Aborjinler Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Aborjinler kimlerdir? Aborjinler nerede yaşar, özellikleri, hayat tarzları, tarihçeleri, aborjinler hakkında bilgi.

aborjinler

ABORJİNLER

Aborjin kelimesi herhangi bir bölgede yaşamış yerlileri tanımlamak için kullanılmaktadır. Avustralya yerlileri de Aborjinler olarak bilinmektedir.

Aborjinler Avustralya’ya Güneydoğu Asya’dan gelmişlerdir. Bir göçebe hayatı yaşamışlar sınırları boyunca hareket halinde yaşamışlardır. Avlanırken mızrak ve bumerang, balık avında ise kanolar kullanmışlar, meyve ve sebze toplamışlardır. Yazılı bir dilleri olmamasına rağmen şarkılar yoluyla ağızdan ağıza birçok bilgi aktarılmıştır.

AVRUPALI YERLEŞİMCİLER

İngilizler 18. yüzyılda Avustralya’ya yerleştiklerinde 300.000 den fazla Aborjin yaşamaktaydı. Ancak birçokları İngilizler tarafından öldürülmüş ya da topraklarından sürülmüştü. 1900’lerin ortasında Aborjin nüfusu 45.000’e düşmüştü. 1960’larda hükümetin Aborjinlerin toprak haklarını tanımaya başlamasıyla birlikte bu rakam yükselmiş ve bugün 250.000 ‘in üzerine çıkmıştır.

Advertisement

ABORJİNLERİN YAŞAM BİÇİMLERİ

Aborjinler, geleneksel olarak; açıkta ya da dallardan ve ağaç kabuklarından yapılmış barınaklarda yaşamaktaydılar. Vücutlarının boyanmış kısımları sayılmazsa Aborjinler pek fazla örtünmezlerdi. Süsler, kemerler ve paltolar kanguru derisinden yapılmaktaydı. Bugün, az sayıda Aborjin, ülkenin iç kısımlarında, atalarının yaşadığı gibi yaşamaktadır. Büyük bir çoğunluğu ise kasaba ya da şehirlere göç etmiş durumdadır.

SANAT VE MÜZİK

Aborjin sanatı, esas olarak, mağara duvarlarının ve ağaç kabuklarının boyanması, şiir ve şarkıların söylenmesi ve bu sayede dinsel inançların betimlenmesi biçimindedir. Bugün kimi Aborjin sanatçıları toprak boyalarla ve kömür kullanarak yaptıkları eserlerini satarak geçimlerini sürdürmektedirler. Aborjin müziği bir didgeridoo (uzun ve odundan yapılmış bir çeşit kaval) ve birbirine vurulan iki çubuk (aynı zamanda bu çubuklar bumerang olarak da kullanılmaktadır) ile yapılmaktadır.

Aborjin inanışında törenlerin ayrı bir yeri vardır ve vücutların boyanması da birçok törenin parçasıdır. İnançlarının temelini toprak oluşturur ve başlangıcı ve sonu olmayan ve Düş Zamanı adı verilen bir inanışı içermektedir. Bu inanışa göre; üzerinde yaşamakta oldukları dünyanın bir başlangıcı ve sonu yoktur. Ataları (ki ruhları dağları, nehirleri, bitkileri, hayvanları ve insanları şekillendirmiştir) ile Düş Zamanı aracılığıyla ilişki kurulabileceğine inanmaktadırlar.

Advertisement


Leave A Reply