Asur İmparatorluğu Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Asur İmparatorluğu ne zaman ve nerede kurulmuştur? Asur İmparatorluğunun özellikleri, tarihçesi, ile ilgili bilgi.

Asurlu Okçular

Asurlu Okçular

Asur, ilkçağda Kuzey Mezopotamya da kurulmuş devlettir. III. Ur Hanedanı adı verilen Sümer hanedanının ortadan kalktığı İÖ 2004 tarihi Asur’un gerçek kuruluş tarihi sayılır. III. Ur Hanedanı’ nın çöküşüyle bağımsız kalan Asur önderleri, Anadolu’ya da uzanarak egemenlik alanlarını genişletmeye çalıştılar.

Ele geçen Asur kral listelerinde yalnız adları bilinen, ancak etkinliklerine ilişkin fazla bir bilgi olmayan krallar şunlardır: Sulili (İÖ 1962-1931), Kikikiya (İÖ 1830-1897), Akiya (İÖ 1896-1864), I. Puzur-Aşşur (İÖ 1863-1854) Şalim-Ahum (İÖ 1853-1829), İluşuma (İÖ 1828-1804), I. İrişum (1803-1764), İkunum (İÖ 1763-1753), I. Sargon (İÖ 1752-1739), II. Puzur-Aşşur (İÖ 1738-1735), Naram-Sin (1734-1731), II. İruşum (İÖ 1730-1728), I. Şamşi-Adad (1727-1695; başka bir tarihlendirmeye göre (İÖ 1813-1781).

Asur Ticaret Kolonileri döneminin önemli krallarından biri olan I. Sargon, Kültepe (Kaniş-Karum) belgelerinde adından söz ettiren bir kraldır.

Eski Asur dönemini aydınlatan belgelerin çoğu I. Şamşi-Adad dönemine aittir. Şamşi-Adad’ın krallığı boyunca en büyük uğraşısı Dicle ile Fırat arasında yaşayan Bedevi göçerler oldu. Ölümü üzerine yerine geçen oğlu I. İşme-Dağan (İÖ 1694-1655) döneminde Diyala Bölgesi’nde bulunan Eşnunna Kenti ile bir antlaşma yapıldı. Mari’de hüküm süren öteki oğlu Yaşmak-Adad tahttan alınarak yerine tahtın eski varisi olan Zimrilim getirildi. Şamşi-Adad ve oğulları döneminde Amurrular Asur’da etkin bir rol oynadılar. Ülkenin değişik yerlerinde küçük Amurru krallıkları kuruldu.

Nitekim I. Tiglatpileser’e (İÖ 1114-1076) kadar gelen 17 kralın çadırlarda yaşamaları ve “yıllık” adı verilen tarihsel belgeleri yazdırmamaları Asur’un henüz örgütlenmemiş bir devlet olduğunu ortaya koyar. Ancak bu dönem içinde adından söz ettiren I. Aşşur-Ubalit (İÖ 1363-1328), I. Adad-Nirari (İÖ 1305-1275), I. Salmanassar (1273-1244) ve Babil’i ele geçiren I. Tukulti-Ninurta (İÖ 1243-1207) gibi krallar da bilinmektedir.

Asur’un gerçek gücünü gösterdiği dönem I. Tiglatpileser (İÖ 1114-1076) zamanıdır. Bu kral, Fırat’ın doğusunda kalan bölgeye ve Van Gölü civarına kadar olan toprakları ülkesine kattı. Akdeniz kıyılarına yaptığı bir seferle Fenike kentleri Byblos ve Sidon’a (Sayda) boyun eğdirdi.

Advertisement

II. Aşşur-Dan (İÖ 934-932), II. Adad-Ninari (İÖ 911-891) ve II. Tukulti-Ninurta (İÖ 890-884) dönemlerinde Asur canlı bir dönem geçirdi. II. Assumasirpal (İÖ 883-859) ve oğlu III. Salmanassar (İÖ 858-824) dönemlerinde Aramiler devletin başına dert olmayı sürdürdüler. Nitekim bu derdi aza indirmek amacıyla II. Assumasirpal başkenti Asur’dan Kalhu’ya (modem Nimrud) taşıdı, Amanos Dağları’ndan kereste, Zap Suyu’ndan kanallarla su getirtti. Sarayı çeşitli kabartmalarla süsledi. Oğlu III. Salmanassar yaşamını seferlerde geçirdi.

Düzenlediği 32 seferde Amanos dağlık bölgesini denetimi altına aldı, Aramilerle uğraştı.

