Klasik felsefe çağı, Sokrates dönemi ile başlayan felsefenin öncüleri ve felsefeleri nelerdir? Klasik çağ felsefesi hakkında bilgi.
Klasik çağ felsefesi dönemini temsil eden filozoflar sırası ile Sokrates, Platon, Aristotales temsil ederler. Şimdi sırası ile bu üç antik dönem Yunan filozofununa kısa bakalım.
Sokrates
Ünlü düşünür Sokrat dış gerçekle ve doğayla değil, insanla ve ahlak sorunuyla ilgilendi. Sofistlerin göreli gerçekliği yerine Sokrat; mutlak ve akılsal (rasyonel) doğrular bulmaya yöneldi. O’na göre iyilik, kötülük, erdem gibi ahlaksal gerçekler göreli değil, herkes için geçerli doğrulardı.
Her şeyden önce ahlak üzerinde duran ve bu konuda kesin tanımlara ve bilgilere ulaşmaya çalışan Sokrat, ahlaklı olmanın ancak bilgi ile mümkün olabileceğini savunuyordu. Böylece, ahlak felsefesinde ilk bilimsel inceleme çığırım açmış oldu.
Eflatun‘da Felsefi Düşünüş:
Sokrat’ın öğrencisi olan Eflatun (Platon), hocasının öğretisini geliştirip bir düşünce sistemi kurmuştur. Platon‘a göre iki evren vardır. Biri içinde yaşadığımız nesneler dünyası, öteki ise asıl varlık evreni idea’lar evrenidir. Nesneler evrenini duyularımızla, idealar evrenini ise aklımızla kavrarız. Duyularımızla algıladıklarımız, idealar evreninin bir gölgesi, bir kopyasıdır. Doğada gördüğümüz bir taş parçası, gerçek bir taş değildir. Gerçek taş ideasının bir gölgesidir. Bu nedenle duyusal olan her şey, gerçeklikten yoksundur. Asıl gerçekler ancak “akıl gözü” ile bilinir ve kavranırlar.
Aristo Felsefesi:
Aristo, başlangıçta hocası Eflatun’dan etkilenmişse de sonra onun birçok görüşüne karşı çıkmıştır. Aristo‘ya göre idealar, Eflatun’un ileri sürdüğü gibi nesnelerin dışında; zaman ve uzayın ötesinde değildir. Tam tersine varlıkların içinde bulunan; onlara “içkin” olan “öz“lerdir. Özsüz biçim ve biçimsiz öz olmayacağına göre idea nesnenin dışında olamaz.
Aristo, “Gerçekten var olan nedir?” sorusuna “Şu görmüş olduğumuz tek tek nesnelerdir; şu insan, şu ağaç, şu masa., dır. Görmediğimiz idealar değildir.” karşılığını verir.
Aristo, asıl varlıklara “cevher“, “töz” adını verir. “Töz“ü idea anlamında kullanır. Aristo’ya göre bir şeyin oluşumunu sağlayan dört etmen vardır:
1. Madde
2. Biçim
3. Hareket
4. Amaç
Örneğin bir masanın maddesi ağaç ya da herhangi bir madendir. Masanın bir biçimi, formu vardır. Bir de masayı yapan birisi vardır. Bu da masanın failidir. Masanın niçin yapıldığı sorusu da amaç nedenini verir. Duruma göre son üç neden (madde – biçim -fail) “form” adı altında birleştirilir
Böylece bir varlığın madde ve biçim gibi iki nedenden oluştuğu anlaşılır. Madde belirsiz, biçim ise belirli tarafı gösterir. Bir varlığın maddesi, biçim kazanmadıkça varlığa gelemez ve akıl ile kavranamaz. Aristo’ya göre bilmenin amacı tekil olandır, bireysel olandır. Ama tekil ya da bireysel olana da genel olandan gidilir.
İdealizm
Var olan her şeyi düşünceye bağlayan; düşünceden türeten; düşünce dışında nesnel gerçeğin olmadığını söyleyen, maddesel gerçeği kabul etmeyen felsefe öğretilerine idealizm denir. İdealizm, şu üç ana düşünceyle belirlenmiştir:
- Nesneleri yaratan düşüncedir.
- Maddeyi yaratan ruhtur.
- Düşüncenin dışında ve ötesinde nesnel bir dünya yoktur.
idealizm, maddecilik ve gerçekliğin karşıtıdır.