Paris Tarihi

0
Advertisement

Paris tarihi hakkında bilgi. Paris ismi nereden gelmektedir. Paris şehrini ilk kim kurmuştur. Paris tarihi hakkında kısa bir bilgi.

Paris Tarihi

Paris Tarihi

Paris’in bugün kurulu olduğu yerde M.Ö. 200 yılında Lutetia adlı küçük bir köy vardı. Ünlü Romalı komutan Caesar (Sezar) M.Ö. 100 ila 98 yılları arasında burada kamp kurup köyü kent haline getirdi. Adını da «Lutetia Parisiorum» koydu. Sonradan Frank Kralları M.S. 508 yılında burasını kendilerine başkent yaptılar. Bu arada Clovis şehri güzelleştirmeye çalıştı. Yıllarca Frank Krallığı’nın başkenti olarak kalan Paris, Şarlman zamanında gene politika ve kültür merkezi olarak kaldıysa da başkent olamadı. Vikingler’le yapılan savaşlarda Paris’in tahta ile kerpiçten yapılı ilk duvarları yıkıldı. XII. yüzyıla kadar da yapılamadı.

Paris’i yeniden kuran çevresindeki ilk duvarı yapan Kral Philippe Auguste oldu. 1180 yılında yapılan bu ilk duvar Seine nehrinin iki yakasını içine alarak şehri çevreliyordu. 1215’te Papa’nın da yardımıyla, Sorbonne Üniversitesi kurulunca Paris Ortaçağ Avrupa’sının en önemli şehri oldu. Paris’in asıl politik önemi I. François (1499-1544) devrinde gelişti. Bundan sonra Fransa tarihini kaplayan bütün büyük olayların din kavgalarının, kuşatmaların, ihtilâl ve devrimlerin merkezi oldu,

Kral Philippe-Auguste’tan sonra V. Charles 1370’te ikinci duvarı ondan 320 yıl sonra da şehir büyüdüğü için XIII. Louis üçüncü duvarı yaptırdılar. 1784-1791 yılları arasında Paris korkulu dakikalar geçirdiği için kale duvarlarında savunma yerleri yapıldı. Büyük İhtilal sırasında Paris’in birçok yapıları zarar gördü. Yerlerine yenisi de çok az yapıldığından I. Napoléon şehri düzeltmeye çok çalıştı. Napoléon’un yenilmesinden sonra Paris 1814-1815 yıliarı arasında kısa bir süre düşman işgali altında kaldı.

19. Yüzyıl Ortaları

XIX. yüzyıl ortalarına kadar Paris hemen hemen bir kat gelişip genişledi. Kral Louis-Philippe zamanında şehrin sınırları doğuda Vincennes Ormanı’na batıda da Boulogne Ormanı’na ulaştı. Bunun için eski duvarlar bırakılıp şehrin çevresine yeniden savunma kaleleri yapıldı. 1830’dan sonra Paris açılan yeni yollarla yapılan güzel binalarla Avrupa’nın gözde şehri oldu.

Advertisement

Bu arada ayaklanmalar da oluyor. Paris şehri bütün Avrupa’ya, hatta dünyaya yeni siyasi fikirlerin yayılmasında öncülük ediyordu. 1789’daki Büyük İhtilal’den sonra XIX. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’nın toplumsal düzeninde büyük tepkiler yaratan iki devrim ( 1830 ve 1848 ayaklanmaları) Paris’te oldu ve iki kralı yerinden etti. 1852’de kendisini önce cumhurbaşkanı seçtirmiş olan Louis Napoléon sonradan III. Napoléon adıyla imparator olunca Paris için yeni bir devir başladı. İmparator Paris’i imar için Haussmann adında bir idare adamını görevlendirdi. Bugünkü Paris’in kurucusu sayılabilecek olan Haussmann yollar açtırdı, köprüler yaptırdı, alanları genişletti, çıkmaz sokakları kaldırdı. Paris belediye başkanlığında kaldığı süre içinde plansız gelişip büyüyen şehri bayındır bir duruma yükseltti.

1870’te Fransa’nın Almanya’ya yenilmesi üzerine, Paris Almanlar tarafından kuşatıldı. Şehirde, hükümet kuvvetleri ile halk toplulukları arasında şiddetli sokak savaşları oldu. Ünlü Notre-Dame Kilisesi’nin bir kısmı yandı.

