Art Nouveau Akımı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Art-Nouveau Sanat Akımı nedir? Art-Nouveau özellikleri, tarihçesi, Osmanlı Döneminde Art-Nouveau, Türkiye2ye gelişi, önemli sanatçıları.

art nouveauArt Nouveau; 19. yüzyılın sonuyla 20. yüzyılın başlarında Avrupa’ yı etkileyen ve Osmanlı imparatorluğu’nda da uygulanan romantik, bireyselci, genellikle bezemeye özgü kaldığı söylenebilecek bir sanat akımıdır. 20. yüzyıl başı sanat ortamında akademizm kalıplarından uzaklaşma, bağımsızlık, gruplaşma anlayışları simgelenmiştir. Art-Nouveau (yeni sanat), adındaki anlama uygun olarak gençlik ve yenileşme kavramlarını getirmiş, herkes için sanat ve her şeyde sanat eğilimlerinin ışığında konut, mobilya, resim, afiş ve başka sanat dallarını da etkileyerek güzel ve ucuz eserlerin üretilmesini amaçlamıştır.

Tarihçesi:
Art-Nouveau, John Ruskin ve William Morris’in düşüncelerinin yaygınlaştığı bir ortamda oluştu. William Morris, sanat ve zanaat ayrılığını ortadan kaldırmayı; sanat eserinin yararlı olması gerektiğini, kentten kırsal alanlara açılmayı ve doğayı örnek alan bir anlayışı savunuyordu. 1867’de Londra’ daki uluslararası sergide Japon Pavyonu Avrupa’daki sanatçılar arasında Japon plastik anlayışındaki yalın, ritmik ve karmaşık çizgiler, yüzeysel renk ve desenleri uygulama isteğini uyandırdı; bu ortamda mimar Victor Horta’nın Belçika’da Brüksel yakınındaki Uccle’ de yaptığı Tassel Evi ile birdenbire Art -Nouveau ortaya çıktı. Art-Nouveau Fransa’da Style Nouille ya da Paris metrosunun girişlerini yapmış olan Henry Guimard’ın ardından ötürü Style Guimard, İspanya’da Modernismo, Almanya’da Jugendstil, İtalya’da Stile Liberty adlarıyla kısa sürede moda oldu. Bu yeni üslup, mimarlık, mobilya, ev eşyalan, hah, heykel, resim, afiş, grafik gibi birçok sanat dalında uygulama alanı bularak yaklaşık 1920’lere kadar başanyla geçerliliğini korudu. 1925’te Ahnanya’da kurulan Bauhaus Okulu ve geliştirdiği yapım ilkeleri Art-Nouveau’nun sonu oldu. 1875-1890 arası Art-Nouveau akımı için bir araştırma dönemi kabul edilir. 1890-1900 yılları, akımı belirleyen yapıların büyük çoğunluğunun gerçekleştirildiği tarihsel akımlarm geçirsizliğinin kanıtlandığı, sanatlar arası sentezin oluşturulduğu yayılma dönemidir. 1900-1914 arasmda ise Art-Nouveau’ nun geç dönemde bezemenin önem kazandığı, eğri çizgilerin üsluplaştığı, çiçek öğelerinin doruk noktasına ulaştığı görülür.

Osmanlı Döneminde Art-Nouveau:
Art-Nouveau, Osmanlı mimarlığında, özellikle son dönem İstanbul konut mimarlığında geniş bir uygulama alanı buldu. Önce yurt dışından alınan eşyalarla girdi. 1890-1920 arasında ise mimarlık alanında geniş ölçüde uygulandı. Ancak genel olarak mekân sorunlarına fazla eğilinmemiş, bu üslubun temel ilkesi olan strüktür – bezeme ilişkisi üzerinde fazla durulmamış, bezeme görüntüsüne bağlı dış biçimlendirme özellikleri ağırlık kazanmıştır.

1894’te İstanbul’a gelen İtalyan mimar Raimondo D’Aronco, Art-Nouveau’yu Türkiye’ye getiren ve burada uygulayan en ünlü mimardır. Serencebey Şeyh Zafir Türbe, Kitaplık ve Çeşmesi, Beyoğlu’nda Botter Apartmanı, Yıldız Sarayı’ndaki Çini Fabrikası, Tarabya’daki İtalyan Sefareti, Kuruçeşme’de bugün yıkılmış olan Nazime Sultan Yalısı D’Aronco’nun yaptığı bilinen Art – Nouveau üslübunda mimarlık ürünleridir. Ayrıca Yıldız Sarayı’ndaki Acem Köşkü, Yeni Köşk, Şale Köşkü, Talimhane Köşkü gibi köşkler de D’Aronco’nun Türkiye’de başmimar olarak görev yaptığı dönemlerde yapıldı. İstanbul’da Art-Nouveau örneklerinden büyük çoğunluğu Beyoğlu – Şişh aksı, İstiklal Caddesi ve yan sokakları, Şişhane çevresi, Sirkeci, Bebek, Tarabya, Büyükdere gibi bölgelerde yer alır. Ahşap konut örneklerine ise kentin her bölgesinde, özellikle Bebek, Arnavutköy, Büyükdere, Beylerbeyi, Beykoz, Adalar, Bakırköy, Yeşilköy, Göztepe, Bostancı, Kadıköy, Moda semtlerinde rastlanır. İstanbul Art-Nouveausu’nda geleneksel gereç ve yöntemler kullanılmış, endüstriye bağlı metal yapı araçlarına başvurulmamıştır. Metal, yer yer balkon korkuluklarında bezemeye gereç olarak ele alınmış, lale gibi bitkiler ya da böceklerin duyargalarına benzer biçimlerde kıvrımlar verilmiştir. Kâgir yapılarda doğal bir tutumla işlenmiş gül demetleri, istiflenmiş defne yapraklan, kadın başı kabartmalan yanında düşey ve yatay siline gibi çizgiler, eliptik ve dairesel yaylardan oluşan düzenlemelere başvurulmuş, at nalı kemerli pencereler yapılmıştır. Ahşap örnekler ise bölgesel yorumlara uğrayarak çeşitlilik kazanmıştır. Ancak Art-Nouveau’nun ülkemiz mimarlığına cephe bezemesine getirdiği özgün anlayış dışmda fazla bir katkıda bulunduğunu söylemek güçtür.

Advertisement

Leave A Reply