gömülmüştür. Bunların içinde kimler yoktur ki, Mütercim Asım, Vakanüvis Edip Şair Hayati Üsküdarlı, Hakkı Kâzım Paşa, Şâir Nabi Nabizade Nazım, Şair Nedim, Enderunlu Vasıf, Kayserili Halil Paşa, Siyavuş Paşa…

KİM BU KARACA AHMET?

Akla her zaman gelen bir soru vardır: Üsküdar’da böylesine büyük bir sahaya yayılmış mezarlığa ismini veren Karaca Ahmet kimdir?

Karaca Ahmet’in Horasan erenlerinden olduğu, ilahî bir aşkla hak yoluna düştüğü, at sırtında diyar diyar dolaştığı söylenir. O Moğol akınları sırasında Anadolu’ya gelmiş, Sivrihisar’da Müderris Seyyid Nureddin’den ders almış Hacı Bektaşî Veli ile yakınlık kurmuştur. Nezihe Araz, Hacı Bektaş Velî ile yakınlığına şöyle değinmektedir : «Hacı Bektaş Velî, Karaca Ahmet’i görür görmez tanımış, içini, kalbinin derinliklerinde olanları, ateşini, neşesini görmüştür ki; onun dur-durak bilmeyen sevdalı başına elini koydu ve: «Karacam,» dedi, «Karacam, bir yerde mekanın olsun artık, kırk yerde çırağın yansın.»

Advertisement

Gerçekte Karaca Ahmet’in bir değil, üç değil, tam yedi yerde türbesi vardır. İstanbul’un fethinden yüzyıl önce Sultan Orhan’ın orduyla Üsküdar’a geldiği ve orada öldüğünden söz edilir. Ayrıca; Manisa Horozlu köyde, Akhisar Karaca köyde, Eşme Karaca Ahmet köyünde, Kırşehir ve Afyon’da da türbeleri bulunmaktadır.

Aslında Karaca Ahmet’in pek çok veli gibi nerede doğduğu, nerede öldüğü kesin olarak bilinmez. Bilinen Anadolu mücahit ordusuna dahil ve aynı zamanda kuvvetli bir hekim olduğu ve hasta tedavi usullerini de evlâtlarına bıraktığıdır.

NURBANU SULTAN’IN MEZARLIK YAPTIĞI SAHA :

Üsküdar’daki mezarı birkaç kez harap olmuş, en son olarak da 1863 yılında Matbah Emini Ziya Bey tarafından tamir edilmiştir. Bununla beraber burada yatanın onun torunlarından Ali oğlu Ahmed Dede olduğu da rivayet edilmektedir. Burasının mezarlık haline getirilmesi hicri 900 — 991 yıllarına rastlar. Sultan Üçüncü Murad’ın annesi Sultan İkinci Selim’in eşi Nurbanu Sultan kendi mülkünden 124 dönümlük yeri mezarlık olarak ayırmıştı. Zamanla burası büyümüş, dikilen binlerce servi de buraya uhrevi-mistik bir hava vermiştir.

Eski hüviyeti ile günümüze gelen bu mezarlığın en iyi şekilde korunarak üzerine titrenmesi gerekirken, ne yazık ki, burası da zaman zaman tahribe uğramaktan kurtulamamıştır. Nitekim İstanbul’un işgali yıllarında yabancı askerlerin buradaki ağaçları kestiği, birtakım taşları parçaladığı o günlerin Tasvir-i Efkâr’ında yazılıdır. 1960’lı yıllarda buradan geçen veya genişletilen yollar da pek çok taşı yok ettiği ve Karaca Ahmet mezarlığının atmosferini kısmen de olsa değiştirdiği kaçınılmaz bir gerçektir.

Advertisement


Leave A Reply