Karesioğulları Beyliği Ne Zaman Nerede Kuruldu, Özellikleri Tarihi Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Anadolu Türk beyliklerinden birisi olan ve batı Anadolu’nun kuzey ucunda hüküm sürmüş olan Karesioğulları Beyliğinin özellikleri ve hakkında bilgiler.

Karesioğulları Beyliği

Karesioğulları Beyliği

Karasi Ailesi

Karasi ailesinin kökeni hakkında henüz inandırıcı bir hükme varılamamıştır. Ancak, bazı belgelerdeki eksik ve çelişkili bilgilere dayanmak suretiyle yorumlar yapılabilmiştir. Bu hususta yapılan yorumların en yenisi ve en akla uygun olanı şudur:

1175 yılında Dânişmendliler Devletine son vererek topraklarını Türkiye Selçukluları Devletine katan Sultan II. Kılıç Arslan, Dânişmendliler ailesinden Yağıbasan’ın oğullarını (Muzafferüddîn Mahmûd, Zahîreddîn İlli, Bedrüddîn Yusuf) batı uçlarına yerleştirmiştir. Yağıbasan’ın oğulları, batı uçlarındaki bütün beyler üzerinde hâkimiyet kurarak, kısa bir zaman içinde büyük bir güç hâline gelmişlerdir. Öyle ki, onların etkileri ve güçleri, Selçuklu iktidarını bile belirleyecek bir dereceye ulaşmış bulunuyordu. Nitekim Yağıbasan oğulları, 1205 yılında bu etkilerini ve güçlerini, İstanbul’da sürgünde bulunan I. Gıyâseddîn Keyhüsrev’in lehinde kullanarak, onun tekrar Türkiye Selçukluları tahtına çıkmasını sağladılar. Yaptıkları bu hizmete karşılık da devletin merkezinde önemli görevler ve mevkiler elde ettiler. Fakat Yağıbasan oğulları, görevlerini ve mevkilerini ancak 1211 yılına kadar koruyabildiler. Bu tarihte, Yağıbasan oğullarından Zahîreddîn İlli, Melik İzzeddîn Keykâvus ile Alâeddîn Keykubâd arasındaki taht mücadelesine karışarak bertaraf oldu298. Diğer oğullarının akıbetleri ise belli değildir. Daha doğrusu, Türkiye Selçuklu Devletinin Çöküşüne kadar, Yağıbasan’dan gelen Danişmend oğullarına dair kaynaklarda hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Beyliğin Teşekkülü ve Gelişmesi

Türkiye Selçuklu Devleti, XIV. yüzyılın başlarında tamamen çökerken, Danişmend oğullarından oldukları sanılan Kalem ve oğlu Karasi Beyler, tarih sahnesinde görünerek, Balıkesir ve çevresini fethe başladılar. Kalem ve Karasi299 Beyler, bu bölgeye gelmeden önce, son Selçuklu Sultanı II. Mesud’un “nökeri” (maiyet) idiler.

Öyle anlaşılıyor ki, Selçuklu devlet teşkilâtının dağılması üzerine Kalem ve Karasi Beyler, Sultan II. Mesud’un hizmetinden ayrılıp, batı uçlarının hâkimi olan Germiyânoğullarının yanına gelmişlerdir. Onlar burada, hemen fetih hareketine girişmişlerdir. Muhtemelen Germiyânoğulları ordularının desteği ile Marmara bölgesine giren Kalem ve Karasi Beyler, Bizans’ın içinde bocaladığı perişanlıktan yararlanarak, Balıkesir ve çevresini ele geçirmişlerdir. Kalem ve Karasi Beyler, diğer uç beylerinin yaptığı gibi, fethettikleri bu bölgede, kendi bağımsız idarelerini oluşturmuşlardır. Böylece, XIV. yüzyılın başlarında Karasi Beyliği teşekkül etmiştir.

Advertisement

Balıkesir’i kurdukları beyliğin merkezi yapan Kalem ve Karasi Beyler, diğer Anadolu beyleri gibi Bizans’ın aleyhine topraklarını genişletmeye başladılar. Öte yandan, Batı Anadolu’daki topraklarının tamamen elden çıkmakta olduğunu gören Bizans imparatoru, hemen harekete geçerek, oğlunun komutasında, Anadolu’ya, ücretli “Alan” kuvvetleriyle destekli bir Bizans ordusu gönderdi. Manisa’ya kadar ilerleyen Bizans-Alan ordusu, Gediz nehri kenarında karargâh kurdu. Anadolu yakasına geçtiği yerden itibaren adım adım takip edilmiş olan Bizans-Alan ordusu, burada Türk kuvvetleri tarafından abluka altına alındı. İmparatorun oğlu, Bizans-Alan birliklerini Türklere karşı harekete geçiremedi. Tâ başından beri Bizans-Alan birlikleri arasında sürüp gelen uyumsuzluk, burada ayrılma ile sonuçlandı; Alan kuvvetleri çekip gitti. Destekten mahrum kalan Bizans ordusu da, korku ve panik içinde dağıldı (1302).

