Bitlis Ahlat İlçesi Hakkında Bilgi ve Ahlat Tarihi ve Tarihi Eserleri Nelerdir?

0
Advertisement

Ahlat nerededir? Ahlat hangi ilimize bağlıdır? Bitlis’in Ahlat ilçesi özellikleri, tarihi, tarihi eserleri hakkında detaylı bilgiler.

Ahlat; Bitlis İli’ne bağlı ilçe ve merkezidir. 1 bucağı (Ovakışla) ve 24 köyü vardır. İlin kuzeyinde, batı ve kuzeyden Muş’un Merkez, Bulanık ve Malazgirt, doğudan Van Gölü ve Adilcevaz, güneyden Tatvan, Merkez ve Mutki ilçeleriyle çevrilidir. Süphan ve Nemrut dağlarının Van Gölü’ne uzanan engebeli eteklerinde yer alan ilçe topraklarının, Van Gölü kıyıları düzlük alanlarla kaplıdır.

Ahlat

Kara iklimi egemen olmasına karşın, gölün varlığı, ısıyı 1-2°C yükseltir. Yazlar serin, kışlar soğuk geçer. Ekonomi, tarım (buğday, çavdarın, arpa, şekerpancarı, patates, elma, ceviz), küçükbaş hayvancılık (koyun, kılkeçisi), hayvansal ürünler (yün, deri, et, süt) ticaretine dayanır.

Van Gölü’nün batı kıyısında, Tatvan-Erciş Karayolu üzerinde kurulu olan ilçe merkezi, il merkezine 67 km uzaklıktadır.

Ahlat Tarihi

Advertisement
Tarih.

Kaynaklar yerleşmenin İÖ 15. yüzyıldan bu yana yerleşim merkezi olarak kullanıldığını belirtir. Ahlat, önceleri Asurluların uç beyliğiydi. İÖ 9. yüzyılda ise yöreye Urartular egemen oldu. Ancak kent, gene uç beyliği olarak kaldı. Urartulardan sonra sırasıyla Medler, Persler, Makedonyalılar ve Seleukoslar yöreye egemen oldular. İÖ 323’te Attatos, Seleukoslara başkaldırarak Ahlat’ta bağımsız bir beylik kurdu. Beylik, İÖ 2. yüzyılda Partlann eline geçinceye kadar bağımsızlığını korudu. Partların egemenliği uzun sürmedi.

Alatos’un kurduğu beylik yeniden bağımsızlığını kazandı. Bizanslıların Doğu Anadolu’ya egemen oldukları sürece beylik de yaşamını yarı bağımsız sürdürdü. Emeviler ve Abbasiler döneminde Ahlat Beyliği İslâm Orduları’na kaşı birkaç kez direndi. Ancak, Doğudan Anadolu’ya geçmekte olan Selçuklular Ahlat’ı egemenlikleri altına aldılar. Alparslan, burayı bir süre kendisine merkez yaptı. Ahlat’ta başgösteren bazı başkaldırı girişimleri Selçuklu Türklerince kolayca bastırıldı. Ahlat, Mervanoğullarına “ikta” olarak verildi. 1905’te İsmail Türki adındaki Selçuklu komutanı, Mervanoğullarının egemenliğine son vererek burada bağımsız bir beylik kurdu.

Bu tarihten başlayarak Ahlat beyleri kendilerine “Şah Erman” unvanını verdiler. Ahlat Beyliği en parlak dönemini 1128’de II. Sökmen zamanında yaşadı. Beyliğin sınırları genişleyerek, Van, Halep, Erzurum ve Malatya’ya kadar uzandı. Beylik sınırlan içinde bayındırlık işlerine önem verilerek birçok han, kervansaray, cami, medrese vb yapıldı. Ahlat, çok geçmeden zayıflayınca önce Eyyubilerin, sonra da Moğolların istilasına uğradı.

14. yüzyılın sonlarında Timur kuvvetlerince yıkıma uğrayıncaya kadar Akkoyunlular, Danişmentler ve Celayiroğulları arasında el değiştirdi. 15. yüzyılın sonlarında ise Akkoyunlular burasını sınırları içine kattı. 1473’te Fatih Sultan Mehmet, Ahlat’ı Akkoyunlulardan aldı. Beylik kısa bir süre Safevi egemenliğinde kaldı. Çaldıran Savaşı’nın (1514) kazanılmasından sonra yeniden Osmanlılara geçti. Birinci Dünya Savaşı içinde kısa bir süre Ruslarca işgal edildi (1916). Cumhuriyetin ilk yıllarında Bitlis İli’ne bağlı bir ilçeyken 1929’da Van İli’ne, 1936’da yeniden Bitlis İli’ne bağlandı.

Tarihsel Eserler.

