Frank Capra Kimdir?

0

Frank Capra kimdir? Frank Capra hayatı, biyografisi, filmleri, sinema kariyeri, eserleri hakkında bilgi.

Frank CapraFrank Capra; (19.5.1897 – 3.9.1991)

Capra, Palermo/Sicilya’da dünyaya gözlerini açtı. Çocuk altı yaşına geldiğinde aile Kaliforniya’ya göç etti ve babası meyve toplayarak ailesini geçindirmeye çalıştı. Çok hırslı bir genç olan Capra, ne pahasına olursa olsun, yüksek tahsil yapmaya azmetti ve 1918 yılında “California Institute of Technology”den mühendislik diplomasını aldı.

1925’ten Sonra:”Gag Yaratıcısı” Olarak Başarılı Olması Capra, 1922’de oyuncu Walter Montague’nün, film yapımcılık şirketi için bir yönetmen bulmak üzere gazeteye verdiği ilana cevap verinceye kadar, savaş sonrası yıllarında çok değişik işlerde çalıştı. Capra, Montague için Rudyard Kipling’in bir şiirinden uyarlanan Fultah Fisher’s Boarding House (Fultah Fisher’in Pansiyonu, 1922) adlı filmi çevirdi. Her ne kadar bu kısa film basının ve seyircinin takdirini kazandıysa da, Montague’nun iflas etmesi üzerine Capra kendisini yeniden kapının önünde buldu.

Bunu izleyen yıllarda Capra film işini mümkün olduğu kadar iyi öğrenmeye çalıştı. 1925’ten sonra film yapımcısı Hal Roach için “gag” yazarı olarak çalıştı. Bir yıl sonra da film yapımcısı Mark Sennett, Capra’yı Harry Langdon’un “gag yaratıcısı” olarak angaje etti. Capra’nın “gag” yazma konusundaki üstün yeteneği çok geçmeden herkes tarafından fark edildi. Capra’nın senaryosunu yazıp çektiği ilk üç filmin başrol oyuncusu Langdon, yönetmenin ustalığı sayesinde kendi ayaklarının üstünde durabilen bir komedyen haline geldi. Langdon Slapstick komedi starlığına yükselirken, kendi yönetmenliğini başkasına kaptırmak istemediği için Capra’yı işten attı.

1928-41: Columbia Yılları Capra, iki yıl çabaladıktan sonra, kendisine sanat açısından büyük özgürlükler tanıyan Columbia film şirketiyle 1928’de bir kontrat imzaladı. İlk Columbia filmi olan The Certain Thing için 1.000 dolar ücret aldı. Ücretleri çok çabuk artarak Uç yıl sonra ilk defa beş haneli rakamları buldu. Capra, başrolde dönemin seks sembolü Jean Harlow ile Platinium Blonde (1931) adlı filmi çevirdi.

1934’te çektiği it Happened One Night (Bir Gecede Oldu) adlı filmiyle Capra’nın en başarılı yılı başlamış oldu. Bu filmin en önemli beş Oscar’ı (en iyi film, en iyi yönetmenlik, en iyi kadın ve erkek oyuncu ve senaryo dallarında) birden alabilen ilk filmdi. Önceleri bu filmde oynamayı hiç düşünmemiş olan Claudette Colbert ile Clark Gable de bu film sayesinde süper starlığa yükseldiler. Capra bu filmde sansasyonel bir hikâyeye imza atabilmek için bir geceliğine bir milyonerin şımarık kızını kaçıran ve sonunda kızı dize getiren bir gazete muhabirinin başından geçenleri anlatır. Capra, bundan sonraki filmlerinde, seyircinin özdeşleşebileceği ve başkasının başına gelenlere sevinmeden gülebileceği sevimli çağdaş insanlara yer verdi. Mr. Deeds Goes to Town (Kente Dönüş, 1936) adlı sosyal komedisini ve You can’t Take it With You (Para Beraber Gitmez, 1938) filmini üstün kılan insanın içindeki cevhere olan inanışı sayesinde, Capra filmlerinin “Capracorn” olarak anılmasına neden oldu. Belirli ölçüdeki saflıklarına karşın, Capra’nın yapıtları sosyal ve siyasal durumlara ilişkin saldırgan yorumlar da içerir. Nitekim Mr. Smith Goes to Washington (Mr. Smith Washington’a Gidiyor, 1939) adlı filmde iki kurt politikacı parlamentoya yeni giren tecrübesiz birini (James Stewart) kirli rüşvet işlerinde kullanmaya çalışırlar. Filmin gala gösterisinde büyük çoğunluğu Kongre üyelerinden oluşan seyirciler bu yapıtı insafsızca yuhaladılar. Capra bu filmiyle o yıl en iyi öykü Oscarı’nı aldı.

1945’ten Sonra: Başarı Grafiğinde Düşüş Capra, İkinci Dünya Savaşı sıralarında Amerikan ordusu için, ABD’nin savaşa girmesini haklı gösterecek propaganda filmleri çekti. 1941’de tamamlandığı halde, ancak Uç yıl sonra savaşın bitmesine yakın sinemalarda gösterime girebilen Arsenic and Old Lace (Ahududu/Arsenik Kurbanları), büyük başarı kazanan son filmi oldu. Bu filmde bir yazar (Cary Grant) iki teyzesinin, yaşlı beyleri zehirle yalnızlıktan “kurtaran” azılı birer katil olduklarını keşfeder. 1947 yılında çekilen What A Wonderful World (Yaşamak Güzeldir) adlı Noel filmi, “Capracorn”un özü olarak kabul edilmesine ve aralarında James Stewart ve Bing Crosby’nin de bulunduğu büyük starların filmde oynamasına karşın, fiyasko ile neticelendi. George Cukor’un 1940’ta çevirdiği The Philadelphia Story adlı filmin yeniden çekimi olan A Pocketful of Miracles (Elmacı Kadın, 1961) Capra’nın son yönetmenlik çalışması oldu. Capra konuyu müzikal olarak işledi. Capra, bu filmden sonra sinema dünyasından uzaklaştı. 1971 yılında, Hollywood kulislerinin arkasına pek de mültefit olmayan bir bakış olarak nitelendirilebilecek otobiyografisiyîe sansasyon yarattı. Capra 94 yaşında La Ouinta/Kaliforniya’da hayata gözlerini yumdu.


Leave A Reply