İÖ 853 ve 845 yıllarında Şam’ı ele geçirmek için yaptığı seferler sonuç vermedi. Ancak Kilikya seferleri bu bölgedeki otoritesini sağlamlaştırdı. Oğlu V. Şamsi-Adad (İÖ 824-810) bu otoriteyi sürdürmek için bazı ödünler vermek zorunda kaldı. Onun oğlu III. Adad-Nirari (İÖ 810-783) döneminin ilk 5 yılı annesi Semiramis’in etkinliğinde geçti. Daha sonra Şam, Asur topraklarına katıldı. II. Salmanassar döneminde Kuzeydoğu Anadolu’da Asur için büyük tehlike oluşturacak olan Urartu Devleti örgütlenmesini tamamladı. III. Salmanassar, Urartu üzerine iki sefer düzenlemekle birlikte gördüğü şiddetli direnme karşısında çekilmeyi yeğledi.

760 ve 750’lerde Urartu Kralı Argişti, Asurluları yendiğinden söz etmektedir. Oğlu III. Sarduri de Asur kralı V. Assur-Nirari’yi (İÖ 754-745) yenilgiye uğrattığını yazar. Bu dönemde çıkan ayaklanmalar ve salgın hastalıklar Asur’u güçsüz düşürdü. Bir ayaklanmada öldürülen V. Assur-Nirari’nin yerine geçen III. Tiglatpileser (İÖ 744-727) Asur’u yeniden toparladı. Fenike ve Filistin kentlerinden vergi alarak egemenliğini buralara kadar uzattı. III. Tiglatpileser, Babil Kralı Nabu-Nasir’ in (İÖ 747-734) ölümünden sonra yerine geçen oğlunun da öldürülmesi üzerine kendini “Babil kralı” da ilan etti.

Ondan sonra gelen V. Sahnanassar (İÖ 726-722), II. Sargon (İÖ 721-705) ve Sanharib (İÖ 704-681) dönemlerinde de bu çifte krallık sürdü. III. Tiglatpileser İsrail’in başkenti Samarra’yı kuşattı ancak alamadı. Kentin tam olarak alınması II. Sargon döneminin ilk yıllarına rastlar. Savaşçı krallardan biri olan II. Sargon’un en önemli uygulamalarından biri de Dur-Şarrukin (modern Khorsabad) Kenti’ni kurmasıdır. II. Sargon, krallığı döneminde Filistin, Güneybatı Malatya ve Toroslar’daki prensliklerden bir bölümünü yönetimi altına aldı.

İÖ 716’da Asur’un vasal devletlerinden biri olan ve Urmiye Gölü yakınlarındaki İran Platosu’nda oturan Mannaları desteklemek için düzenlediği seferde Urartu sınırlarından içeriye girdi. Urartu Kralı Rusa’nın karşı koyması üzerine yapılan savaşta Urartular beklenmedik bir biçimde yenilgiye uğradılar. Asur Ordusu, Urartu yerleşmelerini yakıp yıktı. Bu zaferin ardından Tabal’e (bugün Niğde yakınları) kadar uzandı (İÖ 708-706). Asur’un bu güçlü kralı İÖ 705’te büyük bir olasılıkla Kimmerlerin yaptıkları bir baskında öldürüldü. Yerine oğlu Sanharib (İÖ 704-681) geçti. İlk uygulaması, Ninnive Kenti’ni kendine başkent olarak yeniden onartarak yaptırmasıdır.

Advertisement
Babil’de Asur’a bağlı olarak hüküm süren II. Merodahbaladan ayaklanınca buraya bir sefer düzenledi ve onu yenerek yerine Babilli bir soyluyu kral yaptı.

İsrail Kralı Hezekiah’a boyun eğdirdi. Babil’de sürüp giden karışıklıklara ancak İÖ 689’da son verilebildi. Babil uzun bir kuşatmadan sonra ele geçti ve baş tanrıları Marduk‘un heykeli Asur’a götürüldü. Babası gibi savaşçı bir kral olan Sanharib zamanı da Asur’un parlak dönemlerinden biridir. Döneminde birçok yer Asur topraklarına katıldığı gibi, Byblos, Aşdod, Ammon, Edom Moab gibi kentler de vergiye bağlandı.

İÖ 680’de Asur’da çıkan bir ayaklanmada Sanharib öldürülünce yerine geçen oğlu Asarhaddan (İÖ 680-669) önce ayaklanmayı bastırdı ve ülkede otoriteyi yeniden kurdu. Bölgede etkinliği artan Mısır üzerine İÖ 675 ve 674’te iki sefer düzenledi. Memphis Kenti’ni ele geçirdi. Ayaklanmaları bastırmak için uğraş verirken Mısır’a yeni bir sefer düzenlemek zorunda kaldı ve bu sefer sırasında öldü. Yerine önce küçük oğlu Asurbanipal’i (İÖ 687-627) Asur tahtının varisi, öteki oğlu Şamaşşum-ukin’i (İÖ 667-648) de Babil tahtının varisi yaptı. Çeşitli kışkırtmalar sonucunda Şamaşşum-ukin, kardeşine karşı ayaklandı (İÖ 652). Dört yıl süren bir ayaklanma sonucunda Babil Ordusu yenildi. Sarayında sıkıştırılan Şamaşşumukin intihar etti.

