Başkanlık Sistemi Nedir? Özellikleri

0
Advertisement

Başkanlık sistemi nedir? Başkanlık sistem,inin tarihçesi, özellikleri nelerdir? Başkanlık sistemi hakkında ansiklopedik bilgi.

Meclis

Başkanlık Sistemi Nedir? Özellikleri

başkanlık sistemi, yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasında sert ayrılığa dayanan temsili yönetim biçimidir. Parlamenter sistem gibi tarihsel gelişmenin ürünü olmayıp, Konfederasyon Maddeleri’ni gözden geçirmek amacıyla, Mayıs 1787’de Philadelphia’da toplanan kurultayca hazırlanan ABD Anayasası’yla oluşturulmuştur.

Başkanlık sisteminde yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri hem organ, hem de işlev yönünden birbirinden bağımsız olmakla birlikte, aralarında denetim ve dengeye dayalı bir ilişki de vardır. Ama denetim ve denge mekanizmalarının zayıflığı, uygulamada üstünlüğün yürütme kuvvetinde, yani başkanda olmasına yol açmıştır.

ABD’de yürütme organı başkan, yasama organı iki meclisli Kongre’dir. Yürütme organını tek başına temsil eden Başkan, parlamenter sistemlerdeki cumhurbaşkanı ve başbakanın yetkilerini elinde bulundurur. ABD Anayasası’nın yürütme organına verdiği bütün yetkileri kullanır. Seçim yoluyla işbaşına geldiğinden, geniş yetkilerinin kaynağını ve geçerliliğini doğrudan halktan alır. Başkan bu yetkilerini kullanırken parlamenter sistemdeki devlet başkanı gibi sorumsuzdur. Kongre’ye karşı siyasal sorumluluğu yoktur. Seçilmiş olduğu süre içinde, aldığı kararlardan dolayı düşürülemez ve görevden alınamaz. Yargı yoluyla görevden alınma (impeachment) yöntemi yalnızca “vatana ihanet, irtikap, rüşvet, kamu malına zarar verme” gibi suçlar işlediğinde uygulanır. Bu durumda Temsilciler Meclisi’nin suçlandırması üzerine, Yüksek Mahkeme başkanının başkanlığında toplanan Senato’nun üçte iki çoğunlukla alacağı mahkûmiyet kararıyla Başkanın görevine son verilebilir. ABD tarihinde yalnız bir kez, 1868’de Andrew Jackson’a karşı yargı yoluyla görevden alma yöntemine başvurulmuş, ama bir oy fazlasıyla başkan aklanmıştır.

Başkan, yürütme yetkilerini Senato’nun onayı ile atadığı sekreterleri aracılığıyla kullanır. Ama Senato’nun onayı, parlamenter sistemdeki güvenoyu niteliğini taşımadığı gibi, sekreterler de parlamenter sistemlerdeki bakanlarla aynı düzeyde değildir. Senato’nun Başkan’ın sekreterlerini onaylaması biçimseldir ve artık anayasa teamülü olmuştur. Öte yandan, sekreterlerin kendi başlarına davranma ve karar verme yetkileri yoktur. Her biri Başkan’a bağlı, onun politikasını ve iradesini uygulayan, onun emirlerini yerine getiren birer görevli durumundadır. Başkan Lincoln’un bir konuda kendisine muhalefet eden yedi sekreterine “Yedi hayır, bir evet; evetler galiptir” sözü, sekreterlerin Başkan karşısındaki durumunu açıkça gösterir. Sekreterler yalnızca Başkan’a karşı sorumludur; Kongre’ye karşı siyasal sorumlulukları yoktur. Sekreterlerin bu konumu başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran en önemli özelliklerden birisidir.

Advertisement

Başkanlık sisteminde yasama işlevlerini, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde oluşan Kongre yerine getirir. Yürütme işlerini yerine getiren Başkan’ın tam bağımsız olması gibi, yasama işlevini yerine getiren Kongre de Başkan’a karşı bağımsızdır. Başkan Kongre’yi feshedemez. Yasa önerme hakkı Kongre üyelerinindir; Başkan ve sekreterleri yasa öneremez. Kongre istediği zaman toplanır, toplantılarım istediği kadar uzatıp kısaltabilir. Başkan yalnız olağanüstü durumlarda Kongre’yi toplantıya çağırabilir. Başkan ve sekreterleri Kongre’nin toplantılarına katılamazlar.

