Psikolojinin Yöntem ve Teknikleri

0
Advertisement

Psikolojinin yöntem ve teknikleri nelerdir? Psikoloji biliminin kullandığı yöntemler ve açıklamaları, hakkında bilgi.

Psikolojinin Yöntem ve Teknikleri

PSİKOLOJİ’NİN YÖNTEMLERİ:

■ a) Doğal halde gözlem:

Bir organizmanın, içinde bulunduğu fiziksel koşulları ve organizmanın davranışlarını olaya karışmadan incelemektir. Örneğin, okul bahçesinde oynayan çocukların gözlenmesi.

■ b) İç gözlem:

(İntrospeksiyon) Psikoloji’de, düşünmek, kıskanmak, ümitlenmek, sevinmek gibi psikolojik olaylar her zaman dış gözlemle incelenemezler. Gerçi duyuş ve düşünüşler belli ölçüde bedene yansır. Ancak, insan istediği zaman bunları geniş ölçüde gizleyebilir. Ayrıca belli belirtiler her zaman aynı olayı yansıtmayabilir. Örneğin, insan korkudan da, öfkedenden de, soğuktan da titreyebilir. Bu nedenlerle “iç gözlem”, incelenen kişiye psikolojik durumu hakkında soru sorma yoluyla uygulanan bir yöntemdir.

■ c) Deney:

Bir varsayımı gerçeklemek için, olayın koşullarında değişiklik yaparak olayı incelemektir. Deneylerde çeşitli faktörlerden yalnız birisi değiştirilir, diğerleri sabit tutulursa, buna “deneysel kontrol” denir. Deneysel kontrolda; Şartlarında değişiklik yapılan gruba “deney grubu”, şartlan sabit tutulan gruba ise “kontrol grubu” denir. Bizim değiştirdiğimiz faktöre “bağımsız değişken”, bağımsız değişkenin etkisiyle ortaya çıkan değişikliğe de “bağımlı değişken” adı verilir.

■ d) Klinik yöntemler:

Amacı teşhis ve tedavi olan yöntemlerdir. Bunlar: Kişinin şikayetlerini dinleme “görüşme (mülakat)”; kişi hakkında geçmişi ve çevresi ile ilgili olarak başkalarından bilgi toplama “vak’a incelemesi”, kişinin çeşitli yeteneklerini saptamak için “test”, bunların yanında hipnoz, serbest çağrışım, rüya psikanalizi gibi yöntemlerdir.

Advertisement

Hipnoz (uyutum), bir uyutucunun, deneğin dikkatinin tümünü sınırlı bir uyaran üzerinde toplayarak bilincini uyuşturması ve deneği kendi istenci (iradesi) altına almaya dayanan bir yöntemdir. Hipnoz sırasında deneğin ya da hastanın bilinç altındaki çatışma ve kompleksleri kavranılmaya ve çözülmeye çalışılır. Hipnoz sırasında deneğin bilinç altına, telkinle, uyanınca belirli şeyleri, belirli biçimde yapabileceği de aşılanabilir. Örneğin, deneklere hipnoz edilmiş oldukları sırada; sigaradan iç bulantısı duyacakları, alkolden tiksinecekleri ya da çalıştıkları konu üzerinde daha dikkatle duracakları telkin edilmiştir. Telkinin etkisi bir süre devam etmiş, ancak denekler genellikle niçin bu davranışları yaptıklarını bilememişlerdir. Hipnoz, herkese uygulanamayıp, ancak telkine yatkın ve istekli kişilere uygulanabildiği ve tedavi kalıcı olmadığı için, günümüzde kullanım alanı gittikçe daralan bir yöntemdir.

Rüya psikanalizi:

Psikanaliz ekolu, rüyaların yorumlarına, akıl hastalıklarının bilinç altı nedenlerini bulmak ve dolayısıyla tedavi etmek bakımından büyük önem vermiştir. Rüya da uyku yaşantımızda değerler ve anlamlarla doludur. Rüya psikolojik bir olay olduğuna göre, açıklanması da psikolojik özellikte olmalıdır.

