Türkan Saylan Kimdir? Zincirleri Kıran Eğitim Öncüsünün Hayatı Başarıları

0
Advertisement

Türkan Saylan Kimdir ve ne yapmıştır? Türkan Saylan’ın hayatı, eğitim ve bilim için yaptıkları ve başarıları nelerdir? Türkan Saylan hakkında bilgi.

Türkan Saylan (1935-2009)

Sen, sevgili kızım; Artık ‘Neden kız doğmuşum?’ demeyi bırak ve olabileceğinin en iyisi olmaya hedeflen. Ailen seni iyiye, daha iyi bir yaşama yönlendirememişse, ananın yazgısı senin yazgın gibi yorumlanmışsa, karşına bir yönder olarak kesinlikle bir öğretmenin, çağdaş, yol gösterici, ufuk açıcı bir büyüğün çıkacaktır.

Türkan Saylan

Onu yüreğinle ve aklınla dinle. İşte o, senin koşullarında iken kabuğunu bir şekilde kıran ve sonra da sizlerin yolunu açmayı öz görev bilen bir benzerinizdir. O bunu yapabilmiş, zincirlerini kırabilmişse; sevgili kızlar ne yapıp ne edip okumaksınız. Önce siz buna karar verin sonra bu hedef için savaşmaya başlayın. Bu yolu hazırlayınca neye yetenek ve olanağınız olduğunu araştırın.”

Zincirlerin kırılması gerekiyor. Okumak gerekiyor. Daha umutlu yarınları ancak eğitim ve aydınlanma ile sağlayabiliriz. Türkan Saylanın genç kızlar için yazdığı ve cenazesinde okunan bu mektup da, tüm kadınlara ve özellikle genç kızlara yol gösterici niteliktedir. Birileri zincirlerini kırdı, Sen de kırabilirsin! Sen bir çıkmazın içinde olduğunu düşünüyorsun, ancak senden önce bu çıkmazlar belki de daha zorluydu, engelleri aşan kadınlardan biri de sen olabilirsin, yarınların umudu olabilirsin! Türkan Saylan, toplum dışına itilen, hor görülen kim varsa hiç düşünmeden elini uzatan büyük yürekli bir insandı. Cüzamlının, şiddet gören kadının, cahilin yol göstericisi oldu. Sokak çocuklarının da, okumaya hevesli genç kızların da elinden tutmaya çalıştı. Peki, yüreği sevgiyle dolu, bu büyük insan, Türkan Saylan kimdi?

Hayat Hikayesi

İsviçreli Lilimina Reimann ve Fasih Bey fırtınalı bir aşkın ardından 1934’te evlenirler. İlk çocukları Türkan’a hamile kalınca güzel ve alımlı Lili Hanım Müslüman olur ve Leyla adını alır. 13 Aralık 1935’te Türkan doğar. Baba Fasih Galip Bey köprü inşaatıyla uğraşan bir müteahhittir. Orta halli bir ailede büyür Türkan Saylan. Savaş sonrasının ekonomik sıkıntılarını da o dönemdeki tüm aileler gibi yaşarlar. Leyla Hanım’ın ilk evladının ardından dört evladı daha olur. Disiplinli, otoriter bir o kadar da bakımlı bir kadındır, çocuklarını da sıkı bir disiplinle yetiştirmeye çakşır. Çocukların en büyüğü Türkan, küçük yaşlarda kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenir, onlarla ilgilenir, oyunlar oynar. Genç kızlığa adım attığı ilk yıllarda iyi bir eğitim alıp, doktor olmaya karar verir, doğuştan özgür ruhludur. Oysa annesi münasip bir eşle evlenmesinden yanadır, babası ise, başka bir eğitim almasından yana.

Advertisement

Kandilli İlkokulunda, ardından da Kandilli Kız Lisesinde öğrenim görür. 1963’te ise İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirir. O dönemde Bakırköy Akıl Hastanesi’nde gördüğü içler acısı manzara onu derinden sarsar. Cüzamlı hastalar, bakımsız ve sağlıksızdır. Kimse onlarla yeterince ilgilenme gereğini duymamıştır. Tanık olduğu bu üzücü durumun ardından uzmanlık alanını deri ve zührevi hastalıklar olarak belirler. Cüzamla ilgili hemen her kitabı okur, tedavi yöntemlerini öğrenir. Ardından SSK Nişantaşı Hastanesi’nde Deri ve Zührevi Hastalıklar dalında uzmanlığını tamamlar. Türkiyede bu alanda uzmanlaşan bir avuç kadından birisi olmuştur.

1968de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda Başasistan olur. 1971 de ise İngiliz Kültür Heyeti’nin bursuyla ileri eğitim alır, bir yıl sonra Doçent olur. Fransa ve İngiltere’de çalışır. 1977de ise, Profesör olacaktır. Bu arada 1957de dokuz yıl sürecek bir evliliğe imza atar, ilk çocuğu Çağlayan ardından Çınar dünyaya gelir.

Cüzamla Savaş Derneği

1982den 2001 yılına kadar kariyerine İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı ve aynı fakültede Lepra (Cüzam) Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğünü de ekler. İsminin Türk basınında yer alması da yine o dönemde gerçekleşir. 1976 yılında Cüzamla Savaş Derneği’ni kurar. Bu oluşumun ardından çalışma arkadaşlarıyla birlikte Anadolu’yu karış karış gezerek cüzamlı hastaları bekler ve onlar için gezeldi tedavi, eğitim ve meslek edindirme gibi olanakları sağlamaya çakşır, hayata devam edebilecekleri insani koşulları oluşturmak için mücadele verir. Bunun için maddi destek bulmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye gayret ederler. Büyük ve zorlu mücadelelerin sonunda cüzam ülkemizde kontrol altına aknır.

