Romanya Tarihi

0
Advertisement

Romanya tarihi hakkında tarihsel ansiklopedik bilgiler.

Romanya TarihiM.Ö 3. yüzyılda Tuna kıyılarında yerleşen Daklar, Dak Krallığı’nı kurdular. M.Ö. 106-100 arasında Roma Dakya’yı ele geçirdi. Ülke bu tarihten sonra Romanya adıyla anıldı. 271’de Roma ordularının geri çekilmesiyle bölge Barbarların eline geçti. Yüzyıllar sonra, Transilvanya, Macar Krallığı içinde bir “voyvodalık”a (Prenslik) dönüştü. Bu arada, Eflâk ve Boğdan’da da prenslikler kuruldu. Bu prenslikler 1417’de Osmanlı egemenliğine girdiler. 1861’de Eflak ve Boğdan özerk bir yönetim altında birleşti. 1878’de Berlin Kongresi, Kral I. Carol yönetiminde Romanya’nın bağımsızlığını tanıdı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Romanya yeni topraklar kazanıldı.

1923’te demokratik bir anayasa onaylandı. 1927′ de Kral Ferdinand ölünce torunu I. Michael tahta çıktı. Taht üzerindeki haklarından vazgeçmiş olan Michael’in babası I. Carol, 1930’da yeniden hak iddia etti ve II. Carol adıyla kral ilan edildi. Mutlak bir yönetici olan yeni kral, 1940’ta tahtından çekilmek zorunda kaldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında II. Michael yeniden kral oldu ancak gerçekte iktidar yetkisini diktatörce elinde tutan Başbakan General Ion Antonescu Almanların yanında savaşa girdi. Kral II. Michael, 1944’te Antonescu’nun gücünü kırarak Müttefiklerle barış antlaşması yaptı. Savaşın sonunda Romanya SSCB’ye bıraktığı Besarabya ile Kuzey Bukovina ve Bulgaristan’a bıraktığı Güney Dobruca dışında 1939 sınırlarında döndü.

1944 sonunda SSCB Romanya’ya girdi. 1946’da yapılan genel seçimleri sosyalist görüşlü Demokratik Partiler Birliği kazandı. General Antonescu ile bazı yandaşları savaş suçlusu olarak yargılanıp idam edildi. 1947’nin sonunda Kral II. Michael tahtan çekilmek zorunda bırakıldı. Krallık kaldırıldı ve yerine bir Halk Cumhuriyeti kuruldu. Komünist Romanya İşçi Partisi’nin önderliğinde ülkede hızlı bir devletleştirme programı başlatıldı. Tüm sanayi, bankacılık, madencilik, ulaşım ve öteki sektörler devletleştirildi. Parti Birinci Sekreteri Gheorghe Gheorghiu-Dej, 1952’de başbakan oldu.

Aynı yıl temel ilkeleri SSCB Anayasası’na yakın yeni bir anayasa yürürlüğe girdi. 1955’te başbakanlıktan çekilen Gheorghiu-Dej, 1961’de Devlet Konseyi Başkanı oldu. Konsey, Ulusal Meclis tarafından kurulmuş olan yeni bir mutlak yürütme gücüydü. Romanya, 1949’da COMECON’un, 1955’te Varşova Paktı’nın kurucu üyeleri arasında yer aldı. Gheorghiu-Dej ‘in 1963’te COMECON’ un totaliter yapısının yeni bir yaklaşımla ele alınması gerektiği üzerinde diretmesi, dış politikada, Nikita Kruşçef in izlediği Çin karşıtı politikaya katılmayı reddetmesi, Doğu Bloku’nu karıştırdı. Gheorghiu-Dej, Mart 1965’te ölünce, Romanya İşçi Partisi Birinci Sekreteri olarak Nikolay Çavuşesku onun yerini aldı ve yönetimde köklü değişikliklere gidildi.

Partinin adı değiştirilip Romanya Komünist Partisi adını aldı. 1968 “Prag Baharı” sırasında Çavuşesku, Çekoslovakya’nın yanında yer alarak SSCB işgaline karşı çıktı. Yugoslavya ile ilişkilerini geliştiren Sosyalist Blok içinde İsrail ile ilişkilerini kesmeyen tek ülke olan Romanya, Batılı ülkelerle de bağlarını sıklaştırdı. Varşova Paktı’ndan ayrılınmamasına karşın ülkedeki Sovyet askerleri geri gönderildi. 1970’lerde büyük bir endüstrileşme 1970’lerde büyük atılımına girişildi. Romanya’nın petrol üreticisi bir ülke olması da ekonomik açıdan ileri atılım yapmasını kolaylaştırdı. Ne var ki 1970’lerin sonuna gelindiğinde ülkede ciddi ekonomik bunalımlar görülmeye başladı. Dışardan alınmak zorunda olan ara mallarının gerektirdiği döviz sağlanamayınca borçlanmaya gidildi. Kredilerin geri ödeme vadesi gelenler ise ertelenmeye başladı. Bu koşullarda artan enflasyon, düşen üretim, büyüyen dış borçlar ve ödemeler dengesi açığı, Romen ekonomisini kıskıvrak sararak çok ciddi bir bunalım içine sürükledi.