Türklerin Anadolu’ ya gelişlerinin ilk yıllarından başlayarak Ahlat önem kazandı ve bu önemini zaman içindeki çeşitli savaş ve yakımı olaylarına karşın yaklaşık 16. yüzyıla kadar koruyabildi. 6. yüzyıldan başlayarak eski önemini yitirerek küçülmeye başladı ve mahalleler arasında büyük boşluklar doğarak günümüze ulaştı. Bugün küçük bir ilçe merkezi olarak bilinen Ahlat, daha çok bulundurduğu eski eserleriyle tanınır.

Ahlat Tarihi

Advertisement

Tarihsel kaynaklarda varlığından söz edilen bazı önemli yapılar ortadan kalkmış olmasına karşın, yine de çok sayıda eser günümüze gelmiştir. Büyük bölümü yıkıntı durumunda olan bu mimarlık yapıları son yıllarda ele alınarak onarılmakta ve restore edilmektedir. Ahlat’a bulunan tarihsel eserlerin başında Eski Kale ve Yeni Kale olarak anılan savunma yerleri gelir. Van Gölü kıyısındaki Yeni Kale’ye karşılık Eski Kale daha iç kesimlerde kalır ve büyük bölümü ortadan kalkmıştır.

Kesin yapım tarihi bilinmeyen Eski Kale’nin günümüze gelen bazı bölümleri yapının bütünü hakkında fikir vermekten uzaktır.Van Gölü kıyısındaki Yeni Kale ise yapımına Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlanılan ve II. Selim döneminde bitirilen bir savunma yapısıdır. Yazıtından 1568’de tamamlandığı anlaşılan Yeni Kale’nin yapımını Evliya Çelebi’ye göre Zal Mahmut Paşa’nın buyruğuyla Mimar Sinan gerçekleştirmiştir. Yapı, içkale ve dış-kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Ahlat’ın en önemli yapıları mezar anıtlarıdır.

Anadolu Türk mimarlığının en ilginç türbe ve kümbet örneklerine Ahlat’ta çok sayıda rastlanmaktadır. Çoğu silindirik gövdeli, konik çatılı ve altlarında mumyalık denilen bölümleri bulunan bu yapılar arasında değişik biçimler gösterenler de vardır. Bu tür yapıların en büyüklerinden birisi İki Kubbe Mahallesi’nin güneyinde bulunan Usta Şagirt Kümbeti/Ulu Kümbet tir. Yazıtı bulunmayan kümbetin 13. yüzyılda ve büyük olasılıkla 1273’te yapıldığı sanılmaktadır. Üzerinde Selçuklu biçeminde bezemeler ve bir şerit halinde Ayet el-Kürsi vardır.

Bitlis Ahlat Selçuk Mezarlığı

Bitlis Ahlat Selçuk Mezarlığı

Bu yapının 100 m kadar kuzeybatısında yer alan ve yalnızca alt bölümü günümüze gelebilen bir başka kümbetin de 13. yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu ileriye sürülür. Ergezen (Merkez) Mahallesi mezarlığında bulunan Şeyh Necmettin/Havai Baba Türbesi ise 1222′ de Şeyh Necmettin tarafından yaptırılmıştır. Ahlat türbeleri içinde değişik mimarlığıyla dikkati çeken bu yapı kare planlıdır.

Halk arasında Hasan Padişah Kümbeti olarak anılan ve Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a mal edilen kümbet, Taht-ı Süleyman Mahallesi’nin güney ucundadır. Gerçekte Uzun Hasan’ın ölümünden 200 yıl önce 1274’te Hasan Aka bin Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Hasan Padişah Kümbeti’nin yanında kaide bölümüne kadar yıkılmış bir başka kümbet daha vardır. Yaptıranı ve kesin yapım tarihi bilinemeyen bu kümbet de mimarlığı, işçiliği ve bezeme öğeleri dikkate alınarak 13. yüzyıla tarihlenir. İki Kubbe Mahallesi’nin doğu kesimindeki Emir Ali Kümbeti’nin ise kesin olmayan bir tarihte, 1306’da yapıldığı sanılmaktadır.

Ahlat kümbetlerinden daha değişik bir plan ve kuruluşa sahip olan Emir Ali Kümbeti, eyvan tipi kümbetler grubu içinde incelenmektedir. Yine İki Kubbe Mahallesi’nde yol kenarında bulunan ve halk arasında Çifte Kümbet olarak adlandırılan yapılardan ilki 1281 tarihli Şirin Hatun ve Boğatay Aka Kümbeti’dir. Kare planlı, silindirik gövdeli ve konik külahlı olan kümbetin cenazelik bölümüne merdivenlerle inilir. Çifte Kümbet adının kullanılmasına neden olan ikinci kümbet ise birincinin hemen yakınındaki Hüseyin Timur Esentekin Kümbeti’dir. Klasik Türk kiimbet mimarlığının biçimlerine bağlı olan bu yapı 13. yüzyılın ikinci yarışma aittir.

