Fyodor Dostoyevski Kimdir? Dünyaca Ünlü Rus Yazarın Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

Fyodor Dostoyevski kimdir? Ünlü Rus yazarı Fyodor Dostoyevski’nin hayatı ve eserleri ile ilgili bilgi veren sayfamız.

Fyodor Dostoyevski

Fyodor Dostoyevski – Rus Edebiyatının En Büyüğü Kabul Edilmektedr.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (11 Kasım 1821, Moskova, Rusya – 9 Şubat 1881, St. Petersburg, Rusya). Edebiyatta psikolojik roman akımının öncülerinden olan büyük bir Rus yazarıdır. Moskova’da doğdu. Babası fakir bir doktordu.

Dostoyevski’nin çocukluğu, babasına gelen zavallı hastaların ölümle, sefaletle çarpışmalarını görerek geçti. On altı yaşındayken annesini kaybetti. Öğrenimini Petersburg’daki askerî mühendislik okulunda yaptı. Buradaki dört yılı büyük bir yeknesaklık, huzursuzluk içinde geçti. Okulu bitirdiği zaman, babasını köylüler öldürmüştü; böylece, Dostoyevski hayatta parasız, dostsuz, kimsesiz kalmıştı. Kısa bir süre sonra ordudan istifa ederek edebiyatla ilgilenmeye başladı. Bu sırada karşı koymak zorunda olduğu sefalet, sara nöbetleri, türlü ruhî ve maddî ıstıraplar sonunda kaleme aldığı «Fakirler» adlı eseri 1846’da yayınlandı, ona edebiyat alanında büyük bîr ün sağladı.

Dostoyevski bir yandan edebiyatla ilgilenirken öte yandan Rusya’daki Çarlık idaresine karşı hürriyet çarpışmasına girişmiş gençlerle birlikte çalışıyordu. Bu tutumunu devrin hükümeti haber alınca 1849’da, daha başka arkadaşları ile birlikte yakalandı, ölüme mahkûm oldu. Yirmi genç, cezaları yerine getirilmek üzere kurşuna dizildi; sıra Dostoyevski’ye geldiği zaman bir asker, Rus Çarı I. Nikolay’ın, verilen cezayı müebbet hapse çevirdiği haberini getirdi. Böylece, Dostoyevski ölümden kurtuldu, cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gönderildi. On yıllık mahkûmiyetinin dört yılı, büyük işkence ve eziyetle yaptırılan ağır işlerde çalışmakla geçti. Burada edindiği tecrübeler, hayat görüşü, sonradan yazdığı romanların özünü meydana getirmiştir.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Sözleri

Dostoyevski, mahkûmiyetinin son yıllarını bir askerî inzibat taburunda geçirdikten sonra 1858’de serbest bırakıldı, büyük bir güçle yeniden yazı yazmaya koyuldu. O sırada Rus edebiyatında Gogol, Turgenyev ve Tolstoy‘un önderlik ettiği gerçekçi roman anlayışı hüküm sürüyordu; Avrupa’da ise Victor Hugo, Hoffmann gibi yazarların temsil ettiği romantik akım gelişmekteydi. Dostoyevski’nin sanatının bazı yönlerden bu edebiyat akımlarının etkisi altında bulunmakla beraber kendine has özellikleri de vardır, bu bakımdan önemlidir. O, romanlarında, çevresini ve burada geçen olayları tasvir etmekten çok, çeşitli insanların düşünce ve ruh derinliklerini işlemiş, bunların psikolojik, fizyoloijk meselelerini konu olarak ele almıştır. Bu türlü bir görüş açısından hareket ettiği için romanlarındaki karakterler çoğunlukla hasta, suçlu, isyankâr, haris, idealist, deli veya sadist kimselerdir. Bu insanların hayatta çarpışması ruhlarındaki iyilikle kötülüğün çarpışmasına dayanır. Dostoyevski’nin yaratma gücü sayesinde bu insanlar okurlar için unutulmaz birer tip olmuşlardır.

Advertisement

Dostoyevski’nin diğer ünlü romanları «Suç ve Ceza», «Budala» ve Karamazov Kardeşler dir.

DOSTOYEVSKİ’NİN BİLARDO MERAKI

DOSTOYEVSKİ’nin babası şayet sert yaradılışlı bir doktordu. Oğullarını büyük bir baskı altında, hastane çevresinden uzakta yetiştirmeye çalıştı. Dostoyevski’nin çocukluğu bu yüzden pek sıkıntılı geçmişti. Okula başladığı zaman arkadaşlarına bir türlü ayak uyduramadı. Yakışıklı da değildi. Gözleri şaşıydı. Kısacası, kendinde, başka insanlardan gizlenmesi gereken pek çok kusur bulunduğuna kanaat getirmişti. Bu yüzden, kendine uygun bir eğlence seçti: Bilardo. Masa başında oyun oynarken hiç kimse Dostoyevski’nin şaşı gözlerini, çirkin yüzünü farkedenıezdi. Sonra, oyun sırasında başkalarının konuşmalarını dinleyip onlardan faydalanabilirdi de.