Advertisement

1980’lerden başlayarak Çavuşesku, iç politikada köklü değişikliklere yöneldi. “Milliyetçilik” ve “bağımsızlıkçılık” temaları yinelenmeye başladıysa da Çavuşesku, tek adam politikasını uygulamaya koyarak Doğu Avrupa ölçütleri içinde bile aşırı sayılabilecek bir diktatör kesildi. Akrabalarını ve yakınlarını devletin en önemli noktalarına atadı. Alınan ekonomik önlemlerle çok sıkı bir tasarruf politikası izlendi. Dış borçların ödenmesine öncelik verildi, temel besin maddeleri karneye bağlandı. Yaygın ve son derece sıkı bir elektrik sınırlaması başlatıldı. Ülkede yaşayan ve nüfusları üç milyona yaklaşan Macar azınlığa karşı da 1986’dan itibaren daha önceleri aratacak derecede yeni baskı eylemlerine girişildi. Macarların adları değiştirilirken, kitlesel olarak ülkenin değişik yerlerine zorla sürüldüler.

SSCB’de Mihail Gorbaçov’un başlattığı glasnost (açıklık), perestroyka (yeniden yapılanma) politikalarını hoşnutsuzlukla izleyen, bu ilkelerin Romanya’da uygulamayacaklarını açıkça belirten Çavuşesku, ülke içinde antidemokratik tutumundan dolayı, ABD ile olan ilişkilerinde de geriledi. İnsan haklarını ön planda tutan ABD, Romanya’ya yıllardır uygulaya geldiği “en çok kayırılan ülke” statüsüne son verdi (1988). Tüm Doğu Avrupa’yı saran demokratikleşme sürecine şiddetle ayak direyen Çavuşesku, Komünist Partisi’nin 14. Kongresi’nde yeniden genel sekreter seçildi (Kasım 1989). Ancak, aradan bir ay geçtikten sonra, Timişoara’da başlayan protesto gösterileri, Bükreş ve büyük merkezlere sıçradı. İran gezisini yarıda kesen Çavuşesku, geri dönerek durumu denetim altına almak istediyse de, ordunun desteğini yitirdiğinden bu girişiminde başarılı olamadı. Yakalanan Çavuşesku ve eşi, Noel’de (25 Aralık) kurşuna dizildi. Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Çavuşesku yanlıları arasındaki çarpışmalarda 60 kişi öldü. Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından oluşturulan geçici yönetimin devlet başkanlığına İon İliescu, başbakanlığa Petre Roman getirildi. Mayıs 1990’da genel seçim kararı alındı. UKC ile öteki muhalefet partileri, Ulusal Birlik Konseyi adıyla seçime kadar ortak bir hükümet kurdular. UKC siyasal partiye dönüştü. 52 yıl sonra yapılan ilk serbest seçimi, oyların % 70’ini alan UKC kazandı (Mayıs). İ. İliescu, ant içerek göreve başladı (Haziran). Yeni hükümeti, Petre Roman kurdu (Temmuz). Sabık Kralı Michael, yeniden Romanya yurttaşlığı hakkını elde etti (Ocak 1991). 11 Ekim 1992’de yapılan devlet başkanlığı seçimlerin yine İliescu kazandı. Ancak İliescu yönetiminin başarısız kalması sonucunda 1996 yapılan başkanlık seçimlerini üniversite profesörü olan Emil Constantinescu kazandı.

Demokrasiye geçildikten sonra kabul edilen 1991 anayasasına göre Romanya’da, yasama erki çift meclisli parlamentodan (Millet Meclisi, Senato) oluşur. Meclis üyeleri ve devlet başkanı, genel oyla seçilir. Yürütme erki, devlet başkanı tarafından atanan başbakanın kurduğu hükümet, parlamentoya karşı sorumludur. Ülke, yönetim açısından, 41 yönetim birimine ayrılmıştır.


Leave A Reply