İtirazın İptali Davası Nedir?

0
Advertisement

İtirazın İptali Davası Nedir? İtirazın iptali davası nereye açılır? İtirazın kaldırılması, kaldırılma talebinin kabülü ve reddi hakkında bilgi.

İtirazın İptali Davası

> İtirazın iptali davası genel bir eda (alacak) davasıdır. Borçlu, borca itiraz ettiğinde genel olarak, alacaklının alacak hakkına itiraz etmiş olur. Bu nedenle alacaklının açtığı itirazın iptali davası, borçlunun itirazının alacak hakkının varlığını ispatlamak suretiyle hükümden düşürülmesini amaçlar. Alacaklı itirazın iptali davası açtıktan sonra itirazın kesin kaldırılması yoluna başvuramaz. Ancak itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı bu yolu bırakarak itirazın iptali davası açabilir.

> İtirazın iptali davası, hem imzaya hem de borca itiraz halinde açılabilir. Ancak burada itirazın iptali davasının genel bir eda (alacak) davası olmasına dikkat edilmelidir. Alacak davası, bir alacak hakkının varlığının ispatlanması amacına yöneliktir. Dolayısıyla borçlu yetki itirazı, derdestlik gibi daha çok takip hukukuna dair itirazlarda bulunmuşsa alacaklı itirazın iptali davası açamaz; bu durumda alacaklı itirazın kesin kaldırılması yoluna başvurmalıdır. Özetle itirazın iptali davası; borçlunun, alacaklının alacak hakkına itiraz ettiği durumlarda başvurulabilen bir yoldur.

> Borçlu itirazında itiraz sebebini bildirmemişse alacaklı itirazın iptali davası açabilmektedir.

> İtirazın iptali davası alacaklı tarafından borçluya karşı açılır.

> itirazın iptali davası icra mahkemesinde açılmaz. İtirazın iptali davası genel mahkemelerde açılır.

Advertisement

> itirazın iptali davası süreye tabidir; alacaklı bu davayı, itirazın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açmalıdır. Alacaklı 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa alacaklının yaptığı ilamsız takip düşer.

Yargılama Usulü

> İtirazın iptali, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Alacaklının açtığı bu davada, borçlu yapacağı savunmada itirazında belirttiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Mahkeme bu davada tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyip borçlunun borca itiraz nedenlerinin haklılığını araştırır. Bu noktada alacaklı, alacak hakkının varlığını ispat edecek her türlü delili ileri sürebilir. Dolayısıyla da hakim itirazın iptali davasında her türlü delili serbestçe değerlendirebilecektir.

> İtirazın iptali davası borçlunun itirazı (borcu olmadığına yönelik itirazı) üzerine alacaklı tarafından açılan bir dava olduğundan, alacaklı borçlunun itirazının iptalini sağlayacak; yani borçlunun borcu olduğunu ispatlayacak her türlü delili kullanabilecektir.

Davanın Sonuçları

> İtirazın iptali davası sonucunda, mahkeme davanın reddine veya davanın kabulüne hükmedebilir.

> İtirazın kesin kaldırılması talebinin reddi: Mahkeme, alacaklının alacak hakkının bulunmadığına karar verirse davanın reddine hükmeder. Davanın reddine hükmedilmesiyle borçlunun itirazı haklı bulunmuş olur. Bu nedenle borçlunun itirazı ile duran icra takibi, davanın reddi kararının kesinleşmesiyle iptal edilmiş sayılır. Bu karar ile alacaklının alacağının mevcut olmadığı kesin hüküm olarak tespit edildiğinden alacaklı borçluya karşı yeni bir alacak davası açamaz. Davanın reddine hükmedilmesiyle mahkeme, alacaklının alacağı olmamasına rağmen kötü niyetle icra takibi başlattığı ve itirazın iptali davası açtığına hükmederse alacaklıyı, dava konusu alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum eder. Mahkemenin alacaklıyı icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edebilmesi için borçlunun bu yönde bir talebi olması gereklidir.

> İtirazın kesin kaldırılması talebinin kabulü: Davanın kabulü mahkemenin, borçlunun borcu olduğuna veya alacaklının alacak hakkı bulunduğuna hükmetmesidir. Bu karar ile mahkeme, borçlunun itirazında haksız, alacaklının ise itirazın iptali davası açmasında haklı olduğuna hükmetmiş olur. Bu nedenle borçlunun itirazı ile duran icra takibi, itirazın iptali davası ile alacaklının haklı olduğunun anlaşılması nedeniyle devam eder; alacaklı itirazın iptali davası açmakla istediği amaca (takibe devam edilmesi) ulaşmış olur. Alacaklı, mahkemenin itirazın iptali davasının kabulüne ilişkin kararını icra dairesine vererek icra takibinin devamını sağlayabilir. Öte yandan borçlunun itirazda bulunmasına rağmen borçlu olduğunun kararlaştırılması nedeniyle icra inkar tazminatı (inkar tazminatı) ödemeye mahkum edilmesi de söz konusudur. Borçlunun haksız olduğuna hükmedilen bir itirazın iptali davası neticesinde, borçlunun icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilebilmesi için şu şartların varlığı gereklidir:

Advertisement

***Geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmalıdır.
***Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır.
***Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunmalıdır.
***Alacaklı, icra inkar tazminatını dava dilekçesinde talep etmiş olmalıdır.
***Borçlunun itirazının haksız olduğuna hükmedilmiş olmalıdır.

