Francis Ford Coppola Kimdir?

0
Advertisement

Francis Ford Coppola kimdir? Francis Ford Coppola hayatı, biyografisi, eserleri, filmleri ve sinema kariyeri hakkında bilgi.

Francis Ford CoppolaFrancis Ford Coppola;(7.4.1939)

Film bestecisi Carmine Coppola ile oyuncu bir annenin oğlu olarak Detroit/Michigan’da dünyaya gelen Coppola Kaliforniya ve New York’ta büyüdü. Sinema tutkusu bir hastalık sayesinde ortaya çıktı. Coppola sekiz yaşındayken geçirdiği çocuk felci yüzünden aylarca hastanede yatmak zorunda kalınca oradaki sinema gösterileri hayatındaki tek değişiklik oldu. Çocuk iyileştikten sonra annesiyle babası kendisine 8 mm’lik bir süper kamera armağan ettiler.

1958’den Sonra: Roger Corman’ın Öğrencisi New York’ta tiyatro bilimleri tahsilini tamamlayan Coppola 1958’de UCLA (University of California in Los Angeles) üniversitenin sinema bölümünde eğitimini sürdürdü. Orada okurken 50’li yılların sonunda B-filmleri olarak bilinen -yani düşük bir bütçeyle kısa zamanda tamamlanan- sinema türünü yeniden canlandırmakla meşgul olan yönetmen Roger Corman ile tanıştı. Coppola yönetmen asistanlığıyla kameramanlıktan başlayarak yönetmenliğin yolunu tuttu. 1961’de, senaryosu da kendine ait, ilk filmi olan Tonight for Sure adlı vvestern komedisini çekti. Bir yıl sonra Dementia 13 adlı korku filmini çevirdi.

1966: Giderlerin Kısılmasıyla Başlayan Kariyeri 1964’ten beri sahne dekoratörü Eleanor Neil ile evli ve üç çocuk sahibi olan Coppola, 1966 yılında Yon’re a Big Boy Now adlı ilk uzun metrajlı filmini tamamladı. Bu eserde gençlerin sorunları ele alınmaktadır. Bu filmi çok masrafsız bir çalışma olarak gösterime girince, Coppola Fred Astaire’in son müzikal filmi olan Finian’s Rainbow (Finian’ın Gökkuşağı, 1967) filminin yönetimiyle görevlendirildi. Coppola aynı yıl içinde, hiç de küçümsenecek bir ücret olmayan, haftada 300 dolar karşılığında senaryo yazarlığı yapmak üzere, UÇLA üniversitesinden ayrıldı. 1970’te Patton (General Patton) filmi için yazdığı senaryo Coppola’ya Oscar ödülünü kazandırınca, işinin ehli olduğu kesinleşti.

1971/74: Mafya Destanlarıyla Dünya Çapında Üne Kavuşması Coppola en büyük başarısını parasal sıkıntılarına borçludur. The Godfather (Baba, 1971) filmini yönetmeyi kabul etti. Başrolde Marlon Brando‘nun oynadığı Carleone aile klanını konu alan bu üç buçuk saatlik Mafya destanı dünya çapında başarı kazandı. Üç yıl sonra, ustalıkla araya sokulmuş geriye dönüşlerle birinci bölümde olup bitenleri de anlatan The Godfather II (Baba II) birinci filmin devamı olarak daha da büyük bir gişe rekoru kırmayı başardı. (Her iki filmin gişe geliri 300 milyon dolar civarındadır). Bu iki film Coppola’nın gelecekteki çalışmaları için yol gösterici oldu. Dekorlarda aşırı lükse kaçtı ve film bütçelerini keyfince aştı.

Advertisement

1974’ten Sonra: Sinema Krallığı Düşleri Coppola kazandığı paralarla bağımsız sanatçı-prodüktör olmak için kurduğu düşü gerçekleştirmek istedi ve birkaç film şirketiyle kendi dağıtım şebekesini kurdu. Bunun yanı sıra genç yeteneklere destek oldu ve aralarında The Great Gatsby’ninki (Büyük Gatsby, 1974) de bulunmak üzere, senaryolar yazdı. Filipin’in balta girmemiş ormanlarında 18 aylık bir çekim süresinden sonra, Coppola’nın Vietnam Savaşını irdelediği Apocalypse Now (Kıyamet, 1979) adlı filmi gösterime girdi. Yaklaşık 30 milyon dolara mal olan film, bir taraftan savaşın dehşetini aksettirirken diğer taraftan da insan ruhunun derinliklerini araştıran bir yolculuktu. 1980 yılında yedi milyon doları bulan bir para karşılığında satın aldığı Hollywood General Studios şirketinin adını Coppola “American Zoetrope” olarak değiştirdi. Fakat ne yazık ki yaratıcılıktaki aşırılıkları Coppola’yı iflasa sürüklemekte gecikmedi. En modern teknikle çevrilen ve bu nedenle de oldukça kısır bir seyirlik olan One from the Heart (Yürekten Biri, 1981) adlı aşk filmiyle uğradığı yıkım (masraf: 27 milyon dolar, gişe geliri: 1 milyon dolar) sonrası stüdyosunu satmak zorunda kaldı.

1990’dan Sonra: Geri Dönüş The Outsiders (Sokaktakiler, 1982) ve Mickey Rourke’ı üne kavuşturan Rumble Fish (Siyam Balığı, 1983) adlı filmlerinin konuları yeniden gençlik sorunlarına yönelikti. Oldukça küçük bütçelerle gerçekleştirdiği bu iki filmden sonra, Coppola 1984’te ölçüsüzlükleriyle yeniden bir skandala sebep oldu. 20’li/30’lu yıllarda Harlem’in ünlü caz kulübünü konu alan Cotton Club (1984) adlı filmin yapımcıları bütçeyi aşan Coppola’yı dava ettiler. Bu parasal zorluk Coppola’yı bir daha zirveye fırlattı. Coppola, başrolde Al Pacino’nun oynadığı Godfather (Baba) filminin üçüncü bölümünü çekmeyi kabul etti ve yeniden sinema gişelerinin dolmasına sebep oldu. Bram Stoker’in vampir romanını sinemaya uyarladığı Dracula (1992) zengin sahneleri sayesinde başarılı oldu. Coppola, daha sonra Jack (1996) ve The Rainmaker (Yağmurcu, 1997) adlı filmleri çekti


Leave A Reply