Beş Duyu Organlarımız ve Görevleri Yapıları ve Özellikleri Hakkında

0
Advertisement

Beş duyu organlarımız hangileridir, görevleri nelerdir? Görme ve işitme olayı nasıl gerçekleşir? Göz, deri, kulak, burun ve dilimiz hakkında bilgi.

Beş Duyu Organlarımız ve Görevleri

Vücudumuzun bütünlüğü için uyartıların değerlendirilip cevaplanması gerekir. Dışarıdan gelen uyartıları algılamamızı sağlayan özel yapılara duyu almaçları adı verilir. Temelde duyu organlarımızda yer alan duyu almaçları;

  • ► Işık uyartılarını alan duyu almaçları,
  • ► Mekanik uyartıları alan duyu almaçları,
  • ► Kimyasal uyartıları alan duyu almaçları olarak üçe ayrılır.

Uyartılar, duyu organlarından sinirler ile beyindeki duyu merkezlerine taşınır ve orada değerlendirilir. Uygun cevap gerekli organlara iletilir. Böylece tepki verilmiş olur,

goz
GÖRME ORGANIMIZ GÖZ

Gözümüz, görme görevi yapan kısımlar ile yardımcı kısımlardan oluşur. Yardımcı kısımlar; kirpikler, kaşlar, göz kapakları ve gözyaşı bezleri ile gözün hareketini sağlayan göz kaslarıdır. Bu kısımlar aynı zamanda gözü koruyan yapılardır.

Gözümüz küre şeklinde sağlam, esnek ve iç içe geçmiş tabakalardan meydana gelen bir yapıdır. Gözümüz sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka olmak üzere üç kısımdan oluşur.

Sert Tabaka

Gözün en dış kısmında bulunur. Göz yuvarlağının ön kısmı dışa doğru bombelenmiştir. Sert tabakanın orta kısmı saydamlaşmıştır. Gözün önündeki saydam ve sert tabaka yapısına “kornea” adı verilir. Kornea ışığın göze girmesini ve toplanmasını sağlar.

Advertisement
Damar Tabaka

Sert tabakanın altında bulunur. Damar tabakada göz hücrelerini besleyen kan damarları bulunur. Damar tabaka kornea hizasında kalınlaşarak “iris” denilen gözün renkli kısmını oluşturur. İrisin ortasındaki delik “göz bebeği“adını alır. İris ışık şiddetine göre kasılıp gevşeyerek göz bebeğinih büyüyüp küçülmesini sağlar. Göz bebeği karanlıkta genişler, aydınlıkta küçülür, irisin ardındaki göz merceği göze giren ışığı kırarak, ağ tabakaya düşürür.

Işığa duyarlı almaçların bulunduğu en iç tabakadır. Işığı algılayan almaçların yoğun bulunduğu ve görüntünün en net algılandığı sarı leke (benek) bu tabakada bulunur. Göz sinirlerinin gözden çıktığı ve ışığa duyarlı hücrelerin bulunduğu kör nokta retinada bulunur. Kör noktada ışığa duyarlı hücreler bulunmaz.

Görme Olayı Nasıl Gerçekleşir?

Cisimden gelen ışık ışınları beyindeki görme merkezinde algılanıncaya kadar sırasıyla aşağıdaki yolu izler.

1. Saydam tabakada kırılır.
2. Gözbebeğinde toplanır.
3. Göz merceğinde kırılır.
4. Ağ tabakadaki sarı lekede ters görüntü oluşur.
5. Ters görüntü, sarı lekedeki duyu almaçları tarafından algılanır.
6. Uyartı mesajı oluşur.
7. Uyartılar beyindeki görme merkezine taşınır.
8. Uyartılar beyindeki görme merkezinde değerlendirilir.
9. Cisim düz ve renkli olarak görülür.

kulak
İŞİTME ORGANIMIZ KULAK

Kulak, işitme ve denge organıdır. Üç kısımdan oluşur:

Dış kulak

Kulak kepçesi, kulak yolu ve kulak zarından oluşur. Kulak kepçesi kıkırdaktan yapılmıştır. Üzerindeki kıvrımlar, sesin geliş yönü ve şiddetine göre en iyi şekilde orta kulak bölgesine aktarılması içindir.