Yerle bir edilen Sus Kenti, Asur topraklarına katıldı. 663’te Mısır’a düzenlenen seferde Memphis yeniden ele geçirildi. Teb yıkıma uğradı. Anadolu’da ilerleyişlerini sürdüren Kimmerlere karşı koymak için Lidya Kralı Gyges Asur’ dan yardım istediyse de umduğunu bulamadı. Asur’un son büyük kralı olan Asurbanipal’ın askeri zaferlerinin yanı sıra tarihe adını geçiren en önemli başarısı, Ninive’de (Ninova) kurduğu kitaplıktır. Bu kitaplıkta dönemine kadar yazılmış tüm çiviyazılı belgeleri toplamaya çalışmıştır.

Ölümünden, Asur İmparatorluğu’nun çöküş tarihi olan İÖ 609’a kadar başa geçen krallar Aşşur-etel-ilani (626-?), Sin-şuma-lişir (?-?), Sin-şar işkum (?-612), E. Aşşurubalit (611-609) dönemleri devletin çöküş yıllarının hızlandığı bir zaman dilimini oluşturur. Nabupolasar (İÖ 625-605) adlı bir Kaideli komutan Asur’un güneyini ele geçirdi. İÖ 612’de Ninova alındı. Asur soyluları Hakkan’a çekildiler. Asur Ordusu’nun Mısır’ın yardımına karşın Kargamış’ta yenilmesi ve Babil Kralı Nabukadnesar’ın çabalarıyla Asur İmparatorluğu tarih sahnesinden silindi.

Asurlarda Sanat:

Asurluların ilk sanat örnekleri, çeşitli dönemlerde başkent olarak kullanılan Asur, Nimrud, Khorsabad ve Ninova ile Asur Koloni Çağı’nın en önemli yerleşmesi olan Kültepe’de ortaya çıkarılmıştır. Ancak çoğunluğu keramik ve kapkacağa ait olan bu küçük buluntular, gerçek Asur sanatını yansıtmaktan uzaktır. İÖ 9., 8. ve 7. yüzyıllar Asur tarihinin politik açıdan olduğu kadar sanat açısından da en parlak dönemini oluşturur.

II. Asurnasirpal’in (İÖ 883-859) başkentini Ninova’dan Kalhu’ya (Nimrud) taşıması üzerine yeniden kurulan kentteki sarayı, kralın zaferlerini işleyen çeşitli kabartmalarla süslendi. Bu kabartmaların yanına kanatlı cin kabartmaları ve çeşitli konuları işleyen fildişi kabartmalar eklendi. Sarayın girişine konulan insan-boğa karışımı anıtsal sfenksler de dönemin sanatını yansıtması bakımından önemlidir. II Sargon’un (lÖ 721-705) Khorsabad’daki sarayı da aynı türde kabartmalarla kaplıdır. Asurbanipal döneminde sarayın giriş ve ana salonlarına taştan, halı biçiminde taban süslemeleri yapıldı.

Bu süslemeler yerinden sökülerek British Museum’a taşınarak sergilendi. Asur sanatının sözü edilmeye değer buluntuları arasında Bala wat Kapıları üzerinde yer alan tunç kabartmalar bulunur. Bu kabartmalarda III. Salmanassar’ın (İÖ 858-824) Urartuların üzerine düzenlediği seferin öyküsü işlenmiştir. Asur sanatının en önemli buluntuları mühürler ve çiviyazılı belgelerdir. Bu dönem sanatına ilişkin çeşitli kapkacak, küçük heykelcikler, alçak kabartmalar, sfenksler, silahlar, yazıh belgeler vb buluntuların büyük çoğunluğu British Museum, Berlin Müzesi ve İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

DİL:

Akkat İmparatorluğu’nda kullanılan Akkat dilinin birçok lehçesi arasında önemlilerinden birini de Asur dili oluşturur. Asur lehçesi, İÖ 2000-1500 arasındaki Eski Asur döneminde, Anadolu ile Asurlular arasında ticaret belgelerinde (Kültepe belgeleri), haberleşmede ve yazıtlarda; İÖ 1500-1000 Orta Asur döneminde yıllıklarda, yasa kodlamasında, antlaşmalarda ve mektuplarda; İÖ 1000-500 arası son Asur döneminde yalnız yasal sözleşmelerde ve mektuplarda kullanılır oldu. Zamanla yapay dil özelliği arttığından, yok olan dillere katıldı. Çoğunlukla kil tabletlere yazılan çiviyazılı Asur belgeleri, bilgi için Eski Yunancaya çevrildi.


Leave A Reply