Doğu ve Batı Bloklarının Kuruluşu, Truman Doktrini ve Marshall Planı

0
Advertisement

Soğuk savaş döneminde Doğu ve Batı bloklarının kuruluşu nasıl olmuştur? Doğu bloğu ve batı bloğu ülkeleri, blokların oluşması hakkında bilgi.

Soğuk Savaş

1962’de yapılan bu karikatür, Sovyetler Birliği’nden Nikita Khrushchev (solda) ve Amerika Başkanı John F. Kennedy’yi, her ikisinin de parmağı nükleer bombada gösteriyor.

Doğu ve Batı Bloklarının Kuruluşu

1945’ten sonra ABD ve Sovyetler arasındaki ilişkilerde başlayan güvensizlik 1947’den itibaren açık bir gerginliğe dönüşmüştür. Bu durum iki ayrı cephenin ortaya çıkmasına ve her alanda birbirleriyle yarışa başlamalarına neden olmuştur. 1960’a kadar devam eden bu mücadele 1970’li yıllardan itibaren yerini Yumuşama (Detant) Devri’ne bırakmıştır.

Doğu Bloğu, Sovyet Bloğu ya da Demir Perde, Soğuk Savaş .döneminde Sovyetler Birliği ve onun Doğu ve Merkez Avrupa’daki müttefiklerini tanımlamak üzere kullanılmış olan bir terimdir. 1947’de, başta Polonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Doğu Almanya olmak üzere komünist rejim altına giren birçok ülke Moskova’dan yönetilen bir blok haline gelmiş bulunuyordu.

Uluslararası komünizm faaliyetlerini yeniden örgütlemek üzere, Avrupa’nın önde gelen komünist partilerini Silezya’da bir konferansta topladılar. Bu toplantının sonunda, 5 Ekim 1947’de Kominform’un kurulduğu ilan edildi ve yayınlanan bildiride dünyanın iki bloka ayrılmış olduğu açıklandı.

Yayınlanan belgelere göre Kominform’un amaçları şöyle idi:

1. İşçilerin yegane vatanı olarak kabul edilen Sovyetler Birliği’nin savunulması,

2. Amerika Birleşik Devletleri tarafından temsil edilen emperyalizme karşı mücadele edilmesi,

Advertisement

3. Tüm dünyayı kapsayacak olan bir Sovyetler Cumhuriyeti’nin kurulması.

Uluslararası komünizm hareketini koordine etmek için kurulmuş olan Kominform’un merkezi Belgrad şehri idi.

UYARI

“Demir Perde” tanımı Churchill tarafından yapılmıştır. Doğu Bloğu terimi Varşova Paktı ve Comecon yerine de kullanılır.

Yugoslavya hiçbir zaman Doğu Bloğu veya Varşova Paktı’nın bir parçası olmamıştır. Yugoslavya komünist bir ülke olmasına rağmen dönemin lideri Mareşal Tito, II. Dünya Savaşı esnasında direnç gösteren bir partizan olarak yönetime geldi ve bu yüzden Sovyetler Birliği ülkeyi birliğe katamadı. Soğuk Savaş esnasında Yugoslavya hükümeti kendisini iki cephe arasında tarafsız bir noktaya yerleştirdi ve “Tarafsız Müttefikler Hareketi’nin kurucularından birisi oldu.

Doğu Bloğu 1989 yılında Sovyet Rejimi’nin Doğu Avrupa’da çökmesi ile sona ermiştir.

► Batı Bloğu:

I. Dünya Savaşı sonunda yayınladığı Monroe Doktrini ile kabuğuna çekilmeyi ve Avrupa siyasetinden uzak kalmayı düşünen ABD, Sovyet Rusya’nın emperyalist ve yayılmacı politikasına karşı tekrar Avrupa işlerine yönelmeye başlamıştır.

Advertisement

1946 yılında Sovyet Rusya’nın üç ana istikamette yayılma çabalarına giriştiğini görmekteyiz. İran üzerinden Ortadoğu petrolleri ve Basra Körfezi ile Hint Okyanusu, Türkiye üzerinden boğazlar, Ege Denizi, Doğu Akdeniz ve Yunanistan üzerinden de Doğu Akdeniz.