Advertisement
Orta kulak

Kulak zarı ile oval pencere arasında kalan kısımdır. Orta kulak ile yutak arasında östaki borusu bulunur. Vücudun dış kısmı ile orta kulaktaki basınç farkını dengeler. Böylece kulak zarının patlamasını önler. Orta kulakta birbirine bitişik çekiç, örs ve üzengi kemikleri vardır. Bu kemikler kulak zarındaki hareketleri üzerlerinden aktararak oval pencereyi titreştirirler.

İç kulak

Kulağın en hassas ve hayati bölgesi olduğundan tamamen kafatası kemikleri ile korunmuştur. İç kulakta birbirleri ile bağlantılı kanallar vardır. Bu kanallar iç içe dönüş yaparak salyangoz görüntüsü oluşturur. İç kulakta bulunan yarım daire kanalları beyincikle beraber vücudun dengesinin sağlanmasında görevlidir.

İşitme Olayı Nasıl Gerçekleşir?

1. Kulak kepçesi ses dalgalarını toplayarak kulak yoluna iletir. Böylece kulak zarı titreşir.
2. Orta kulaktaki çekiç, örs ve üzengi kemikleri sesin titreşimini güçlendirir.
3. Ses titreşimleri iç kulağa aktarılır.
4. Ses titreşimleri oval pencere yoluyla önce dalıza, ardından salyangoza iletilir.
5. İşitme almaçları uyarıları uyartı mesajına dönüştürür.
6. Uyartı mesajları işitme sinirlerine aktarılır.
7. Uyartı mesajları beyindeki işitme merkezine taşınır.
8. Sesin duyulması gerçekleşir.

deri
DOKUNMA ORGANIMIZ DERİ

Deri, vücudumuzu dış etkilere karşı koruma, mikropların girişini önleme, boşaltım ve solunum gibi görevleri yerine getirir. Derimiz iki tabakadan oluşur:

Üst deri

Derinin en üst kısmı ölü hücrelerden oluşur. Kir dediğimiz madde derinin ölü hücrelerinden oluşur. Bu kısımda deriye renk veren hücreler bulunur. Üst deride kan damarı ve sinirler bulunmaz. Bu tabaka deriyi güneşten ve zararlı ışınlardan korur.

Alt deri

Alt deri içerisinde kan damarları, sinirler, duyu almaçları, kıl kökleri, ter bezleri ve yağ bezleri bulunur. Alt derimiz içerisindeki duyu almaçları;

► basınç,
► acı,
► dokunma,
► sıcak – soğuk gibi uyartıları algılayabilir.

burun
KOKLAMA ORGANIMIZ BURUN

Burun, koku alma organımızdır. Burun aynı zamanda solunum sistemi organıdır. Koku ve tat alma organımız birbiriyle uyumlu çalışır.

Burundaki kıllar ve sümük (mukus) sıvısı tozların tutulmasını böylece akciğerlere geçişini önler. Burnumuzdaki kılcal damarlar alınan havanın ısıtılmasını sağlar.

Burun boşluğunun üst kısmında sarı bölge adı verilen ve koku almaçlarının yoğun olarak bulunduğu bir yer vardır. Alınan havadaki koku moleküllerinin burun sıvısı içinde çözünmesi gerekir. Çözünen moleküller koku almaçları ile algılanıp buradan beyindeki koku alma merkezine iletilerek koklama sağlanır.

dil
TAT ALMA ORGANIMIZ DİL

Dil, tat alma organımızdır. Dilimiz tat almakla beraber konuşma, besinlerin ağızda hareketi ve yutulmasında etkilidir. Dilin yüzeyinde ¡at tomurcuklan adı verilen yapılar bulunur. Bu yapıların içinde duyu sinirleri vardır. Tat tomurcukları, tadın algılanması için aldıkları uyartıları sinir hücrelerine aktarır. Sinir hücreleri ise uyarıları beyindeki tat alma bölgesine iletir. Böylece tadın algılanması sağlanır.

Advertisement

Temelde tatlar, ekşi, tatlı, tuzlu ve acı olarak dörde ayrılır. Her bir tadın algılanmasını sağlayan özel almaçlar, dil üzerinde her yerde bulunabilmesine karşın, duyu almaçları dilin bazı yerlerinde daha fazladır.

Dilin arka kısmı acı, ön kısmı tatlı, ön kenarlar tuzlu, arka kenarlar ise ekşiyi daha iyi algılar. Dilin tadı algılayabilmesi için madde moleküllerinin tükürük sıvısında çözünmesi gerekir.


Leave A Reply