Psikanalistlere göre rüya, insanda bilinmeyen eğilimleri ortaya çıkaran ve uykuyu koruyan bir araçtır. Bu bakımdan, rüyanın incelenmesi bilinç altının incelenmesinde en iyi araçlardan biridir. Onlara göre, uyanıklık halinde toplumsal baskı ve engellere tabi olan istencimiz bilinç altının olduğu gibi ortaya çıkmasına sansür mekanizmasıyle engel olur. Uyku sırasında ise istenç (irade) baskı görevini yapamaz ve sansür kısmen ya da tamamen ortadan kalkar. Rüyada gördüğümüz hayaller sansürden kaçan veya bilinç altının doğrudan doğruya gönderdiği hayallerdir. Bilinç altını dolduran kompleksler, itiraf edilemeyen ve boşalma fırsatı arayan istekler kendilerini ortaya koymak isterler; çoğu kez de değişmiş olarak, çeşitli sembolik biçimlerle bilince çıkarlar. Öyle ise, akıl hastalıklarını önlemek ya da tedavi etmek için rüyaların gerçek anlamlarını anlayıp ona göre yorumlamak gerekir. Bu konuda Freud, yeni bir anahtar bulmuş değildir. Rüyaların incelenmesine psikanalitik yöntemi uygulamıştır. Bunun için rüyanın yorumunda, kişi önce “serbest çağrışıma” tabi tutularak bu sayede rüya sembolizmi yorumlanır.

Serbest çağrışım, verilen bir sözcüğün ya da sembolün neyi hatırlattığı sorusuna, kişinin aklına geleni söylemesine dayanan bir yöntemdir. Freud, rüyaların psikanalizinde serbest çağrışım yöntemini kullanmıştır. Bu uygulamada denek ya da hasta serbest çağrışımla rüyanın çeşitli elemanlarının çağırdığı fikirleri ve olayları serbestçe hatırlar. Rüyanın bütün elemanları aydınlanınca, anlamlı bir bütün ortaya çıkar ve gerçek elde edilir. Freud’a göre rüyada cinsel olmayan semboller çok azdır. Bunun için genellikle cinsel semboller üzerinde durulur. Örneğin, düz duvarlar insanların, balkonlu evler ise kadınları temsil eder. Doğum, daima suya girmek, sudan çıkmakla ölüm ise, trenle seyahat, yıkık köprü v.s. simgelenir. Şemsiye, şapka baston, saz, ağaç, ok, kalem, kravat, tabanca gibi nesneler erkeklik organmı; mağara, vazo, fırın, çekmece gözü, oda, cep, çanta, soba, göz, ağız kadınlık organını anlatır. Cinsel ilişki ise, telefon etmek, otomobil kullanmak, dans etmek, piyano çalmak gibi sembollerle ortaya çıkar.

e) Psikodrama:

Tiyatronun, psikiyatride (psikolojik tedavi) bir tedavi yöntemi olarak kullanılmasına dayanan yoldur. Moreno (20.yy) tarafından ileri sürülmüş ve uygulanmış bu psikanaliz yönteminde, hastalara kompleksleriyle ilgili dramlar oynattırılarak içlerini dökmeleri ve böylelikle komplekslerinden kurtulmaları sağlanır. Psikodrama, zaman içinde geliştirilmiş, endüstri psikolojisine uygulanmış, işçilerin sorunlarını ele alan “sosyodrama” ve pandomima biçiminde oynattırılarak satıcılara satış yöntemlerini öğreten “mimodrama” gibi biçimleri de ortaya çıkmıştır.

■ f) Testler:

Test, kısaca “bir deneme aracı-lığıyle bir ölçmede bulunma “anlamına gelir. Psikolojik testler 19.yy. sonuna doğru “kişisel farklar psikolojisi”nin bünyesinden doğmuştur. 1890’da Cattel’in, kişinin tepki zamanı, acıya karşı duyarlık gibi konulara uyguladığı “mental test”ini; 1905’te de Alfred Binet’nin Dr.Simon’la birlikte hazırladıkları “zeka testi” ilk test örnekleridir.

Advertisement

Günümüzde testler, genellikle; kişiliğin bilinçsel (cognitive) yönlerini inceleyen (zeka, bilgi, özel yetenekler…) “başarı testleri”; kişinin ilgi, karakter, duygusal yaşam gibi yönlerini inceleyen “kişilik testleri” olmak üzere ikiye ayrılır.

