Ortadoğu Neresidir? Ortadoğu Tarihçesi Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Ortadoğu neresidir? Ortadoğu’nun önemi, özellikleri, tarihçesi, coğrafyası, iklimi, tarihi hakkında bilgi.

orta-dogu

Ortadoğu; Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları Orta Doğuda birleşir. Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinleri bu bölgede ortaya çıkmıştır. Binlerce yıl boyunca Orta Doğu, ticaret adamları için bir kesişme noktası olmuştur. Ayrıca çok büyük savaşlara da sahne olmuştur.

Orta Doğu tüm Arap Yarımadası, Mısır, İsrail, İran, Irak, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Türkiye’yi içine alır. Bu bölgenin Orta Doğu olarak adlandırılmasının nedeni, Avrupalılar için Uzak Doğu yolunun ortasında bulunmasıdır. Asyalılar aynı bölgeye Batı Asya adını verirler.

Coğrafi şekiller ve iklim

Bölge çeşitliliklerle doludur. Büyük kum çölleri, ayrıca dünyanın büyük nehirlerinden üçü olan Nil, Dicle ve Fırat bu bölgededir. Bazıları karlarla kaplı olağanüstü sıradağlar ve geniş düzlükler vardır, iklim sıcak ve kuraktır, ancak Akdeniz’e yakın yükseltilere kar da yağabilir ve çöller geceleri çok soğuk olur. Arabistan’da sıcaklık 50°C’ye kadar çıkabilir ve insanlar kendilerini yakıcı güneşten korumak için bol kıyafetler giyerler. Bazı bölgelere yıllarca yağmur yağmaz, ancak yağdığında da nehirler taşar ve kurak vadilerden akmaya başlar.

Advertisement

İnsanlar ve kaynaklar

Orta Doğudaki en kalabalık halk Araplardır ve Arapça en yaygın dildir. Ayrıca İranlılar, Türkler, Kürtler ve diğer küçük gruplar vardır. Çoğu kişi şehir ve kasabalarda yaşar. Bazıları göçebedir. Göçebeler besledikleri koyun, keçi gibi hayvanlarla sürekli yer değiştirirler.

Orta Doğunun başlıca doğal kaynağı zengin petrol ve doğal gaz yataklarıdır. Bu petrolün denizaşırı ülkelere satılması, bazı ülke ve insanlarına zenginlik getirmiştir. Tarım da önemlidir. Pamuk, tütün ve hurma, portakal, üzüm ve zeytin gibi meyveler yetiştirilir. Mısır, Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilerden vergi alarak oldukça iyi bir gelir elde eder.

Orta Doğu tarihi

Orta Doğu tarihte oldukça önemli bir rol oynamıştır. Tarım ve şehir kültürünün doğuş yeridir. Yazı burada geliştirilmiş ve Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinleri burada ortaya çıkmıştır.

En eski uygarlık MÖ 5000’de Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan Mezopotamya (şimdiki Irak) bölgesinde ortaya çıkmıştır. Sümerler burada kanal ve şehirler yapmış, çivi yazısı adı verilen yazıyı bulmuşlardır. MÖ 3000’le birlikte Nil Nehri’nin kıyılarında büyük Mısır uygarlığının da temelleri atılmıştır.

Advertisement

Akdeniz’in doğu sınırında yaşayan Museviler (İbraniler) tek tanrılı bir dine inanıyorlardı. Yaklaşık 2000 yıl kadar önce Isa Tanrı’nın oğlu olduğunu öne sürmüştür. Havarileri Hristiyan öğretilerini uzak topraklara da yaymışlardır. Daha sonra bir Arap olan Muhammet yeni bir dinin temellerini atmıştır (islam). MS 750’den sonra Müslümanlar büyük bir imparatorluk kurarak Arap uygarlığını Hindistan’dan ispanya’ya kadar yaymışlardır.

Osmanlı İmparatorluğu

Arap imparatorluğunun büyük kısmını bir başka güçlü islam devleti olan Osmanlı Türkleri ele geçirmiştir. Osmanlı imparatorluğu 16 ve 17. yy.da en parlak devirlerini yaşamıştır, ancak 19, yy.da çöküşe geçmiş ve Arabistan gibi Arapların yaşadığı bazı bölgeler bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Irak gibi diğer ülkeler II, Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Avrupa’dan yönetilmiştir,

Roma zamanlarında Museviler kendi bölgelerinden çıkarılarak Avrupa ve Orta Doğuya dağılmışlardır, 20, yy.da Avrupalı politikacıların da destekleriyle Musevilerin çoğu atalarının yaşadıkları bölgelere geri dönmüşlerdir, Bazıları da Nazi katliamından kaçmak için bu bölgelere göç etmişlerdir,

İsrail ve petrol

1984’te Birleşmiş Milletler, Musevilerin bir ülke kurmalarına izin vermiştir (İsrail), Ancak Araplar, Filistin adı verilen yerde zaten uzun süredir yaşamaktadırlar, Bu nedenle çıkan savaşta özellikle Mısır, Suriye ve Ürdün gibi ülkeler Filistin’in yanında yer almıştır, İsrailliler, ABD’nin para ve silah desteğiyle Arapları üç kez yenmiş (1948-1949,1967 ve 1973) ve daha çok Arap toprağını ele geçirmişlerdir,

Bugün Avrupalılar Orta Doğudan çıkmış ve harita bugün bildiğimiz ülkelere bölünmüştür. Ancak Filistinli Arapların kendilerine ait bir ülkeleri yoktur. Genelde açlık ve yokluk içinde sığınmacı olarak yaşamaktadırlar. Lübnan ve Suriye’deki örgütler İsrail’e saldırmaya devam etmektedirler. Sadece 1990’larda Yaser Arafat’ın liderlik ettiği Filistinliler hükümette söz hakkına sahip olabilmiştir.

Petrol bulunması bazı Arap ülkelerini oldukça zengin bir duruma getirmiştir. Müslümanlarca kutsal kabul edilen Mekke ve Medine şehirlerinin koruyucusu Suudi Arabistan dünyadaki en zengin ülkelerden biridir. Iraklı diktatör Saddam Hüseyin petrolden elde edilen geliri İran (1980 – 1988) ve Kuveyt (1990-1991) gibi ülkelere karşı açtığı savaşlarda kullanmak için silah almakta kullanmıştır. 2003’te ABD ve ingiltere’nin kitle imha silahı bulundurduğu iddiasıyla Irak’ı işgal ederek neden oldukları kaos ortamı, sanılanın aksine 2006 Aralık ayında Saddam’ın idam edilmesiyle bile çözüme kavuşmamıştır,


Leave A Reply