Başkan’ın Kongre’ye karşı kullanabileceği en önemli yetki, yasaları veto yetkisidir. Kongre’nin kabul ettiği metinlerin yasallaşması Başkan’ın onaylaması koşuluna bağlıdır. Başkan’ın, Kongre’nin kabul ettiği metni on gün içinde geri göndermesi durumunda (veto), aynı metin ancak her iki mecliste üçte iki çoğunlukla kabul edilirse, Başkan’ın imzasına gerek kalmadan yasalaşabilir. Başkan zaman zaman ülkenin durumu üzerinde Kongre’ye rapor verir. Ayrıca gerekli gördükçe herhangi bir konuda Kongre’nin dikkatini çekmek için mesajlar gönderir. Rapor ve mesajlar ülkenin yönetiminde Başkan ile Kongre arasında görüş ve davranış birliğini sağlar.

Kongre’nin de Başkan’a karşı kullanabileceği bazı yetkiler vardır. Bunların en önemlisi Başkan’ın yürütme etkinliklerine yön veren bütçeye Kongre’nin egemen olmasıdır. Hazine sekreteri her yıl Kongre’ye mali gereksinmelerle ilgili rapor verir. Ama bu, bütçe önerisi niteliğinde değildir. Devletin gelir ve gider bütçesini yapmak, vergi koymak bütünüyle Kongre’ye aittir. Başkan’ın Yüksek Mahkeme’ye, mülki ve askeri makamlara yaptığı atamalar ancak Senato’ca onandıktan sonra geçerlilik kazanır. Ama uygulamada, Başkan’ın atamalarına Senato’nun müdahale etmemesi ve Başkan’ ın istediği kişileri ataması bir anayasa teamülü olmuştur. Öte yandan dış politikayı saptamak ve yürütmek Başkan’ın yetkisi altında olmakla birlikte, imzaladığı uluslar arası antlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için Senato’nun üçte iki çoğunlukla bunları kabul etmesi gerekir. Bu gerçekleşmesi güç koşul Kongre’ye, Başkan’ı denetleme olanağı verirse de, Başkan, Senato’nun onayına sunmadan uygulama antlaşmaları (executive agreement) yapma yetkisiyle, denetimden kurtulabilir.

Başkanlık sisteminin öngördüğü sert kuvvetler ayrılığının, kuvvetler arasında çıkması olası anlaşmazlıkları önleyecek ve giderecek mekanizmaları içermemesi birçok düşünürce kaygıyla karşılanmıştır. Başkan’ın, geniş yetkilerini kötüye kullanması durumunda kolayca bir diktatöre dönüşebileceği ileri sürülerek, başkanlık sisteminin asıl amacının tam tersine özgürlükleri tehlikeye sokabileceği savunulmuştur. Bütün bunlara karşın ABD’de başkanlık sistemi yaklaşık 200 yıldan beri başarıyla uygulanmıştır. Bu başarıda ABD’nin siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısının büyük payı vardır. Gerçekten federal yapı, gevşek parti sisteminin Kongre’ye sağladığı bağımsız davranma yeteneği, Yüksek Mahkeme’nin anayasaya uygunluk denetimi, baskı grupları, kamuoyu baskısı ve ABD’nin kuruluşundan bu yana var olan yaygın özgürlük ve demokrasi bilinci, Başkan’ın yetkilerini kötüye kullanmasını ve diktatörce bir yönetim uygulamasını önlemektedir. Buna karşılık, başkanlık sistemini uygulamaya çalışan Güney Amerika ülkeleri, Başkan’ın üstün yetkilerini diktatörlüğe dönüştürmesine engel olamamışlardır. Başkanlık sistemi ABD dışında genelde başarılı olamamıştır.


Leave A Reply