İslamiyetin doğuşu esnasında dünyanın genel durumu nasıldı? Asya, Avrupa ve Afrika kıtasında islamiyetin doğuşu döneminde ki siyasi durum hakkında bilgiler.
1. ASYA
İslamiyetin doğuşu sırasında “Dünya” kavramı sadece Eski Dünya denilen üç kıtayı anlatıyordu. Çünkü o dönemde; Amerika ve Avustralya kıtaları ile burada yaşayanların varlığı bilinmiyordu.
A- SİYASÎ DURUM
Bizans
• Yakın Doğu’daki önemli devletlerdendi.
• Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından bir süre sonra Batı Roma imparatorluğu yıkılmıştı (476). Bizans imparatorluğu tek başına varlığını sürdürüyordu.
• Bizans, Balkanlarda Avarlar ve onların egemenliği altındaki Slavlarla, doğuda Sasanilerle komşuydu.
• Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak isteyen Justinianus, İspanya, İtalya ve Afrika’ya ordular gönderdi. Batıda büyük başarılar elde ettiyse de, Balkanlarda ve doğuda yenildi.
• Avar ve Bulgar Türkleri’nin İstanbul önlerine kadar ilerlemeleri Bizans’ın gücünün sarsıldığını göstermektedir.
• Sasani-Bizans savaşı da Bizans’ın yenilgisiyle sonuçlandı.
• İslamiyetin doğuşu sırasında, Bizans’ın başında, Afrika genel valisi iken İstanbul’a gelip idareyi ele alan Herakleios vardı.
Sasaniler
• İran’da devlet kurmuşlardır.
• Bizansla sürekli mücadele halindeydiler.
• İslamiyetin doğuşu esnasında taht kavgaları ve siyasî karışıklık içindeydi.
• Sınırlarını, Kore’den Hazar Denizi’ne kadar genişletmiş olan bu devlet, ayrı başbuğlara bağlı çeşitli Türk boylarının birleşmesinden oluşuyordu.
• Bir süre sonra Doğu ve Batı diye ikiye ayrıldı.
• İslamiyetin doğuşu sırasında her iki devlet de siyasî varlığını devam ettiriyordu.
Hindistan
• Bu yarımadada, en eski devirlerden beri çeşitli ırk, dil ve kültürden insanlar yaşıyordu.
• M.Ö. 2000 yıllarında kuzeyden gelen Âriler, Indus ve Ganj vadilerine yerleşmiş ve Kast sistemine dayalı bir sosyal yapı gerçekleştirmişlerdir .
Kast, uğraşları babadan oğula geçen, aynı geleneğe bağlı olan ve başkalarına kapalı tutulan tabakalaşmadır.
Kastlarda herkes, babasının mesleğine girmek zorundaydı. Aynı kasttan olmayanlar birbirleriyle evlenemezlerdi.
Kast sisteminde şu dört sınıf vardı :
– Brahmanlar (Din adamları)
– Kşatriyalar (Hükümdar sülâlesi ve askerler)
– Vaisyalar (Tüccar, esnaf, çiftçiler)
– Sudralar (işçiler)
Ayrıca bir de pis sayılan işlerle uğraşan paryalar vardı. Bunlar kast dışı idiler.
a. Kast sisteminin etkisi,
b. Çok geniş bir yarımadada kurulmuş olması,
c. Çeşitli göçlere sahne olması
vb. nedenlerle Hindistanda siyasi birlik kurulamamıştır.
• İslamiyetin doğuşu esnasında Hindistan’da çeşitli derebeylikler bulunuyordu.
Çin
• Hindistan gibi Çin’de de, siyasi birlik yoktu.
• Göktürklerin ikiye bölünmesinden yararlanarak gücünü arttırmış, Batı Göktürklerle ilişkilerini geliştirmiştir.
Japonya
• Dört büyük ada ile çok sayıda küçük adadan oluşuyordu.
• İslamiyetin doğuşu esnasında, dünya ve Asya politikasında etkili bir güç değildi.
B. DİN VE İNANIŞ
Bizans
• Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlıydılar.
• Hz. isa’da insani ve ilahi tabiatın birleştiği inancına dayalı monofizit denilen ayrı kiliseler de vardı. Örneğin Süryani, Ermeni, Habeş, Kıptî (Mısır) kiliseleri monofizit mezhebine bağlıydı.
Sasaniler
İran dini Zerdüşt adında bir filozofun kurduğu inanç sisteminden oluşuyordu. Bu dine göre en büyük tanrı Ahuramazda, iyilik ve aydınlığın temsilcisiydi. Kötülük tanrısı ise Angramanyu (Ahriman) idi.
İnanışa göre bu iki tanrı (iyilik ve kötülük) sürekli mücadele halindeydi.