Saylan 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütünün cüzamla ilgili danışmanlığını da üstlenir. 1986 yılında cüzamla ilgili çabalarından dolayı Hindistan’da Uluslararası Gandhi Ödülü’nü alır. Bu hastalıkla savaşırken, aynı yıl Meme Kanseri’ne yakalanır. Tedavilerin ardından, ilk kanser hastalığını yener.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

1989 yılında ise, yıllardır adından sıkça söz ettiren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin (ÇYDD) kurucusu ve Genel Başkanı olur. Bu girişimden sonra, zührevi hastalıklara karşı verdiği savaşa, eğitim alanını da ekler. Çağdaş, Atatürkçü çocuklar yetişmesi için Anadoluda okula gidemeyen, maddi durumu ya da ailevi sebepleri nedeniyle okuma şansı bulamayan çocuklara umut olur dernek. ÇYDD, günümüzde yüksek öğrenim, ilk ve orta öğrenim gençlerine on altı bini aşkın burs vermekte, kırsal kesimde okuma şansı az olan yoksul kızların beş binine eğitim desteği sağlamaktadır.

Advertisement

Türkan Saylan, yılmadan usanmadan çalışmaya devam eder. 1990’da İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kuruluşunda görev alır, Kadın Sağlığı derslerini düzenler. Dermotoloji Kliniği’nde 2002 yılına kadar öğretim üyeliği yapar. Lepra’nın yanı sıra Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasına da öncülük eder. Öğretim Üyeleri Derneği’nin kurucuları arasında yer alır. 1995’te ise, Kandilli Kız Lisesi Eğitim Vakfı’nın kurulmasında rol oynar. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 2000 yılında Sosyal Hizmeder Danışma Kurulu Üyeliğine seçilir. 2001’de ise, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından YÖK üyeliği kendisine verilir. 2003’te Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunda yer alır. Ayrıca İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu’nun da üyesi olur.

Bitmez tükenmez bir enerjiyle güzel vatanı ve çok sevdiği halkının yanında olmaya çakşır. Okula gidemeyen gençler ve özellikle kız çocukları için büyük çabalar harcar. Bir süre Türkiye’nin gündeminde yer alan Cumhuriyet Mitingleri’nde aktif rol oynar. Hayatı boyunca tıbbi makaleler yayınlamayı ihmal etmez. Dört yüzün üzerinde tıbbi, sosyal ve siyasal makaleleri çeşitli dergi, gazetelerde yayınlanır.

Türkan Saylan

Kanserle Savaşı

Türkan Saylan, henüz genç bir kadınken geçirdiği belkemiği tüberkülozu, ardından meme kanseri ve son olarak 2002’de yakalandığı karaciğer kanserine rağmen, bir gün bile kendisine üzülmeden, acılarını hiçe sayarak, Türkiye’nin güzel insanları için çalıştı. Annesinin kim olduğunun ırkçı bir üslupla yüzüne vurulmasından siyasi aktivistliğine, Hıristiyan iddialarından misyoner olduğuna kadar varan pek çok iftira ve hakarete rağmen, kendisini savunmasını, dimdik ayakta kalmasını bilmiş, Türkiye’nin yetiştirdiği ender kadınlardan bir tanesidir.

Eğitim ve sağlık hizmetlerine gönül vermiş, çağdaş kadının yolunu çizebilmesinin önemini kavramış değerlerdendir. Türkan Saylan doktorluk ve iyilikseverliğiyle İtalya’nın Florence Nightingale’i, okuma aşkıyla ve yenilikçiliğiyle İngiltere’nin Ada Lovelace‘ı, özgür ve doğruları söyleyen yüreğiyle Amerika’nın Sojourner Truth’u, eğitim sevdası ile ise, Çin’in Chien Shiung Wu’sundan bir parçadır.

18 Mayıs 2009’da kanser nedeniyle hayatını kaybettiğinde, ardında tüm sevdiklerini, ama özellikle ona minnettar binlerce öğrenci, veli, hasta ve hasta yakınını bıraktı. İstanbul ve İstanbul dışından gelen on binlerce insan O’nu cenazesinde yalnız bırakmadı, son görevlerini yapmak için hazır bulundular. Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü İstanbul Üniversitesi, Üstün Hizmet Ödülü Yıldız Tektik Üniversitesi, Onur Ödülü Maltepe Üniversitesi, Örnek Kıdemli Vatandaş Ödülü Hacettepe Üniversitesi, Fahri Doktora ise Boğaziçi Üniversitesi tarafından Türkan Saylan’a verilen ödüllerden yalnızca birkaçıdır.

Kitapları

Türkan Saylan bunun yanı sıra, Yer Gök Dört Duvar, Çağdaşlaşma Yolunda, 100 Soruda Sivil Toplum, Cumhuriyet’in Bireyi Olmak, At Kız, Hekimler İçin Deri ve Zührevi Hastalıklar El Kitabı, Geçmişten Geleceğe Radyo Cumhuriyet’te Çağdaş İnsan Söyleşileri, Güneş Umuttan Şimdi Doğar adlı kitapların da sahibidir.


Leave A Reply