Emir Ali Kızı Erzen Hatun adına Üstad Ali oğlu Mimar Kasım’ın yaptığı 1397 tarihli Erzen Hatun Kümbeti, Ahlat kümbetleri içinde en zengin bezemelere sahip olan yapıdır. Kümbet iki bölümden oluşur. İki Kubbe Mahallesi’nin batı kesiminde yer alan 1491 tarihi ve Akkoyunlulardan Rüstem oğlu Bayındır’ın ünlü Emir Bayındır Kümbeti ya da Parmaklıklı Kümbet, gövdesindeki kısa sütunlarıyla hareketli bir cephe sağlar, bu yönüyle Anadolu Türk mimarlığında özel bir yere sahiptir. Taht-ı Süleyman Mahallesi’ndeki 13. yüzyıla tarihlenen Alimoğlu Kümbeti ise kare planlı, üst bölümü tamamlanmamış bir yapıdır.

Yapılış tarihi ve yaptıranı bilinmemesine karşın 13. ya da 14. yüzyıllara ait olduğu sanılan Keşiş Kümbeti de kare plan üzerine 12 kenarlı gövdesi ve piramitsi üst örtüsüyle tipik bir biçimi yinelemektedir. Yapım tarihi kesin bilinmeyen ancak daha geç yapıldığı sanılan bir yapı da Mirza Muhammet Türbesi’dir. 16. ya da 17. yüzyıla tarihlenen bu türbe, kare planlı zemin üzerine sekizgen gövde ve sivri bir külahtan oluşur. Ahlat’ta dikkati çeken öteki mezar anıtları arasında 16. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılan Dede Maksut Türbesi ile 17. yüzyıla tarihlenen İki Kubbe Mahallesi’ndeki Anonim Kümbet’i de saymak gerekir.

Ahlat türbe ve kümbet türü mezar anıtları dışında, Anadolu’nun en eski ve önemli mezarlıklarına sahiptir. Meydanlık ve Taht-ı Süleyman Mezarlıkları adıyla anılan geni alanlar, mezar-taşları açısından birer açık müze özelliği taşır. Selçuklu biçeminde geometrik biçimleri ve bitkisel bezemelerle yazıların .süslediği bu mezartaşları, 12. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında sürdürülmüş belirgin bir gelişme çizgisini yansıtırlar.

Ahlat’taki dinsel yapılardan günümüze gelebilenler; mezar anıtlarına göre daha geç dönemlere aittirler.

Akkoyunlulardan Emir Bayındır Kümbeti’nin yakınında bulunan 1477 tarihli Emir Bayındır Mescidi, Baba Can Bey adlı bir mimarın eseridir. Dikdörtgen planlı ve yalın bir yapı olan mescit, iki bölümden oluşur. Birinci bölüm öndeki giriş eyvanı, ikinci bölüm ise arkasındaki sivri beşik tonozla örtülü, dikdörtgen planlı asıl ibadet yeridir. Minaresi bulunmayan mescit, kesme taş malzemeyle yapılmış üstü ise düz toprak damla kapatılmıştır. Osmanlı dönemine ait iki önemli dinsel yapı Yeni Kale’nin içinde yer alır.

Bu yapılardan İskender Paşa Camisi 1584 tarihlidir ve Mimar Sinan tarafından yapıldığı ileriye sürülür. Büyükçe bir kubbeli ibadet yeriyle önündeki üç bölümlü son cemaat yerinden oluşan yapının sağ köşesinde bir de minare vardır. İskender Paşa Camisi’nin karşısında yer alan öteki cami ise Kadı Mamut Camisi adıyla bilinir. Yazıtına göre 1584’te Ahlatlı kadı ailesinden Gazi Kadı Mahmut tarafından yaptırılmıştır. Bu yapının planı da, tek kubbeli bir ana yer ve önünde üç bölümlü son cemaat yerinden oluşur.

Advertisement

Ahlat’ta adı geçen yapılar dışında kaynaklarda varlığından söz edilen birçok dinsel, sosyal ve eğitim yapısı çeşitli istilalar, yıkımlar ve depremle nedeniyle günümüze gelememiştir. Ancak yazıtı bulunmamasına karşın Akkoyunlular döneminden kaldığı anlaşılan İki Kubbe Mahallesi yakınlarındaki Emir Bayındır Köprüsü ile Taşdirek denilen bölgedeki Emir Bayındır Yazlık Köşkü ‘nün kalıntıları, Ahlat’ın varlığı bilinen ve günümüze gelebilen öteki önemli yapılardır.


Leave A Reply