Neo Rasyonalizm Nedir? Neo Rasyonalist Mimari Özellikleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Neo-Rasyonalizm nedir? Neo-Rasyonalist mimari nedir, özellikleri, tarihçesi, gelişimi ve örnekleri nelerdir, hakkında bilgi.

Neorasyonalizm

Kaynak: commons.wikimedia.org

Neorasyonalizm

Çıktığı yerde la Tendenza olarak bilinen İtalyan akım, aynı anda hem yeni hem de geçmişin şekilleri, formları ve kent planlarına duyarlı bir yapım yöntemi geliştirdi. Modernizm ve postmodernizmin çığırtkanlığına karşı aklın sesini önerdiği için İtalya dışında neorasyonalizm adıyla anılır oldu.

20. yüzyılın sonlarına ait birçok önemli mimarlık fikri, 1920’lerden 1960’lara kadar mimarlığa hükmeden modernizmi aşmanın yollarını bulan mimarları temsil eder. Oyunbazlığı, Las Vegas’ın ticari kültürünü yüceltmesi ve hesapsız tarihsel göndermeleriyle postmodernizm, güzergâhlardan biriydi. Ancak bazıları için favasıyla arsız, fazlasıyla tüketimciydi. İster ayrıntılarda özensiz gökdelenler ister aşırı gösterişli sinemalar ister plastik dükkân cepheleri biçiminde olsun, bu arsız tüketimcilik birçok kent merkezini açıkça istila etmekteydi.

Şehir ve hafıza

Bu arka planda bir grup mimar, özellikle İtalya’da, şehirlere ve kentsel formlara farklı bir gözle bakmaya başladı. Mimarlar ve planlamacılar, modernistlerin yaptığı gibi silbaştan yepyeni ideal şehirler yaratma arzusuna kapılmak yerine, eski şehirlere bir şeyler öğrenebilecekleri ilgi çekici yerler olarak baktı. Şehirler bellek depolarıydı, toplumun nasıl evrildiğine dair önemli dersler barındırıyordu. Bir şehri -binalarının, parsellerinin, yapı adalarının, sokaklarının, meydanları ve genel planının zaman içinde nasıl değiştiğini- incelemek bize geçmişe dair birçok şey anlatır ve şimdiyi aydınlatmamıza yardım eder.

İtalyan mimarlar, kuramcılar ve tarihçiler şehrin tarihi ve biçimiyle ilgili bu tip fikirlere kayıtsız kalmadı. Bina restorasyon projelerinden, kent tarihçisi Leonardo Benevolo’nun ufuk açıcı müthiş yapıtı Storia della citta (Şehrin Tarihi) gibi kitaplara kadar çok çeşitli faaliyet alanlarında eserler verdiler. Neorasyonalist akımın kurucusu Aldo Rossi de bir yazardı, 1966 tarihli Şehrin Mimarisi adlı kitabı da bu konulara değiniyordu.

Yeni ve eski

Neorasyonalistler tarihsel farkındalığa, şehrin şekli veya morfolojisinin incelenmesine ve güncel ihtiyaçlara geçmiş mirasın ışığında yanıt vermeye dayanan bir arka planda çalıştı. Dolayısıyla Avrupa’nın büyük şehirlerinde duyarlı ama aynı zamanda yaratıcı binalar inşa etmek ve modernizmin, tüketim toplumunun arsız değerlerinin veya Doğu Avrupa’nın komünist ülkelerinin çoğunlukla incelikten yoksun tasarımının hükümranlığından kaçınmak istiyorlardı. Yeni binalar ama geçmişe bilinçli bir duyarlılık gösteren yapılar inşa etmeyi arzu ediyorlardı.