Yıllar geçtikçe Dostoyevski’nin bilardo merakı daha da artıyordu. İkinci karısı Anya Gregoryevna, Dostoyevski’nin oyuna düşkünlüğünden bahsederken şöyle demişti:

— «Kocam, boş vakitlerini hep gazinoda geçiriyordu. Beyaz ve kırmızı bilyeler ona daima cazip görünürdü. Bir gün, gayet üzgün, eve geldi. Bütün parasını kumarda kaybettiğini söyledi, benden yardım istedi. Dizlerime kapanmış, yalvarıyordu. Küpelerimi, en kıymetli iğnemi çıkardım, verdim. Hiç aralıksız oyuna devam etmesi gerektiğinden yana yakıla bahsediyordu. Birdenbire onun alelade bir kumarbaz olmadığını fark ettim. Kazanmak için oynamıyordu o. Kaybetmekten de zevk alıyordu.»

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Sözleri


Kaynak – 2

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski; Rus yazarı (Moskova 1821 – St. Petersburg 1881). Moskova’da özel bir yatılı okulda okudu ve annesi öldükten (1837) kısa bir süre sonra St. Petersburg’taki Ordu Mühendislik Okulu’na girdi. 1843’te St. Petersburg’da askeri mühendis olarak görev yaparken Balzac’ın Eugenie Grandet’sini Rusçaya çevirdi, bu ilk edebiyat çalışması 1844′ te bir dergide yayımlandı. Aynı yıl askerlik görevinden ayrılarak edebiyata bağlandı. 1845’te yayımlanan ilk romanı İnsancıklar (Bedniye Luyudi) ile ünlendi. 1846’da, Mihail Butaşeviç Petraşevski’nin önderliğindeki ütopyacı sosyalistler grubuna katıldı. Dvnoki (Eşiz) 1846, Gospodin Prokarçin (1846), Ev Sahibesi (Khozyaika) 1847, Bir Yufka Yürekli (Slaboe Serdtse) 1848, Beyaz Geceler (Belye Nochi) 1848 gibi öyküler yazdı.

Advertisement

1849’da görüşlerinden ötürü tutuklandı. Hapiste 11 yaşında bir çocuğun kafa yapısını inceleyen Küçük Kahraman adlı öyküsünü yazdı. Sekiz ay hapiste kaldıktan sonra ölüm cezasına çarptırıldıysa da zincire vurularak Sibirya’ya götürüldü. 1854’te cezaevinden salıverildikten sonra da zorunlu askerlik görevini orada yapmaya başladı.

1858’de birincisi Sibirya’nın uzak bir kasabasındaki gülünç olayları anlatan, ikincisi de “kusursuz bir kişinin” portresini veren iki uzun öykü yazdı: Amcamın Rüyası (Diyadyuşkin Son) ve Stepançikova Köyü (Selo Stapançikovo i Ego Obitateli). 1859’da sara nöbetlerinin askerlik görevini yerine getirmesini engellediğini ileri sürerek ordudan ayrılmasının ardından St. Petersburg’a dönmesine izin verildi. 1861′ de ağabeyi Mihail’in de yardımıyla Vremya (Zaman) adlı aylık dergiyi yayımlamaya başladı ve bu arada özyaşamıyla ilgili iki roman yazdı; ilk eşi Marya’ya duyduğu mutsuz aşkı anlatarak içini döktüğü Ezilenler (Vnuz-hennye i Oskorblennye) 1861 ve Sibirya’daki cezaevinin öyküsü olan Ölüler Evinden Hatıralar (Zapiski iz Mertvogo Doma) 1862. Aynı yıl ilk kez Avrupa’ya gidip döndükten sora Tatsız bir Olay (1862) adlı kısa öyküsüyle liberallere karşı başlattığı saldırıyı sürdürdü; Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Düşüncelerinde (1863) Londra ve Paris’teki yozlaşmış yaşamı tanımladı.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

1863’te “Vremya” Polonya’daki ayaklanmayla ilgili bir makale yayınlamaktan ötürü kapatılmasına karşın, Yeraltı Dünyasından Notlar (Zapiski iz Podpolya) 1864 adlı romanında Batı uygarlığına saldırarak kurtuluşun ancak din yoluyla gerçekleşeceğini savundu.

Eşi Moskova’da öldükten sonra 1864’te yayımın yalnızca bir yıl sürdürebildiği ikinci dergisi Epokha’yı (Çığır) yayımladı. 1867’de ikinci uzun öyküsü Kumarbazı (İgrok) 1866 yazarken tuttuğu 22 yaşındaki stenocusu Anna Snitkin ile evlendi. Ağabeyi Mihail’in ölmesi üzerine gırtlağına kadar borca batması sonucu alacaklılarından kaçmak için eşi ile birlikte Avrupa’ya giderek Almanya, İsviçre ve İtalya’da kaldıktan sonra ancak 1871’de Rusya’ ya geri döndü. 1873’ten 1874’e kadar haftalık tutucu bir dergi olan Grajdanin’in (Yurttaş) genel yayın yönetmenliğini yaptı; 1876’da kendi aylığı Dnevnik Pisatella’yı (Bir Yazarın Güncesi) kurup 1880’e kadar yayımladı. Tüm yaşamınca bir saralı olan Dostoyevski, bir sara nöbetine tutulması sonucu öldü.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Başlıca Eserleri Ve Eserlerinin Özetleri


Leave A Reply