Orhan Veli Kanık Kimdir? Ünlü Şairin Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği

0
Advertisement

Orhan Veli Kanık kimdir ve ne yapmıştır? Orhan Veli Kanık hayatı, biyografisi, eserleri, şiirleri ve edebi kişiliği hakkında bilgi.

Orhan Veli Kanık

Orhan Veli Kanık Kimdir?

Orhan Veli Kanık; şair ve yazardır (İstanbul 1914 – ay. y. 1950).

Ankara’da Gazi Lisesi’ni bitirdi (1932), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki felsefe öğrenimini yarıda bıraktı (1935). Ankara’da memurluk (1936-1942) savaş dönemi yedek subay askerliği (Gelibolu 1942-1945), Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda (1945-1947) çalışması izledi. Yaprak dergisini çıkarmaya başladı (1 Ocak 1949-15 Haziran 1950). İşaretlenmemiş bir yol çukuruna düşüp yaralanmasına neden olan kaza sonunda beyin kanaması geçirdi, bir süre sonra öldü. 1936-1941 arasındaki (Varlık, Aralık 1936-15 Nisan 1940, 38 şiir, bazıları Mehmet Ali Sel imzalı) ilk şiirlerinde aşklarla mutsuz, yalnız, düş kurucu, çocukluk cennetini arayan, çeşitli özlemlerle dirliksiz, ülküsel sevgiliyi beklerken umutsuz, doğa sevgisinde, kaçış düşüncelerinde sıkıntılar, duyumsuzluklar içindedir.

Yapıca dikkatli, biçimi sağlam, saf şiir, ararken hece geleneğine yaslanan çalışma ürünleridir bunlar (ölümünün yarattığı ilgi genişliği yüzünden hepsi derlenerek ‘Bütün Şiirleri’ arasına konacaktır). Bu arada alışılmıştan kurtulma ve yeniliğe ulaşma dileğiyle sürekli denemeler içindedir. Böylece ayak bağı olduğuna inandıracak kadar kötü kullanıldığını gördüğü ölçüyle uyağı atarak “şairane” diye nitelenen tutumdan kurtularak, Söz oyunlarının tekrarlarından sıyrılarak, duygudan çok akla seslenen, yığınların da sesi ve sözcüsü olacak değişik bir şiire yönelir.

İlk kitap Garip’te (1941) 24 şiiri varsa da yanı sıra Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’inkiler de yer alır (1932’de 2. bas. yalnızca O. Veli’nin 32 şiiri). Bu aşamada Orhan Veli bilinen güzellikle anlayışım, eski şiir toplamından gelen beğeni ilkelerini atmak kararında gözükür. Bu dönemde Orhan Veli; yapmacıktan kurtulma, halk beğenisinin saf görünümlerini değerlendirme, şiirde bütün kayıtlardan uzaklaşma, yaşama hakkının ve yaşam mutluluğunu konu edinme, toplum baskısından doğa yasalarının doğruluğuna sığınma… niyetleriyle şiirini değiştirdi: Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949). İçten bir duyarlık taşıyan ölçüye değilse de uyaklar gücüne yaslanan, halk söyleşisindeki ortaklardan yararlanan, kısa, özlü, çoğu anlamlı bir öyküyü de birlikte taşıyan süssüz ve yalın, özgün örnekler. Deneme ve makale türündeki ürünleri (Nesir Yazıları, 1953; Denize Doğru, 1970). La Fontaine’den 49 fablı, Nasrettin Hoca’nın 72 fırkanın koşukla yeniden dile getirdi, Fransızcadan 12 kitap çevirisi yaptı.

Advertisement

Orhan Veli Kanık

Kanık’ın Şiir Görüşü

Orhan Veli Kanık, artık pek tanınmış olan şiir tarzını yeni şiirlerle geliştiriyordu. Ona göre, şiirde güzellik gaye olmaktan çıkmıştı; gerçeği, olduğu gibi, yalnız şiire öz bir biçim düzeni içinde vermek gerekiyordu. Üstelik, şairane olmamak üzere, her şey şiire konu olabilirdi. «Yazık oldu Süleyman Efendiye» (Kitâbe-i Seng-i Mezar), «Vesikalı Yârim» gibi şiirleri bu görüşünün güzel örnekleridir.

Orhan Veli Kanık, beklenmeyen bir yaşta, içki yüzünden, bir akşam birdenbire komaya girerek öldü.

Çok iyi yürekli, gayet zeki, az konuşan, zaman zaman çok neşeli, nükteci, alaycı bir insandı. Ankara’dayken «Yaprak» adında tek yaprak bir dergiyi de çıkarmıştı.

Kaynak 2

Orhan Veli Kanık

Çağdaş şairlerimizdendir. 1914’te İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da, Ankara’da tamamladıktan sonra bir süre İstanbul Üniversitesi’nde okudu. Millî Eğitim Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulundu. Şiirleri yanında çeviri işleriyle de uğraştı. Ömrünün son yıllarında yeni şiir, edebiyat akımlarını tanıtmak, yaymak amacıyla Yaprak adlı bir dergi çıkardı. 1950’de İstanbul’da öldü.

İlk şiirlerini 1936 yıllarında yayımlamaya başlayan Orhan Veli Kanık bunlarda o zamana kadar alışılmış biçim, tür, konulardan ayrılıyor, bütün bu yönlerden şiire yeni bir hava getirmeye çalışıyordu. Özellikle konularda çok değişik, hiç alışılmamış alanlara yönelmesi ilk zamanlar yadırgandı. Bununla birlikte, o, arkadaşları Oktay Rifat, Melih Cevdet’le birlikte bu yolda direndi, kısa zamanda yeni şiir anlayışını geniş yığınlara benimsetti.

Advertisement

Çok söylenmiş kalıplardan, yıpranmış hayallerden uzak, duru, yapmacıksız bir dille meydana getirdiği şiirlere insanların gündelik yaşamlarını soktu; dizeleri söz oyunlarından, şairanelikten kurtardı. Bu bakımdan Orhan Veli Kanık’ın Türk şiirinin yenileşmesinde büyük, önemli bir katkısı olmuştur. Daha sonra halk şiirinin havasından da yararlanan şair Nasrettin Hoca hikâyelerini günlük konuşmamıza yakın bir rahatlıkla manzumelere aktardı.

Orhan Veli Kanık’ın başlıca kitapları şunlardır: Garip (Oktay Rifat Horozcu, Melih Cevdet Anday‘la birlikte); Vazgeçemediğim; Destan Gibi; Yenisi; Karşı (şiir kitapları); La Fontaine’in Masalları; Nasrettin Hoca Hikâyeleri. Ölümünden sonra şiirlerinin tümü bir araya getirilerek Bütün Şiirleri adı altında yayınlanmıştır.

KAYIP

Eşi dostu gelip bir gün Hoca’ya
—İşte, zevzeklik bu ya— demişler:
«Karın aklını kaybetti!»
Birdenbire değişmiş Hoca’nın vaziyeti.

Başlamış düşünmeye derin derin.
Zaten bu haberi getirenlerin
Maksadı da Hoca’nın halini seyretmekmiş.

İçlerinden biri, kolundan çekmiş,
Demiş ki: «Hoca’m, ne düşünüyorsun?»

Hoca hoşluk etmeden nasıl dursun?

Nasıl tahammül etsin böyle bir zevzekliğe?
— «Bu haberiniz,» demiş, «beni meraka soktu.
Bizim karının aklı öteden beri yoktu;

Düşünüyorum, acep nesi kayboldu diye.»

(Orhan Veli Kanık, 70 Hikâye)


Yorum yapılmamış

Leave A Reply