Ars Antiqua Nedir?

0
Advertisement

Ars Antiqua nedir? Müzik tarihinde Ars Antiqua yeri ve önemi nedir? Ars Antiqua müziğinin özellikleri, hakkında bilgi.

Ars Antiqua

Ars Antiqua Nedir?

Ars Antiqua; (ortaçağ Latincesinde “Eski Sanat”), müzik tarihinde, 13. yüzyıl Fransa’ sında gittikçe daha karmaşıklaşan kontrpuan tekniğiyle ayırt edilen müziksel etkinlik dönemidir. Eşzamanlı ses partilerini bir araya getirme sanatı anlamına gelen kontrpuanın egemen olduğu bu dönem, 14. yüzyılın Ars Nova’sında görülen yeniliklere yol açtı. Ars Antiqua terimi aslında Ars Nova kuramcılarından türedi; bu kuramcıların bazısı Ars Antiqua’dan övgüyle, bazısı ise küçümsemeyle söz ettiler. Bununla birlikte hepsi de iki üslup arasında belirgin bir ayrım bulunduğunda birleşmişlerdi. Bu fark öncelikle Ars Nova’nın önemli ritim yenilikleri getirmesinden kaynaklanıyordu. Bu kuramcılar Ars Antiqua’yi 13. yüzyılın ikinci yarısıyla sınırlarken, çağdaş müzik tarihçileri terimi bütün 13. yüzyılı kapsayacak biçimde genişletmişlerdir.

Ars Antiqua müziğinin çoğu yazarı anonimdir. Gene de bu genel belirsizlik arasında üç önemli kişilik göze çarpar: Paris Notre-Dame Katedrali’nde ünlü Léonin’in ardılı olan ve dört ses için bilinen en eski müziği besteleyen Pérotin (ü. 12. yy sonları); Ars cantus mensurabilis (Ölçülü Şarkı Sanatı) adlı yapıtı, yeni oluşturulmuş mensürel notalama sistemini (çağdaş notalamanın doğrudan kaynağını oluşturan daha duyarlı bir ritmik notalama sistemi) düzenlemeye ve bir sisteme bağlamaya hizmet etmiş bir kuramcı olan Kölnlü Franco (ü. 13. yy ortası) ve yapıtlarındaki ritmik akıcılıkla Ars Nova üslubunun habercisi Pierre de la Croix (ü. 13. yy ikinci yarısı).

Ars Antiqua’da doğan en önemli biçim, popülerliğini yüzyıllar boyu korumuş olan motettir. Bu biçimin özünü, birden fazla müzik sözünün aynı anda seslendirilmesi oluşturur. Motet, büyük bir olasılıkla dinsel bir çoksesli kompozisyonun tiz ses(ler)ine yeni bir metnin eklenmesiyle başlamıştır; burada pes ses özgün metni okumaktadır. Özgün metin gibi Latince olarak yazılmış olan ek metin, önceleri temel sözcüklerin anlamını tamamlıyor ya da güçlendiriyordu; daha sonraları ise ek metnin dili Fransızca olmuş, duygular da daha dünyasal olmaya başlamıştır. Bu süreç, tiz ses(ler)deki bir ya da birden çok dindışı Fransızca metnin pes ses tarafından okunan dinsel Latince metne eşlik ettiği kompozisyonların yazılmasıyla sonuçlanmıştır.

Advertisement

Leave A Reply