Bir testin, ölçmek istediği şeyi ölçebilme özelliğine “geçerlik”, değişik uygulamalarda doğru sonuç verebilme özelliğine de “güvenirlilik” denir. Bir test oluşturulduğu toplumun kültüründen etkilendiğinden, bir başka toplumda uygulanırken geçerlik ve güvenirlilik özelliği azalabilir. Bu nedenle testler farklı toplumlarda uygulanırken, bulunduğu kültüre uygun hale getirilmeye çalışır.

■ d) İstatistik yöntemler:

Ölçme yoluyla elde edilen verilerin, gruplama, merkezi yığışma ve dağılım ölçüleriyle değerlendirilmesidir. Değerlendirmelerin daha somut gösterimi için grafikler yapılır. Şimdi bu yöntem içinde geçen kavramları gözden geçirelim.


1. Gruplama:

Ölçme, gözlem veya deneyle elde edilen bilgilerin sayısal olarak anlatımım sağlar. Ancak, ölçme sonucu elde edilen veriler çoğu kez dağınıktır. Bu düzensiz yığını yorumlamak için ilk işlemler, puanların büyükten küçüğe doğru (tersi de olabilir) sıralanması, gruplanması, çetelenmesi ve frekans dağılımının saptanmasıdır. Örneğin, 24 kişilik bir grupta belli bir testten:

10,35,70, 72,90,40,75,70,60,20,80,30,15, 25, 90, 66, 78, 60, 66, 55, 60, 60, 45, 100 puan alınmış olsun. İlk iş bunları büyükten küçüğe doğru sıralamaktır (tersi de olabilir.) Buna “dağılış tablosu” denir.

100 72 60 35
90 70 60 30
90 70 60 25
80 66 55 20
78 66 45 15
75 60 40 10

Dağılış tablosu, dağılımı kabaca göstermektedir. Ayrıca en düşük ve en yüksek değerler kolayca görülmektedir. Bu tablo her alınan puandan, çetele tutma ile, kaçar tane alındığını gösteren “frekans dağılımı” tablosuna dönüştürülebilir. Ancak “gruplanmış frekans dağılımı” tablosu yorumlamaya daha elverişli olduğu için, frekans dağılımı yerine, gruplanmış frekans dağılımı kullanılır. Gruplanmış frekans dağılımı tablosu için şu işlemler yapılır:

■ a) Gruplamada basamak sayısı, 10 ile 20 arasında, belirlenir. (Diyelim ki bu örnekte 10 alınsın)

■ b) Uç değerler farkı (Ranj) bulunur. (Yukarıdaki örnekte (100-10=90)

■ c) Uç değerler farkı, basamak sayısına bölünerek, her aralıktaki puvan sayısı bulunur. Örnekte, Ranj “90”, basamak sayısı “10” olduğuna göre bu değer 90:10=9 olur.

■ d) Başaklar arasında girişim olmaması için, örneğe göre başaklar: 9-17, 18-26, 27-35 …. biçiminde oluşturulur.

Buna göre örnek aldığımız grubun, gruplanmış frekans dağılımı tablosu da aşağıdaki gibi ortaya çıkar. Çeteleye bakınca dağılımın şekli görülür.

Advertisement
91-100 I 1
81-90 II 2
72-80 IIII 4
63-71 IIII 4
54-62 IIIII 5
45-53 I 1
36-44 I 1
27-35 II 2
18-26 II 2
9-17 II 2
2. Merkeze Yığışma Ölçüleri:

Bu ölçüler grubun aldığı puanların merkezini gösteren ve tek bir değerle gösterilebilen ölçülerdir. Belli başlıları, mod, medyan (ortanca) ve aritmetik ortalamadır.

Mod: (Tepe değer, tepe noktası) Bir dağılımda en fazla tekrarlanan, başka bir deyişle frekansı en yüksek puvandır. Örneğe ait “dağılış tablosu”nda görülebileceği gibi mod=60’tır.

Medyan: (Ortanca) Bir dağılımın ortasındaki puandır. Örnek aldığımız 24 kişilik grupta:

Medyan = 24 (Kişi sayısı)/ 2 =12 dir. Buna göre 12. puan olan “60” grubun medyanıdır.

Aritmetik Ortalama: Bir dizideki puanlar toplamının, kişi sayısına bölünmesiyle elde edilen değerdir. Aldığımız örnekte, puanlar toplamı 1372 ve kişi sayısı 24 olduğuna göre, 1372 : 24 = 57 aritmetik ortalama bulunur.

