Max Ophüls Kimdir?

0
Advertisement

Max Ophüls kimdir? Max Ophüls hayatı, biyografisi, eserleri, filmleri ve sinema kariyeri hakkında bilgi.

Max OphülsMax Ophüls; (6.5.1902- 26.3.1957)

Ophüls, ticaretle uğraşan Yahudi bir ailenin oğlu olarak Maximilian Oppenheimer adıyla Saarbrücken’de dünyaya geldi. Aralarında Wiener Burgtheater’dekiler de olmak üzere, 1923’te ilk defa sahne yapıtlarının yönetmenliğini üstleninceye kadar, tiyatro oyunculuğu yaptı. Ophüls 20’li yılların sonunda Rus film yapımcısı Anatole Litvak’ın asistanı ve diyalog yönetmeni olarak Berlin’de sinema dünyasına adım attı.

1932/33: İlk Başarıları Oppenheimer, Bedrich Smetana’nın operasından beyazperdeye uyarladığı Die verkaufte Braul (Satılmış Nişanlı, 1932) adlı ilk filmiyle hemen dikkatleri çekebildi. Ertesi yıl, Arthur Schnitzler’den sinemaya uyarladığı Liebelei (Flört) ile iddialı bir yönetmen olduğunu kanıtladı. Yapıtlarının çoğunda olduğu gibi, burada da konu Viyana’da geçer. Aşkı gürültülü patırtılı bir oyun olarak ele alan Oppenheimer, Schnitzler örneğindeki sosyal eleştiriyi arka plana iterek, kendisi için çok tipik olan, aşk nereye kadar gerçekleştirilebilir sorusuna eğildi.

1933’ten Sonra: Stilini Mükemmelleştirmesi Oppenheimer Yahudi asıllı olduğu için Üçüncü Reich Al-manyası’nda takibata uğradı. 1933’te Almanya’yı terk etti ve Paris’e göç ederek adını Ophüls olarak değiştirdi. 1938’de de Fransız uyruğuna alındı. Ophüls 1940’a kadar Fransa, italya ve Hollanda’da toplam olarak on tane uzun metrajlı film çevirdi. Bunların içinde en çok tanınan 1934’te tamamlanan La signora di tutli (Herkesin Divası) adlı filmidir. Tanınmış bir sinema yıldızı, intihara teşebbüs ettikten sonra, yapayalnız ölmeden önce, hayatını bir daha gözünün önünden geçirir. Bu yapıtta Ophüls stilinin biçimsel özellikleri ilk defa tam anlamıyla ortaya çıkmaktadır. Olayın dramatik yönü uzun, karmaşık ama aynı zamanda akıcı kamera hareketleriyle olduğu kadar, araya konan müzikle de vurgulanır. Bunların yanı sıra uzak geçmişe geri dönüşler, hedef gözetilerek yapılan ışık ve gölge düzenlemeleri ve itinalı dekorlar yer almaktadır.

1940: Engellerle Dolu Hollywood Fransa Alman ordu birlikleri tarafından kısmen işgal edilince, Ophüls 1940 yılında ailesiyle birlikte İsviçre’ye kaçtı. Mülteci statüsü tartışmalara açık olduğu için Ophüls bu memleketten sınırdışı edildi ve ABD’ye göçmen olarak gitti. Ne var ki ilk yıllarda sinemada iş alamadı. Ancak 1946’da, Ophuls’ün Liebelei (Flört) adlı filminden etkilenmiş olan yönetmen Preston Sturges’ın kendisine arka çıkmasıyla, Hollywood’da ilk film projesini alabildi. Sturges ile fikir ayrılığına düşünce Ophüls bu projeyi iade etmek zorunda bırakıldı. İki yıl sonra da Letter from an Unknown Woman (Meçhul Bir Kadından Mektup) adlı aşk trajedisini çevirdi. Bu filmde, aradan birkaç yıl geçtikten sonra, çocuğunun babası tarafından hatırlanmayan bir kadının yaşamla ilgili hayalleri yıkılıyor. Ophüls 1949’da “Kara Dizi” filmleri stilinde The Recktess Moment (Fedakâr Anne) adlı filmi çevirdi. Bu film, bir şantaj olayının içine çekilen bir kadını konu edinen, kriminal bir melodramdır. Kızının âşığını öldürdüğünden emin olan anne, cesedi yok eder, kendisini görenler tarafından şantajla karşı karşıya bırakılır ama sonunda suçlu adama âşık olur.

Advertisement

1949’dan Sonra: Fransa’da Sinemacılığın Doruğuna Çıkması Ophüls fiyaskoyla biten bir film projesinden sonra Fransa’ya dönüp başyapıtlarının çoğuna burada imza attı. Yeniden Arthur Schnitzler’in bir yapıtından sinemaya uyarladığı La Ronde (Aşk Zinciri, 1950) ile bir başlangıç yaptı. Neşeli, romantik bir aşk filmi olan bu yapıtı, ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle, önceleri birkaç ülkede sansüre uğradı. Ophüls, aşkın varyasyonları çevresindeki sahnelerden ibaret olan filmin ana motifini yapı, biçim ve içerikle ustaca kaynaştırır. Kişiler birbirlerine rastlarlar, ayrılırlar ve yeniden bir araya gelirler. Çok sayıda yönetmen sonraları metinlerinde ya da motiflerinin tümünde Ophüls’ün stilini benimsedi. Örneğin Fransız yönetmen Robert Bresson’un L’Argent (Para, 1982/83) ve Otar losseliani’nin Die Günstlinge des Mondes (Ayın Gözdeleri, 1984) filmlerinde yaptıkları gibi. Ophüls’ün son filmi Lola Monlez (1955), sirkte teşhir edilip para karşılığında skandallarla dolu hayatını anlatan gizemli bir dansözün öyküsünü konu alır. Ophüls bu yapıtında döneminin teknik olanaklarından oyun oynarcasına bir rahatlıkla, tümüyle yararlandı. Örneğin, bazı sekanslarda çok rafine bakış açılarıyla optik olarak küçülttüğü Cinemascope geniş ekranı uyguladı. Estetik açıdan son derece iddialı olan bu çalışma ticari bir fiyasko oldu. Bunun neticesi olarak, yıllarca filmin, 40 dakika kadar kısaltılmış ve kronolojisi değiştirilmiş “seyirciye uygun” olarak hazırlanmış kopyaları kullanıldı. Film tamamlandıktan iki yıl sonra Ophüls Hamburg’ta geçirdiği bir enfarktüs sonunda hayata veda etti.


Leave A Reply