Alacaklının icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için kötürıiyetli olması şartı aranırken, borçlunun icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilebilmesi için kötü niyetli olma şartının aranmadığına dikkat edilmelidir.

> Yukarıdaki şartların varlığı halinde, itirazın iptaline hükmeden mahkeme, borçluyu dava konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum eder.

> İtirazın iptali davasında verilen karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğinden, davaya konu olan alacak bir kez daha dava konusu yapılamaz. Bu yüzden davayı kaybeden borçlu menfi tespit, istirdat ve sebepsiz iktisap davalarını açamazken, alacaklı davayı kaybetmişse yeni bir alacak davası açamaz.

İtirazın Kaldırılması

> İcra iflas hukukunda, borçlunun ödeme emrine itirazı ile icra takibinin devamını sağlamak amacıyla alacaklının başvurabileceği iki yol benimsenmiştir: İtirazın kaldırılması ve itirazın iptali davası, itirazın iptali bir dava olduğundan sonuçlanması zaman alabilen bir yoldur. Bu nedenle icra iflas hukukunda borçlunun itirazına karşı alacaklının başvurabileceği bir yol olarak itirazın iptali davası yanında “itirazın kaldırılması yolu” da benimsenmiştir, itirazın kaldırılması yolu itirazın iptali gibi bir dava olmadığından sonuçlanması daha kısa sürebilmektedir. Alacaklının alacak hakkına kavuşmasını çabuklaştıran bir yol olarak itirazın kaldırılması talebinin, borçlunun haklarını ihlal etmemesi için de bu yola ilişkin birtakım sınırlamalar getirilmiştir: Buna göre alacaklının alacak hakkı, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede, resmi dairelerin veya yetkili makamların usulüne uygun düzenledikleri bir makbuz yahut belgeye, imzası borçlu tarafından ikrar olunan hususi bir senede dayanıyorsa ancak alacaklı itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir. Alacak hakkı yukarıdaki belgelerden birine dayanmayan alacaklı itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz; alacaklı bu durumda itirazın iptali davası açmalıdır.

> Öte yandan alacak hakkı yukarıdaki belgelerden birine dayanan alacaklı, itirazın kaldırılması talebi ve itirazın iptali davası yollarından tercih ettiği birisine başvurabilir. Özetle, itirazın kaldırılması belli şartlar altında, borçlunun haklarını ihlal etmeden, alacaklının alacak hakkına kavuşmasını çabuklaştıran bir itirazın hükümden düşürülmesi yoludur.

> İtirazın kaldırılması yolu bir dava değildir. Zaten bu nedenle itirazın iptali davasına göre daha çabuk ne-ticelenebilmektedir. Alacaklı alacak hakkını yalnızca bir belge ile ispat edebilir. İtirazın kaldırılması talebi icra mahkemesinde incelenir, icra mahkemesinin incelemesi basit ve sınırlıdır: Mesela icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebi ile ilgili taoıkve yemin delillerine başvuramaz. Bu yüzden icra mahkemesinin itirazın kaldırılması talebi neticesinde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.

> İtirazın kaldırılması talebi süreye tabidir: Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğinin kendisine tebliğinden itibaren en geç 6 ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür: Alacaklı bu süre geçtikten sonra itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz.

> İtirazın kaldırılması talebi iki türlüdür: “itirazın kesin kaldırılması” ve “itirazın geçici kaldırılması”

İtirazın Kesin Kaldırılması

> Borçlunun borca itiraz etmiş olması halinde alacaklı, itirazın kesin kaldırılması yoluna başvurabilir. Alacağı İİK’nin 68. maddesindeki belgelerden birisine dayanan alacaklı, itirazın kesin kaldırılması yoluna başvurabilir. (Bu durumda hatırlanacağı üzere alacaklı itirazın iptali davası da açabilir). İtirazın kesin kaldırılması talebi üzerine, icra mahkemesi alacaklıyı haklı bularak itirazın kesin olarak kaldırılmasına hükmedebilir. Bu durumda alacaklı, icra mahkemesinin itirazın kesin kaldırılması kararını icra dairesine götürecek, itiraz ile duran icra takibinin devam etmesini, borçlunun mallarının haczini isteyebilecektir. Borçlu icra mahkemesinin kesin kaldırma kararını temyiz etse bile haciz işlemi yapılır; çünkü hatırlanacağı üzere temyiz, satıştan başka işlemi durdurmaz.

> Alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını talep ederken mutlaka şu belgelerden biri ile alacak hakkını ispat etmelidir:

Advertisement

***İmzası inkar edilmiş adi senet
***İmzası noterlikçe onaylı senet (Onaylama biçimindeki noter senedi)
***Resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne uygun verdikleri belgeler
***Kredi kurumları ile ilgili belgeler
***Borçlunun resmi daireler veya memurlar huzurunda borç ikrarında bulunması

> Alacaklı, yukarıda sayılan belgelerden birisi ile alacağın varlığını iddia ettiğinde, borçlunun, itirazını ispatlaması gerekir. Borçlu itirazını ispat ederse icra mahkemesi, alacaklının itirazın kesin kaldırılması talebini reddeder. Borçlu itirazını ispat edemezse icra mahkemesi, itirazın kesin kaldırılmasını kabul eder. Bu durumda borçlunun itirazı ile duran icra takibine itirazın kesin kaldırılması ile devam olunur. Burada dikkat edilmesi gereken husus; alacaklının yukarıda sayılan belgeler ile itirazın kaldırılması talebinde bulunması ile borçlunun, itirazını ispat etme yükümlülüğü altına girmesidir.

> Bu noktada borçlu şu belgeleri göstererek itirazını ispat edebilir:

***Borçlu, alacaklının gösterdiği belgeyi kullanarak itirazını ispat edebilir.
***Borçlu adi bir belge (makbuz) göstererek itirazını ispat edebilir.
***Borçlu imzası noterlikçe onaylı bir belge (makbuz) göstererek itirazını ispat edebilir.
***Borçlu, resmi dairelerin veya yetkili makamların düzenlediği bir belge ya da makbuz göstererek itirazını ispat edebilir.

> Borçlu itirazını ispat edebilirse icra mahkemesi (alacaklının) itirazın kaldırılması talebini reddeder. Ancak iki itiraz vardır ki belge ile ispatı mümkün değildir. Bunlar; yetki itirazı ve borçlunun yeni mal iktisap etmediğine ilişkin itirazdır.

> “İtirazın kaldırılması talebi” için “icra mahkemesi”ne başvurulur, itirazın kaldırılması talebi icra mahkemesinin görevlerinden birisidir.

> İtirazın kaldırılması talebi “yazılı veya sözlü” olarak yapılabilir.

> İtirazın kaldırılması talebi, ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğ edilmesinden itibaren “6 ay” içerisinde yapılmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür.

> İtirazın kesin kaldırılması talebi icra mahkemesi tarafından “basit yargılama usulüne göre” incelenir; ancak inceleme mutlaka duruşmalı olarak yapılır.

> Yukarıda da belirtildiği üzere borçlunun borca itiraz etmesi halinde icra takibi kendiliğinden durur ve hatırlanacağı üzere borçlu sebep bildirmek zorunda değildir. İtiraz ile icra takibinin durması üzerine, alacaklı belli şartlar atında itirazın iptali davası açabilir; yahut itirazın kesin kaldırılması talebinde bulunabilir. Bu durumda alacaklının alacağını belge ile ispat etmesi gerekir. Buna karşılık borçlu da borcu olmadığını belge ile ispat etmelidir, icra mahkemesi alacaklıyı haklı bulur da itirazın kesin kaldırılmasına hükmederse bu karar (itirazın kaldırılması) maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden borçlu “menfi tespit davası” açabilir. Ancak itirazın kesin kaldırılmasıyla icra takibine devam olunur. Buna ilaveten alacaklının talebiyle icra mahkemesi, borçluyu takip konusu borcun %40’ından az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edebilir.

> İcra mahkemesi itirazın kesin kaldırılması talebini reddederse; yani borçluyu haklı bulursa ilamsız icra takibi sona erer ve borçlunun talebiyle (bu talep şarttır) alacaklıyı takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edebilir. Bu karar üzerine alacaklı ilamsız icra takibi yapamaz. Ancak itirazın kesin kaldırılması talebi maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden alacaklının alacak davası açma hakkı vardır.