3. Dağılım Ölçüleri:

Dağılım ölçüleri, dizi içindeki değerlerin merkezi ölçüler etrafındaki dağılış derecesini verirler. Merkezi yığışma ölçüleri dağılımın özelliğini tam vermediğinden, değerlendirme ve iki grubun karşılaştırılmasında “dağılım ölçüleri” yeğlenir. Örneğin iki grubun aritmetik ortalamaları aynı olabilir ama bu puanların dağılımı hakkında bilgi vermez. Halbuki dağılım ölçüleriyle dağılım hakkında bilgi edinilebilir.

Puanlar merkezi ölçüler etrafında toplan-mışsa, dağılım ölçüsü küçük olur, bu grubun homojen olduğunu gösterir. Puanlar merkezi ölçüler etrafında toplanmamışsa, dağılım ölçüsü büyük olur, bu da grubun heterojen olduğunu gösterir.

Ranj: (Dağılım genişliği de denir) En büyük puan, ile en düşük puan arasındaki farktır. Örnek aldığımız grup için bu değer: 100 -10 = 90 dır.

Ranj,

► serinin hangi puanlar arasında olduğunu verir,
► kolay hesaplanan bir dağılım ölçüsüdür.
► grup puanların karşılaştırılmasında işe yarar.
► kesin, güvenilir bir ölçü değildir.

Standart Kayma: En güvenilir ölçü olduğu için çok kullanılır. Hesaplamak için:

Advertisement

Standart Kayma Formülü

Σ f (x²) = Puanların aritmetik ortalamadan farklarının kareleri toplamı

N = Kişi sayısı

δ = Standart kayma

İki grup karşılaştırıldığında, aritmetik ortalaması yüksek ve standart kayması küçük olan grup, diğerine göre daha başarılı ve aynı zamanda daha homojendir.

4. Korelasyon:

(Karşılıklı bağlılık) Psikolojide, iki değişkenden birindeki değişikliğin ötekinde de gerçekleşmesine “korelasyon” denir. İki değişken arasında, örneğin sinirlilikle zeka düzeyi, içekapalılıkla sanatçılık arasında, bir bağlılık bulunup, bulunmadığı bu teknikle araştırılır. İki değişken arasındaki ilişki miktarını gösteren sayıya “korelasyon katsayısı” adı verilir. Korelasyon katsayısı, (sıfır başlangıç alınarak) -1 ile +1 arasında değerler alır. Değişkenler doğru orantılı olarak artıp, azalıyorsa korelasyon pozitiftir ve +0,60, +0,30, -1… biçiminde gösterilir. Değişkenler ters orantılı olarak artıp, azalıyorsa korelasyon negatiftir ve -0,60, -,30, -1 … biçiminde gösterilir. İki değişken arasında hiç bir ilişki yoksa, korelasyon sıfır (0) olarak gösterilir. 0,80 ve 0,90 yüksek, 0,40 ve 0,60 arası orta, 0,20 ve 0,30 arası ise düşük korelasyon olarak kabul edilir.

Bu korelasyon katsayılarının negatif olarak verilen değerleri için de aynı değerlendirme geçerlidir.

5. Grafikle gösterme:

İstatistik verilerin kolay anlaşılır ve somut biçimde gösterilmesini sağlar. En çok kullanılanları histogram (sütun grafiği) ve frekans poligonudur. Histogramı çizmek için, grafiğin yatay çizgisine, frekans dağılımındaki gruplanmış. puanların birinci dizisindeki sayılar eşit aralıklarla yazılır. Dikey çizgiye ise gruplanmış puanlarda bulunan en yüksek frekans sayısına göre eşit aralıklarla frekans değerleri yazılır.

Grafikle Gösterme

Frekans poligonunu çizmek için, yine yatay çizgiye puanlar, dikey çizgiye ise frekanslar yazılır. Yatay çizgiye yazılacak puanlar her gruplanmış puanın orta noktasıdır. Frekans poligonunun frekanslarını göstermek için, her grubun orta noktasından bir çizgiyi frekans sayısına ait çizgiyle kesiştirir, buraya bir nokta koyarız. İşaretlediğimiz noktaları birer doğru parçası ile birleştirip frekans poligonunu elde ederiz. Örnek aldığımız grubun frekans poligonu aşağıdaki gibi olur.

Frekans Poligonu

Advertisement


Leave A Reply