Dikkat edilirse bu üç istikamet geleneksel olarak İngiltere’nin Rusya’ya karşı 19. yy’da en hassas noktaları olmuştu. Fakat II. Dünya Savaşı İngiltere üzerinde öyle bir tahribat yapmıştı ki, artık İngiltere’nin bu bölgeleri savunmak için Sovyet Rusya’nın karşısına çıkacak hali yoktu. İngiltere şunu da görüyordu ki, yeniden canlanan Rus emperyalizminin karşısına dikile-bilecek tek kuvvet Birleşik Amerika idi. Bundan dolayı İngiltere 1947 Şubat’ında Amerikan hükümetine, biri Türkiye diğeri Yunanistan hakkında olmak üzere iki muhtıra verdi. Bu memorandumlarda, Türkiye’nin Batı savunması için ehemmiyeti belirterek Türkiye’ye hem ekonomik hem askeri yardım yapılması gerektiği, İngiltere’nin bu yardımları yapamayacağı ve hatta Yunanistan’daki askerlerini dahi geri çekmek zorunda bulunduğu ve dolayısıyla sorumluluğun Amerika’ya düştüğü belirtildi.

► Truman Doktrini:

Amerika bu doktrini yayınlayarak Sovyet Rusya’nın yayılma alanlarındaki ülkelerden olan Türkiye ve Yunanistan’a destek olarak onların Rus güdümüne girmelerini engellemeyi amaçlamıştır.

Amerika kararını vermekte gecikmedi. Başkan Truman Amerikan Kongresi’ne 12 Mart 1947 günü gönderdiği mesajında, Türkiye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık askeri yardım yapılması için kendine yetki verilmesini istedi. Bu mesajda Türkiye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının Ortadoğu düzeninin korunması için bir zaruret olduğu belirtiliyor ve Türkiye ile Yunanistan’ın durumlarının birbirine bağlılığı şöyle ifade ediliyor: “Eğer Yunanistan silahlı bir azınlığın kontrolü altına düşerse, bunun Türkiye için neticeleri çok ciddi olur. Böyle bir halde karışıklık ve düzensizlik bütün Ortadoğu’ya yayılabilir.”

Amerikan Kongresi 22 Mayıs’ta Yunanistan’a 300 milyon ve Türkiye’ye de 100 milyon dolarlık bir askeri yardım yapılmasını kabul etti.

► Marshall Planı:

Amerika, Batı Avrupa’nın ekonomik sıkıntılarına yardımcı olmak için her şeyi yaptı. Amerika’nın 1945 Haziranı ile 1946 sonu arasında Batı Avrupa’ya yaptığı ekonomik yardım 15 milyar dolar olmuş, fakat bu yardım bütçe açıklarının kapanması, ithalat için kullanılması gibi, paranın verimli olmayan ve gidip de gelmeyeceği alanlara harcanmıştı. Bu işin sonu yoktu. Bu sebeple Amerika Avrupa’ya yapacağı yardım için başka bir formül aradı ve bu formül Dışişleri Bakanı George Marshall’ın 5 Haziran 1947 günü Harvard Üniversitesinde verdiği bir nutukta açıklandı. Buna göre, Avrupa ülkeleri her şeyden önce kendi aralarında bir ekonomik iş birliğine girişmeliler ve birliklerinin eksikliklerini kendileri tamamlamalılar. Bu genel işbirliği sonunda bir açık ortaya çıktığında Amerika bu açığın kapatılması için yardım etmeli. Bunun için de önce bir işbirliği programı yapılmalıydı.

Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesine bu plan dahilinde yapılan yardım sonunda Avrupa’daki sanayi üretimi savaş öncesine oranla % 25 oranında artmıştır.

UYARI

Sovyet Rusya Marshall Planı’na karşı Kominform ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkileri arttırmak için ‘MOLOTOF PLANI’nı yürürlüğe koymuştur.

► NATO’nun Kuruluşu:

Amerika Truman Doktrini ve Marshall Planı’nı uygulamaya koyarak Sovyet Rusya’nın yayılmacı politikalarına karşı tedbir almıştı. Ancak bu tedbirlerin yeterli seviyede olmaması üzerine ABD Sovyet Rusya’ya karşı “Durdurma Politikası”nı uygulamaya koymuş ve bu politika gereğince 4 Nisan 1949’da Kuzey Atlantik Savunma Paktı olan NATO’yu kurmuştur.

Sovyetler, Rusya ve Doğu bloğu ülkeleri NATO’nun kuruluşuna karşı 1955’te kendi savunma teşkilatları olan VARŞOVA PAKTI’nı kurmuşlardır.

Advertisement

Türkiye ve Yunanistan 1955’te NATO’ya üye olmuşlardır.


Leave A Reply