Dilin Görevi ve Önemi Nedir?

0
Advertisement

Dil nedir? Nitelikleri ve önemi ile ilgili yazı. Dilin önemi ile ilgili yazı.

Dil - KonuşmaSöz, fikirle sıkı bir surette bağlıdır. Dili icat eden zeka olmakla beraber zekanın ilerlemesine sebep olan da dildir. İşaret ve dil olmasa, düşünmek çok güç ve az olur, hatta birçok şeyler düşünülemezdi.

Dil bilginlerinin incelemelerine göre dil, ayrı ayrı kelimeler üzerine değil, cümleler üzerine kurulmuştur. Nasıl ki ilkel insanların seslenme, bağırma yolundaki konuşmalarında her ses bir cümle mânasını taşır, çocuklar da böyledir. Onlar da bir tek kelime ile bir cümle söylemek isterler.

Ayrı ayrı kişilerde olduğu gibi milletler için de dilin ilerlemesi, fikrin ilerleyişiyle beraberdir. Dildeki zenginlik, fikirlerdeki varlığın belirtisidir. Öğrenim görmüş bir adam, binlerce kelime kullandığı halde hiç okumamış olanlar, ancak birkaç yüz kelime içinde konuşurlar. Körler, sağırlar ve dilsizler birtakım işaretler kullanmaya başlamadıkça, zihince ilerleme gösteremezler. Kelimesizlik, fikirsizliğin sebebi veyahut neticesidir.

Bir dilin gramerini ve sözdizimini incelemekle o dili söyleyenlerin mantık, uslamlama ve karakterleri hakkında bir fikir edinmek kabildir. İnsanların zekâsı, duygu yetenekleri ve alışkanlıkları arasındaki ayrılıkları dillerinin dizi şekilleri az çok anlatabiliyor. Örneğin bizim «nasılsınız? İyi misiniz?» şeklindeki hal hatır sormamızı, Fransızlar «nasıl gidiyorsunuz», İngilizler «nasıl işliyorsunuz?» şeklinde ifade ederler ki bu değişiklik, bir alışkanlık farkı gösterir.

Meslek ve sanatın bile dilde izleri görülür. Uzun müddet ordu içinde yaşayan subayların özel meclislerde ve aile içinde dahi komuta verir gibi bir dil kullandıklarına rasgelmez miyiz?

Advertisement

Ne kadar zengin olursa olsun bir dil, bütün fikirleri büsbütün meydana koymak için yetmiyor. Herkes için ortak sandığımız kelimelerin ve cümlelerin ayrı ayrı insanlar için ne kadar değişik mânalar anlattığını düşünürsek, bu hali takdir ederiz. Bazı defa kelime ve cümlelere yardım eden hareketler, gülümsemeler, bakışlar ve hele ses ahenkleri, o kelime ve cümlelerin mânalarını büsbütün değiştirir. Konuşmalarındaki asıl anlamı daha iyi kavramak için konuştuğumuz insanlarla bir müddet bir arada yaşamamız gereklidir. Hele bazı muharrir ve şairleri anlamak için tarzlarına bir müddet alışmak lazım gelmesi de bundandır.

Dil, bir bakımdan bir çözümleme analiz aletidir. Zihnimizde yapılan soyutlama işinin neticelerini işaret ederek fikrin belirmesine sebeb olur. Bir kelimenin tanımı, ona ait olan fikrin betimlenmesi demektir. Başka bir bakımdan dil, bir birleşim aracıdır. Çünkü zihnimizde yapılan genelleme işinin neticelerini işaret ederek fikrin kapsamına sınır çizer. Yani kelime vasıtasiyle fikrin edineceği eşyanın sayısını gösterir. Şu halde, dilin yardımı olmasa zihin, çözümleme ve birleşim işlemlerini yapamayacaktı. Yahut bu işlemler zihin etkinliği için hiçbir fayda vermeyecekti.

Dil, belleğe de pek ziyade yardım eder. Biz kavramları onlara ait kelimeler aracılığı ile zihnimizde tutuyoruz. Bundan dolayı dil, zihnin daha kolay ve daha çabuk işlemesine meydan veriyor. Anadilimizde veya iyi bildiğimiz başka bir dilde her kelimenin karşılığı olan imgeyi uzun uzun aramaya muhtaç olmadığımız içindir ki kolaylıkla düşünüyoruz. Terimlerine alışkın olmadığımız bir bilgi koluna ait kitabı çok zor ve ağır anlarız.

Sonuç olarak dil, fikirlerin ve duyguların karşılanmasına, yani bizden başkalarına geçmesine bir vasıta oluyor ki, ruh bilimsel olduğu kadar sosyolojik bulunan bu hal, insanların birbiriyle tanışması ihtiyacından doğmuştur. Ve dil aracılığı ile duyguların, fikirlerin, deneylerin ve bilgilerin bu karşılaşması insan zekasının pek çok genişlemesine ve insanlığın sonu gelmeyen ilerleyişine sebep olmuştur.


Leave A Reply