III. Cumhuriyet Paris’in yaralarını kısa zamanda sardı. İlk uluslararası sergi III. Napoléon zamanında 1855’te Paris’te açılmıştı. Sonra 1867, 1878, 1889, 1900 yılı sergileri açıldı. Şehir içindeki çarpışmalar yüzünden Millet Meclisi 1878’e kadar Versailles’da çalıştığından, Paris ancak 1878’den sonra yeniden başkent olabildi.

Dünya Savaşı Sonrası

I.Dünya Savaşı’ndan sonra Paris, Avrupa’ nın en gözde şehri haline geldi. Barış konferansı (1919-1920) burada toplandı. 1925-1930 yılları arasında şehrin sınırları Boulogne ve Vincennes Ormanları’nı da içine alacak kadar genişledi.

II.Dünya Savaşı’nın başında Almanlar Fransa’yı yenip Paris’e girdiler. Şehir 14 haziran 1940’tan 23 ağustos 1944’e kadar Almanlar’ın elinde kaldı. II. Dünya Savaşı devam ederken Amerikalılar Fransızları Almanların zulmünden kurtardılar.

Bugün dünyanın en çok turist çeken şehri gene Paris’tir. XVII. yüzyıldan beri Paris’in arması dalgalar üzerinde bir gemiyi gösterir. Bu armanın altında Lâtince şunlar yazılıdır: «Fluetat nec mergitur» (Dalgalanır ama, batmaz).

Advertisement

Paris Tarihi

Kaynak – 2

Paris kentinin ilk çekirdeği, Parisli olarak bilinen Gal kabilesinin İÖ 3. yüzyılın sonunda bugünkü île de la Cite’de kurduğu yerleşmedir. Lutetia (Latince “Su Ortasındaki Konak Yeri”) adını taşıyan bu yerleşme, İS 1. yüzyılda bir Roma kenti olarak Sen’in sol yakasına doğru gelişmeye ve 4. yüzyıl başlarında Paris adıyla anılmaya başladı. Sal Franklarınca ele geçirildikten sonra 584’e değin başkent olarak kullanıldı. Hugues Capet’nin Fransa kralı olarak tahta geçtiği 987’de yeniden bu konumu kazandı ve elde ettiği ticari ayrıcalıklarla gelişme sürecine girdi.

II. Philippe dönemi

Kentin büyümesinde II. Philippe dönemi (1179-1223) önemli bir dönüm noktası oldu. 14. yüzyılda salgınların ve savaşların yol açtığı iç karışıklıklar 15. yüzyıl ortalarına değin sürdü. 16. yüzyılda italyan Rönesansı’nın etkisi kentin mimari yapısını değiştirirken, mutlakıyetçi yönetimin güçlenmesi kentin gelişmesini hızlandırdı. Din Savaşları ve Fronde ayaklanmalarının yarattığı sarsıntıya karşın, 17. yüzyılda yeni yolların açılması düzenli bir büyümeyi sağladı. Paris’in çevredeki köylerle birleşmeye başladığı 18. yüzyılda soyluların ve zenginlerin evlerinin yer aldığı gösterişli semtler de ortaya çıktı.

Fransız Devrimi boyunca yaşanan siyasal olaylar Paris’in merkezî ağırlığını daha da pekiştirdi. Napoleon dönemindeki geniş çaplı bayındırlık işleri ve düzenlemeler kentin modernleşmesinin ve sanayileşmesinin yolunu açtı. Ama bu gelişmenin gerektirdiği hizmetler hızlı büyümenin gerisinde kaldığından, Paris bakımsız ve düzensiz bir yapıya bürünmeye başladı. III. Napoleon döneminde Paris valiliği yapan Georges-Eugene Haussmann yeni bulvar, köprü, park ve yapıların yanı sıra altyapı hizmetleriyle de kente modern bir görünüm kazandırdı.

Paris Komünü’nü (1871) izleyen dönemde kentsel gelişme eski sınırların dışına taşmaya başladı. Nisan 1919’da kent çevresindeki tahkimatlar yıkıldı. Bu arada modern anıtsal yapılar inşa edildi. II. Dünya Savaşı’ndaki Alman işgali sırasında Direniş Hareketi’nin merkezi olan Paris, gene de pek az yıkım gördü. Savaş yaralarının sarıldığı dönemde kente toplumsal gerginliklerin yanı sıra canlı bir düşünsel ortam egemen oldu. Eski konut alanlarının yenilenmesi 1960’larda başladı. Mayıs 1968’deki öğrenci olayları ülke çapında bir grev dalgasına yol açtı. Bu gelişme Paris’in ekonomik ve toplumsal sorunlarının dikkatle ele alınmasında önemli rol oynadı.


Leave A Reply