Advertisement

Hareket en güçlü, İtalya’da, mimarların büyüleyici tarihi şehirlerden dersler çıkarma olanağı bulduğu ülkede ortaya çıktı. Rossi’yi Giorgio de Chirico’nun resimleri; güçlü, eğik ışığın dingin kent meydanları ve sokaklarının detayları üzerinde oynaşarak arkatları, kuleleri, anıtları ve heykelleri ortaya çıkardığı, unutulmaz, gerçeküstü tablolar da kışkırtmıştı. Modena’daki mezarlık binasında da görüldüğü üzere Rossi’nin eserleri, iki yanı kemerli “sokaklar”, üzerinde kare açıklıklardan bir örüntü bulunan soluk kırmızı duvarlı bir kemiklik ve dingin, açık mekânlarla benzer bir atmosfer uyandırır.

Neorasyonalizm

Bu binaların saf formlarında ve anıtsal niteliğinde, 18. yüzyıl Akıl Çağı’nın büyük Fransız ustaları Boullee ve Ledoux’nun inşa edilmemiş muazzam projelerini anımsatan bir şey vardır. Fransız mimarların büyük soyut formları -Boullee’nin Isaac Newton anısına 152 metre çapında bir küre anıt yapma planı mesela- benzer bir niteliğe sahiptir ve bu her bir mimarın çizimlerinde açığa çıkar. Rossi’nin mezarlık projesinin havadan perspektifi Boullee’nin eserlerini akla getiren uzun, koyu gölgeler yayan binalar gösterir.

Neorasyonalizm İtalya’da başladı, Rossi’nin yazıları ve bir diğer İtalyan mimar Giorgio Grassi’nin La costruzione logica deli’architettura adlı kitabı öncülük etti. Rossi’nin Milano’nun Gallaratese semtindeki konut planı ve Cenova’da yıkılan Teatro Carlo Felice’nin rekonstrüksiyonu gibi eserlerde meyvesini verdi.

İtalya’nın ötesi

Ne var ki hareketin etkisini taşıyan birçok bina İtalya dışında tasarlanmış, arketip şekiller ve garip, baştan çıkarıcı açıklıklarla benzer biçimde oynayarak adeta geçmiş binaların hayaletlerini hortlatmış, aynı zamanda içeride ilginç ve farklı bir şey olduğu izlenimi yaratmıştır.

Portekizli mimar Alvaro Siza’nın bazı binaları bu türdendir. Örneğin, Santiago de Compostela’daki Galiçya Çağdaş Sanat Merkezi; kocaman, görünüşü yalın bir form, ana kütleden kesilen dramatik yatay “dilimlerle” ziyaretçileri içeri davet eder gibidir.

Advertisement

Bu fikirlerin etkisine kapılan en başarılı mimarlardan biri Mario Botta’dır. İsviçreli mimarın güçlü ve çağrışımlı formlarla karakterize olan çok çeşitli binaları vardır. Fransa’da H. E. Ciriani, Paris yakınındaki Marne-la-Val-lee’de bir konut kompleksinde neorasyonalizm etkisini yansıtır. Almanya’da Mathias Ungers ve J. P. Kleihues İtalyan neorasyonalistlere benzer şekilde çalışarak tarihsel kent merkezlerinde duyarlı yeni binalar tasarlamışlardır.

Batı Avrupa’da birçok şehir bu mimarların, yeni binaların durmadan değişen kentsel karışıma taze şeyler katarak eskilerinin yanında pekâlâ durabileceğini bize hatırlatan, kentsel tasarım ve form konusundaki duyarlı yaklaşımından yararlanmaktadır.

Binadan Ürüne

Neorasyonalist binaların klasik geometrisi, binalardan çok daha küçük formlara da uygulanabilir. Hareketin bazı mimarları ürün tasarımında da faaliyet göstermiştir. Mesela Aldo Rossi, Alessi için birkaç tasarım yapmıştır – La Cupola adlı ilginç espresso pişirici bunlardan biridir.

Tepesinde yarımküre şeklinde, kubbe benzeri bir kapak bulunan basit, parlak bir metal silindir biçimindedir. Mario Botta’nın yine Alessi için tasarlanmış sürahisinin de benzer bir silindir formu vardır ama tepesi tıpkı binalarından birinin çatısında olduğu gibi dik bir açıyla kesilmiştir.


Leave A Reply