Realizm Nedir?

0
Advertisement

Realizm nedir ne anlama gelir? Sanatın edebiyat, resim, heykel, tiyatro ve sinema alanlarındaki realizm akımı gelişmeleri ve örnekleri nelerdir

Sanatta, edebiyatta bir akımdır. Gerçekteki şeyleri, hayatı, doğayı olduğu gibi, hatta çirkinlikleriyle anlatmayı amaç edinen bu akıma edebiyatta bazan «natüralizm» (doğalcılık) da denir. Felsefede ise realizm, genel fikirleri birer gerçek varlık sayan düşünüş düzenidir. Bu görüşün ilk kurucusu Platon‘dur. Sanatta realizm, gerçeği idealleştirmemesini, tabiattan daha iyisini yaratmak iddiasına kalkışmamasını, tersine, hissedilen gerçeklerin ana vasıflarının tespit edilmesini gözetir.

Edebiyatta Realizm. —
Her çağın felsefe görüşüne bağlı olarak, edebiyatında da gerçekçi bir yön vardır. Mesela, Boccacio’nun «Decamerone» hikâyeleri, uydurma, masalımsı bir kuruluş düzeniyle de başlasa, gene gerçek hayat sahnelerini gerçekte olduğu gibi gösterme amacını gütmüştür Bundan dolayı «realizm» deyimi, dünya edebiyatında, yerine, çağına göre, az çok değişik anlamlarda kullanılmıştır. Asilzadeliğe inanılan devirlerde realizm, toplumun alt tabakalarına eğilmek anlamına gelmiştir. Edebiyatta başlıca amaç okuyucunun duygularını yüceltmek olduğu devirlerde, bunu hesaba katmayarak kaba kelimeleri kullanmak, kapalı bir çevre yaşayışının dışına çıkmak, realizm sayılmıştır. Dickens’in «David Copperfield» adındaki romanı, Londra’nın kenar mahallelerini gerçekte olduğu gibi canlandırdığı için her zaman realist bir eser sayılır.

Realizmin, edebiyatta geniş bir akım halini aldığı görülür. 1850 sıralarında Fransa’da başlayan bu akıma «realizm» denilmesinin sebebi, o zamana kadar yerleşmiş edebiyat geleneğinden ayrılması, müspet bilimlerin etkisiyle romanı, tiyatro eserlerini bir çeşit lâboratuvar haline getirmesiydi. Gustave Flaubert, «Salammbo» adındaki romanını yazarken, Afrika akşamlarını tasvir etmek gerekince gerçeğe uygun diye Kuzey Afrika’ya kadar gitmiş, akşam renklerini yerinde gözlemiş, eserini ondan sonra yazmıştı. Romanlarındaki bir ölüm sahnesini gerçeğe uygun bir şekilde tasvir edebilmek için Goncourt Kardeşler’den birinin, babaları ölürken başında durup notlar aldığı da anlatılır. Bizde, toplumu ele aldığı için, Hüseyin Rahmi Gürpınar ilk realist romancı sayılır.

Şiirde realizm, Parnasse Okulu denilen Fransız şairleri topluluğu tarafından temsil edilmiştir. Charles Bauclelaire, Leconte de Lisle, Sully-Prud’homme bunların başlıcalarıdır.

Güzel Sanatlarda. — Resimde, heykelcilikte realizm, idealizme karşıt durumda olan bir görüştür. Eski Yunan heykeli «idealist»ti çünkü Platon estetiğine göre gerçekleri ideal örneklere uydurmak tasasındaydı. Roma büstleri ise, bunun yanında çok realist kalır.

Fransız ressamları arasında XVI., XVII. yüzyıllarda Clouet’ler, Le Nain’ler gibi realizm taraflısı ressamlar yetişmişse de resimde de asıl realizm, gene XIX, yüzyılda kuvvetli bir akım halini almıştır. Romantizmle empresyonizm arasında yer alan bu akım, ressamı atelyede mitoloji konuları işlemekten kurtarmış, tabiata çıkarmış, dış gerçekleri olduğu gibi resmetmeye götürmüştür. Oudry gibi eski gerçekçi ressamlardan sonra halk hayatını eserlerine konu yapan Millet, konusu bakımından, tabiat karşısında çalışan Gustave Courbet ele, hem konuları, hem de çalışma yolu bakımından realizm çığırını açmışlardır.

Advertisement

Bizim resmimizde, en eski gerçekçi, hiç şüphesiz Levnî’dir. Levnî minyatür sanatını eski kuralların dışına çıkarmayı denemiş, ona belli modellerin gerçekliğini sağlamaya çalışmıştır. Yakın çağlarda ise en usta gerçekçi ressamımız, Ali Rıza Bey oldu. Ali Rıza Bey, özellikle desen yönünden, kendi görüşünü tamamiyle bir yana bırakabiliyor, dış gerçeği aynen canlandırıyordu.

Tiyatroda, Sinemada. — Tiyatroda XIX. yüzyılda, Norveçli yazar Henrik Ibsen‘le başlar. Ibsen, hem toplum olaylarını konu almakla, hem kahramanlarının ruh durumlarını gerçeğe uydurmakla realizmi kurmuş sayılır. Fransa’da Dumas Fils «Kamelyalı Kadın»la konu bakımından, Henri Becque, Emile Augier işieyiş bakımından gerçeğe uygun eserler verdiler. Almanya’da «Maria Magdelena»sı ile Friedrich Hebbel ilk realist tiyatro yazarı sayılır. Rusya’da Gogol, Ostrovskiy, Turgenyev gerçekçi oyunlar yazmışlardır.

Sinemada gerçekçilik, ilk önce. İtalya’daki «rekonstrüksiyon» çığırı ile, yani geçmişte olmuş bir olayı gerçekteki gibi canlandırabllmek için büyük dekor fedakarlıkları ile başlamış, gene İtalyanların, 1940’tan sonra ortaya attıkları «Yeni-gerçekçilik» (neo-realizm) le gelişir. Zavattini gibi senaristler, De Sica gibi rejisörler, Rusya’da çok önce «göz-kamera» yolu ile denenmiş bir usulü tatbik ederek, oyuncularını da halk arasından seçtikleri eserler vermişlerdir.


Leave A Reply