Zerdüşt dininde aydınlığa verilen önem nedeniyle ateş kutsal sayılmış, ateşgede adı verilen tapmaklarda sürekli yakılan ateşler hiç söndürülmemiştir.
Zerdüşt inancı Ön Asya’daki pek çok dini etkilemiştir.
Göktürkler
• Islamiyetin doğuşu sırasında Türkler,
– Hristiyanlık
– Zerdüştlük
– Budizm
– Maniheizm
– Musevilik
gibi çeşitli dinlerle temas halinde idiler.
Türklerden bazı gruplar arasında zaman zaman Budizm, Hristiyanlık vb. yayılmışsa da bunlar hiçbir zaman egemen din haline gelmemiştir.
Hindistan
Hindistan’da en eski din Veda dinidir. Veda dini bir inanç olmaktan çok; bir dualar ve adaklar törenidir.
M.Ö. VI. – V. Yüzyıllarda yaşamış olan Buda’nın yaydığı din Budizm’dir. Budizm’de tutkulardan kurtulma, mutluluğa erişmenin ön koşulu olarak görülür. Tutkulardan kurtulan kişi, elem ve ızdıraptan uzaklaşır ve sonsuz huzur olan Nirvana’ya kavuşur. Böylece Budizm doğru düşünmeyi ve içdenetimi sağlamayı amaçlar.
Çin
Çin’de tanrılı dinlerden çok, bilgelerin düşünceleri etkili olmuştur. Bu bilgelerden en ünlüleri Konfiçyüs ve Lao-Çe’dir. (M.Ö. 6. Yüzyıl).
Konfiçyüs ahlâkçı ve siyasetçi bir filozoftur. Amacı, Çin’in birliğini sağlamaktı. Par-“çalanmış devlet yapısına karşı çıkan Konfiçyüs; insanın eşitliğinden, devletin ahlâk kurallarına ve halkın çıkarlarına vygun yönetilmesinden yanaydı. Konfiçyüsçülük bugün bile Çin’in ulusal dini sayılmaktadır.
Çin’de ortaya çıkmış ve çok geniş bir taraftar kitlesi bulmuş bir düşünce sistemi de Taoizm’dir. Kurucusu Lao-dzi olan Taoizm, doğaya uygun davranışı, yönetimde müdahaleden kaçınmayı, kendiligindenligi, mistik ve metafizik yaşantıyı savunan bir düşünce ve inanç sistemidir.
Japonya
Konfiçyüsçülük, Taoizm ve Budizm’in yanı sıra, millî Japon dini olan Şintoizm yaygındı.
Şintoizm’de tabiat güçlerine ve ruhlara tapınma esastı.
2. AVRUPA
A. SİYASÎ DURUM
• Kavimler Göçü’yle, Avrupa’da meydana gelen karışıklık ve savaşlar sonucunda Batı Roma imparatorluğu zayıflamış ve bir süre sonra yıkılmıştı (476).
• Bu yıkılıştan sonra, Romalıların “barbar” diye nitelendirdikleri kavimler tarafından şu devletler kuruldu.
– Galya’da (Fransa), Franklar ve Burgantlar,
– Akitanya ve İspanya’da, Vizigotlar (Batı Gotları),
– İtalya’da, Ostrogotlar (Dogu Gotları),
– Belçika’da, Franklar,
– Afrika’da, Vandallar,
– Macaristan’da, Avar-Türk Devleti
• Doğu Roma imparatorluğu VI. Yüzyıl boyunca bu kavimlerle mücadele etti.
• İslamiyet’in doğuşu esnasında (Bizans’ın elindeki yerler hariç) Avrupa’da siyasî birlik yoktu.
B. DİN VE İNANIŞ
• Roma Imparatorlugu’nda önceleri çok tanrılı bir puta tapıcılık vardı.
• Hz. İsa ile birlikte Hristiyanlık ortaya ‘ çıktı. Başlangıçta güç koşullar altında yayılan ve şiddetli tepkilerle karşılaşan bu din, 312’de resmen kabul edildi.
• İslamiyetin doğuşundan önce Roma Imparatorlugu’nda Hristiyanlık egemendi. VI. ve VII. yüzyıllarda da Hristiyanlık Avrupalı kavimler arasında yayıldı.
3. AFRİKA
• İslamiyetin doğuşu esnasında Septe (Cebelitarık) Bogazı’ndan Suriye sınırına kadar Kuzey Afrika’nın Akdeniz kıyısı Bizans egemenligindeydi.
• Mısır, M.Ö. 30’da Romalıların eline geçmiş, Romalıların önemli bir eyaleti olmuştu.
• Mısır ve Habeşistan’da Hristiyanlık egemendi.
1 Yorum
oldukça güzel anlatılmış paylaşımınız sayesinde performans ödevimi yaptım