Advertisement

İtirazın Geçici Kaldırılması

> Borçlunun borca itiraz etmesi halinde alacaklı, icra mahkemesinde itirazın kesin kaldırılması yoluna başvurabilir. Borçlu eğer imzaya itiraz etmişse bu durumda alacaklı, icra mahkemesinden “itirazın geçici kaldırılmasını” isteyebilir, imzaya itiraz ise adi senetlerde söz konusu olabilir. Adi senet; resmi bir makamın veya görevlinin katılmadığı, özel olarak düzenlenen, senet metninin altında tarafların veya yalnızca, kendi aleyhine delil olan kimsenin imzası bulunan senettir ve senedin altındaki imzanın inkarı durumunda, senetteki imzanın doğruluğu anlaşılınca-ya kadar senet delil olarak kabul edilmez. Bu durumda borçlu yalnızca adi senet altındaki imzayı inkar edebileceğinden itirazın geçici kaldırılması talebi de ancak icra takibinin adi senede dayandığı hallerde söz konusu olabilir. Özellikle itirazın geçici kaldırılması talebi, alacaklının takibinin dayandığı adi senet altındaki imzanın borçlu tarafından inkar edilmesi halinde olabilir.

> Borçlu, icra takibinin dayandığı adi senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek imzaya itiraz ettiğinde, alacaklı itirazın iptali davası açabilir ya da itirazın geçici kaldırılması talebinde bulunabilir. Alacaklı itirazın geçici kaldırılması talebinde bulunduğunda icra mahkemesi adi senet altındaki imzayı inceler, imzanın borçluya ait olduğuna karar verirse itirazın geçici kaldırılmasına karar verir. Ancak imzanın borçluya ait olmadığına hükmederse alacaklının yaptığı “itirazın geçici kaldırılması talebini” reddeder.

> İcra mahkemesinin itirazın geçici olarak kaldırılması kararı vermesi, alacaklının haklı olduğu* dolayısıyla da borçlunun imzaya itirazının haksız bulunduğu ve adi senet altındaki imzanın borçluya ait olduğu anlamına gelmektedir. Ancak daha önce de belirtildiği üzere icra mahkemesinin bu kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Hatırlanacağı üzere icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemesi, bu kararların dava konusu yapılabileceği anlamına gelmekteydi. Bu nedenledir ki itirazın kesin kaldırılması kararı üzerine borçlu genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilmekteydi. İtirazın geçici kaldırılması halinde de borçlu 7 gün içinde “borçtan kurtulma davası” açabilmektedir. Bu husus bir sonraki bölümde daha ayrıntılı işlenecektir.

> İtirazın geçici kaldırılması da kesin kaldırılması gibi “6 aylık hak düşürücü bir süre”ye tabidir. Yani alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın geçici kaldırılmasını talep etmelidir.

> İcra mahkemesi, itirazın geçici kaldırılması talebini basit yargılama usulüne göre ve mutlaka duruşmalı olarak inceler. Borçlu icra mahkemesinde duruşmada mutlaka bulunmalıdır.

> İcra mahkemesi, itirazın geçici kaldırılması üzerine iki türlü karar verebilir: itirazın geçici kaldırılmasının kabulü veya itirazın geçici kaldırılması talebinin reddi:

> İtirazın geçici kaldırılması talebinin reddi: icra mahkemesi yapacağı inceleme sonucunda takibin dayandığı adi senet altındaki imzanın borçluya ait olmadığına hükmederse itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder. Bu durumda borçlunun senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itirazı (imza itirazı) haklı bulunmuş demektir, icra mahkemesi bu yönde karar aldığında, borçlunun talebiyle alacaklıyı takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum eder.

> İtirazın geçici olarak kaldırılması talebinin kabulü: İcra mahkemesi takibin dayandığı senet altındaki imzanın borçluya ait olduğuna karar verirse itirazın geçici kaldırılmasına hükmeder. Yani borçlunun imza itirazı haksız bulunmuş ve dolayısıyla itirazın geçici kaldırılması kararı ile icra takibinin devam etmesine karar verilmiştir. İtirazın geçici kaldırılmasına karar verilmesi halinde, alacaklının talebi ile borçlu takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminata mahkum edilir.

> İcra mahkemesinin itirazın geçici kaldırılmasına hükmetmesinin bazı sonuçları vardır. Bunlar:

> Geçici (muvakkat) haciz isteyebilme: itirazın geçici kaldırılması ile alacaklı borçlunun mallarının geçici haczini isteyebilir. Geçici haciz ile el konulan mallar haciz kesinleşene kadar satılamaz.

> Mal beyanında bulunma zorunluluğu: Borçlunun ödeme emrinde mal beyanında bulunma yükümlülüğünü bildirir. Ancak borçlunun imzaya itiraz etmesi ile icra takibi durduğundan mal beyanında bulunması da gerekmez. İtirazın kaldırılmasına hükmedilme-siyle icra takibine devam olunacağından borçlu mal beyanında bulunmak zorundadır. İtirazın geçici kaldırılması kararının borçluya tefhim ve tebliğinden itibaren 3 gün içinde borçlu mal beyanında bulunmalıdır.

Advertisement

> Borçtan kurtulma davası açabilme: İtirazın geçici kaldırılması kararı üzerine borçlu 7 gün içinde genel mahkemelerde borçtan kurtulma davası açabilmelidir.


Leave A Reply