Bizans imparatoru, Türk Beyliklerinin yayılmalarına karşı bu defa Sicilya’da bulunan paralı asker Katalanları getirtti. Gemilerle gelip Erdek’te karaya çıkan Katalanlar, burada Karasi direnişini kırarak Alaşehir’e kadar ilerlediler. Fakat bir süre sonra Katalanlar ile Bizans imparatorunun arası açıldı. İmparator, Katalan liderini öldürtünce, bu defa Katalanlar silâhlarını Bizans’a çevirdiler (1306). Bundan sonra Gelibolu yarımadasına gelen Katalan kuvvetleri, Türklerin de desteğini alarak, burada iki sene Bizans imparatorluğu ile mücadele ettiler.

Bizans imparatorunun arka arkaya yaptığı iki teşebbüsün de başarısızlıkla sonuçlanması, Batı Anadolu’da faaliyet gösteren Türk beylerini cesaretlendirdi. Bu arada Kalem ve Karasi Beyler, Bergama, Edremit ve Çanakkale gibi bölgenin en önemli şehirlerini fethederek, Beyliğin sınırlarını denizlere ulaştırdılar.

Yeni ekonomik imkânlar sunan sahalara sahip olmak, konar-göçer bir hayat yaşayan Türkmenlerin daima en büyük arzusu idi. Bundan dolayı fethedilen yerler hemen yeni Türkmen göçleriyle doldurulmaktaydı. Batı Marmara bölgesi de, Kalem ve Karasi Beyler tarafından fethedilince, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden olduğu gibi Trakya üzerinden de buraya yeni Türkmen kitleleri gelip yerleşti. Bunlar, Baba İshak ayaklanmasından sonra (1240) Sinop üzerinden gemilerle Kırım’a gitmiş ve buradan da Moğol istilâsı önünden kaçarak, gelip Dobruca’ya yerleşmiş olan Saru Saltuk’a bağlı Türkmenler idi. Başlarında ise, Saru Saltuk’un halifesi Ece Hâlil bulunuyordu. Ece Hâlil, bir süre Bizans ile mücadele ettikten sonra başında bulunduğu Saru Saltuk Türkmenleriyle birlikte Anadolu yakasına geçerek, Karasi beylerinin arasına katıldı (1310).

Karasi Beyden sonra beyliğin toprakları oğulları Demirhan ve Yahşihan arasında paylaşıldı. Bunlardan Demirhan Balıkesir’den Çanakkale’ye kadar olan yerlere, Yahşihan da Bergama ve çevresine hâkim oldu. Demirhan’ın toprakları Yahşihan’ın topraklarından daha geniş idi.

Demirhan, Saruhan Bey ile birlikte Aydınoğlu Umur Gâzî’nin Rumeli seferine katılarak, onlara donanması ve ordusu ile yardım etti. Yahşihan da Gelibolu yarımadasına bir çıkarma yaptıysa da, başarılı olamayarak geri döndü.

Advertisement

Beyliğin Osmanlılar Tarafından İlhakı

Osmanlı kroniklerinde, 1343 yılından sonra Karasioğullarından Adan ve Dursun adlarında iki kardeşin faaliyetlerinden söz edilmektedir. Açlan adı ile zikredilen şahıs Demirhan olmalıdır. Bu duruma göre, Demirhan ve Yahşihan kardeşler, beyliğin topraklarını kendi aralarında paylaşırken, diğer kardeşleri Dursun Beye bir yer vermemişlerdir. Dursun Bey de Osmanlı Beyliğinin başında bulunan Orhan Beye sığınarak, Demirhan’a karşı mücadeleye geçmiştir. Dursun Beyin teşvikleriyle harekete geçen Orhan Bey, Demirhan’ı Balıkesir’de kuşatarak, teslim almıştır. Orhan Bey, Balıkesir ve çevresini Dursun Beye değil, oğlu Süleyman Paşa’ya vermiştir (1345). Böylece, Karasioğulları Beyliğine ait toprakların büyük kısmının Orhan Bey tarafından ilhak olunmasıyla Hacı İlbeyi, Evrenos, Ece Halil ve Kadı Fazıl gibi Karasi Beyleri Osmanlı Devletinin hizmetine girerek, Rumeli’nin fethinde başlıca rol oynadılar. Osmanhlar, Karasioğulları topraklarının geri kalan kısmını da I. Murad zamanında devletlerine kattılar (1363).


Leave A Reply