Örnek Kent Ankara

0
Advertisement

Cumhuriyetin ilanından sonra başkent Ankara’nın gelişmesi, örnek kent haline gelmesi için yapılan çalışmalar hakkında bilgi.

Örnek Kent Ankara

Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte, başta devletin başkenti Ankara olmak üzere, Anadolu kentleri yeniden inşa edilmeye başlandı. Bu dönemde yapılan yatırım ve imar faaliyetleriyle Ankara modern bir kente dönüştürülmüştür. Kamu kurum ve tesislerinin yanında sosyal yaşam mekânları da planlanmıştır. Bu gibi çalışmalar başkent ile sınırlı kalmamış, tüm Anadolu kentlerine yayılmıştır. Cumhuriyet Döneminde Anadolu şehirlerinde planlı bir biçimde gerçekleştirilen imar faaliyetleri, Türkiye’nin hem kentsel hem de toplumsal açıdan çağdaş ve Batılı bir ülkeye dönüştürülmesinde öncü rol oynamıştır.

M. Kemal, Ankara’nın cumhuriyete yakışır bir şehir olması İçin çaba harcamıştır. Ankara’da fakülteler, üniversiteler kurmuş, şehrin planlı gelişmesi için yarışma düzenlemiştir. 1928 yılında düzenlenen yarışmada, Alman Mimar Hermann Jansen (Herman Yansen) başarılı olmuştur. Ankara’nın, gelecek 50 yılı düşünülerek 300 bin nüfuslu şehir planı yapan Hermann Jansen Ankara’yı yeşilliklerle kaplı bahçe şehir olarak planlamıştır.

Atatürk, yalnız kendi halkının Kurtuluş Savaşı’nı yürütüp modern Türkiye’yi kuran devlet adamı ve reformcu değildi.

Kurtuluş Savaşı veren birçok devletin kendine örnek aldığı öncüydü. Reformlarıyla bir ulusun yeniden doğuşunu sağladı ve insan haklarına saygılı, yeni, bağımsız ve barışsever bir devlet kurdu.

Advertisement

Atatürk’ün 1920 yılında Anadolu’nun bir taşra kasabasını ülkesine başkent yapmasının yanı sıra bunu nasıl gerçekleştirdiği de bende hayranlık uyandırdı. Ankara’da Kemal Atatürk’ün izinin olmadığı hiçbir şey yoktur.

1936’nın bir kasım sabahı İstanbul’dan yola çıkarak Ankara’ya doğru yola koyuldum. Anadolu Ekspresi’nde uyandım. Sabah güneşi, zaman zaman küçük köylerin ortaya çıktığı, Anadolu’daki yüksek ovaların sonsuz boşluğunda aydınlanıyordu. Birdenbire birkaç kilometre içinde görüntü değişti, steplerin kahverengisine hakim olduğu manzara yeşillendi. Sağda meyve ağaçlan, solda demir yolu, tarım arazileri, büyük bir mandıra… Ankara’dan önceki son durak olan Gazi Çiftliği’ne geldik.

Gazi Çiftliği, savaştan galip çıkan gazinin çiftliği, kentin sakinleri için bir dinlenme yeriydi. Böylece Ankara’ya vardım. Daha ilk girişte yeşillikler içinde, tenis kortlarıyla çevrili hipodromu gördüm. Arka planda zıtlık oluşturan iki tepeye yaslanmış Ankara’yı gördüm. Dağların eteklerinden, güneydoğu ovalarını sınırlayan tepelere kadar, yeni kurulan şehir uzanıyordu. Tren istasyonundan çıkıp tepelere doğru, geniş ağaçlıklı bir yolu geçip modern stadyumun önünden ve Gençlik Parkı’nın kenarından geçip başkentin eski merkezine doğru gittim. Sol tarafta cumhuriyetin beşiği Eski Meclis Binas\, onun karşısında 20’li yıllarda yapılmış olan yeni başkentin gözde oteli Ankara Palas göründü. Cadde, kentin o zaman “Taşhan” adını taşıyan merkezindeki meydanda bitti.

Taşhan Meydanı’nın yakınında, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yapılmış olan binalar bulvara sıralanmıştı. Sümerbank, Etibank, Merkez Bankası vb. İlk ikisi özellikle söz edilmeyi hak ediyor. Her iki kurum da Türk endüstrisinin temel taşlarıdır. Bu kurumların isimleri, devleti kuran kişinin tarih bilincini ortaya koyuyordu. O sıralar Ulus Meydanı olarak isminin değiştirildiği ve Atatürk’ün ata binmiş heykelinin bulunduğu yerde alışveriş merkezi vardı.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara’da Atatürk tarafından düşünülmüş olan sosyal bilimler fakültesidir. Hemen üstündeki tepede Numune Hastanesi vardı. Atatürk tarafından, 20’li yıllarda başkentin kuzeyinde yeniden canlandırılan Ziraat Fakültesi bu iki yerden daha eskiydi.

Bulvardan oldukça uzaklaşarak ağaçların yeni dikilmiş olduğu, villaların bulunduğu sokaklara açılan Yenişehir’e geldim. O sıralar yapılmakta olan yeni meclis binasının önünden geçen yol, diplomatların oturduğu semte çıkıyordu. Bulvar, kıvrılarak yumuşak dönemeçlerle Cumhurbaşkanı’nın ikametgâhına Çankaya’ya çıkıyordu. Burada bütün kent ayaklar altında. Bu yüksek yerde Kemal Atatürk kendisine ödev edindiği genç ve dinamik bir devleti yaratmak için yeterli zamanı buldu.

Advertisement

(Dr. Kurt Laqueur, 1936, Ankara, Kemal Atatürk’ün Kenti)


Leave A Reply