Eugène Ionesco Kimdir?

0
Advertisement

Eugène Ionesco kimdir ve ne yapmıştır? Eugène Ionesco hayatı, biyografisi, oyunları ve eserleri hakkında bilgi.

Eugène Ionesco

Eugène Ionesco; Rumence Eugen İonescu (d. 26 Kasım 1912, Slatina, Romanya – ö. 28 Mart 1994, Paris, Fransa), Rumen asıllı Fransız oyun yazarıdır. Bir “anti-tiyatro” örneği olan tek perdelik oyuna La Cantatrice chauve’la (1949; Kel Şarkıcı, 1961,1965) tiyatro tekniklerinde büyük bir devrime yol açmış ve uyumsuzluk tiyatrosunun doğmasında önemli bir rol oynamıştır. 1970’te Académie Française’e üye seçilmiştir.

Çok küçük yaşta ailesiyle birlikte Fransa’ya giden Ionesco, 1925’te Romanya’ya geri döndü. Bükreş Universitesi’nde Fransız dili ve edebiyatı öğrenimini tamamladıktan sonra, Paris’te doktora (1939) çalışmalarına başladı. 1945’ten sonra Paris’e yerleşti. Düzeltmen olarak çalıştığı sırada ingilizce öğrenmeye başladı. İngilizce ders kitabındaki biçimsel ve basmakalıp alıştırma cümleleri, Kel Şarkıcı’daki anlamsız konuşmalara esin kaynağı oldu. Oyunun en ünlü sahnesinde, iki yabancı sıradan konular (havanın nasıl açtığı, nerede oturdukları, kaç çocukları olduğu) üzerine konuşurken, birdenbire ve hayretle karıkoca olduklarını fark ederler. Bu sahne, Ionesco’nun sürekli yinelediği, insanın kendi kendisine yabancılaşması ve iletişimsizlik gibi temaların çarpıcı bir örneğidir.

Kel Şarkıcı’nın ardından Ionesco, bu oyundaki “mantıkdışı” düşünceleri geliştiren oyunlar yazdı. Bunlar arasında, son derece usdışı bir anlatımı olan kısa skeçler ve başta ölüm korkusu olmak üzere sonraki yapıtlarında ele aldığı temalara yer veren, daha ayrıntılı işlenmiş bir dizi tek perdelik oyun yer alıyordu. Bunlardan La Leçon (1951; Ders, 1962), Les Chaises (1952; Sandalyeler, 1962) ve Le Nouveau Locataire (1955; Yeni Kiracı, 1963) oldukça başarılıydı. Öte yandan Ionesco, Amédée, ou comment s’en débarrasser (1954; Amédée y a da Nasıl Kurtulmalı), Tueur sans gages (1959; Kiralık Olmayan Katil) ve Le Rhinocéros (1959; Gergedan, 1963) gibi uzun oyunlarında aynı ölçüde başarılı değildi. Ama sonunda Le Roi se meurt (1962; Kral Ölüyor, 1964/ Krallar da Ölür, 1968) ile dramatik bir bütünlüğe ulaşabildi. Bu oyunun ardından, felsefi fantezilerinin en başarılı ve en çarpıcı olanlarından Le Piéton de l’air i (1963; Hava Yayası) yazdı. La Soif et la faim’le (1966; Susuzluk ve Açlık) birçok bölümden oluşan, daha parçalı bir oyun yapısına döndü. Sonraki 10 yıl içinde Jeux de massacre (1970; Öldürme Oyunu), Shakespeare’in Macbeth’inin bir uyarlaması olan Macbett (1972) ve Ce formidable bordel (1973; Bu Harika Genelev) adlı oyunları yazdı. Ayrıca denemeleri, çocuklar için ders kitapları ve Le Solitaire (1973; Yalnız Adam, 1974, 1990) adlı bir romanı vardır.

Ionesco’nun başarısı, gerçeküstücü ve temsili olmayan tiyatro tekniklerini yaygınlaştırmasında, bunu doğalcı geleneğe alışmış bir seyirciye kabul ettirebilmesinde yatar. Bunu bir ölçüde, Notes et contrenotes (1962; Notlar ve Karşı Notlar) adlı deneme kitabında da ortaya koyduğu keskin eleştiri gücüne ve saldırgan tutumuna borçludur. Sonraki yapıtlarında, düşüncenin paradokslarından çok, düşlere, görülere ve bilinçaltının araştırılmasına yönelmiştir. Kral Ölüyor’dan sonra karamsarlığı azaldıysa da, daha katı bir siyasal tavır benimsemiştir. Önceleri kendini “sağcı anarşist” olarak tanımlarken, Journal en miettes (1967; Günlük Parçaları) adlı yapıtında her türlü sol ideolojinin karşısında yer almıştır.

Advertisement

Ionesco’nun Türkçeye çevrilen öteki oyunları arasında Le Maitre (1951; Önder, 1964), Jacques ou la soumission (1953; Jacques ya da Boyun Eğme, 1964), La jeune fille à marier (1953; Evlenecek Genç Kız, 1963/ Gelinlik Kız, 1964) ve Délire à deux (1962; İki Kişilik Hırgür) vardır.


Leave A Reply